Edeceğim Çeviri Rusça
11,737 parallel translation
Bunu hayır olarak kabul edeceğim.
Я так понимаю, нет
Ben de yardım edeceğim.
Я помогу.
Tek yapman gereken muhabirlere ezberden İncil okumak. Ben de, bu kiliseyi aramaları için polislere izin verdiğinde yarattığın pisliği temizlemeye devam edeceğim.
Всё, что тебе надо было делать, это читать библию журналистам, а я бы прибрал весь твой бардак, когда ты позволил копам обыскать церковь
Ben de, bu kiliseyi aramaları için polislere izin verdiğinde yarattığın pisliği temizlemeye devam edeceğim.
. .
Seni muayene edeceğim.
Сейчас я осмотрю тебя.
Ben sana adınla hitap edeceğim.
Я буду звать тебя по имени.
- Üzgünüm. Kendime bir şekilde bilmemenin daha iyi olduğunu söylemeye devam edeceğim.
Я пытаюсь убедить себя, что будет лучше не знать.
Onları bulup adalete teslim edeceğim.
Они будут найдены и привлечены к ответственности. ( нем. )
Diğer sürücünün bana çarpmasına rağmen zararı tazmin edeceğim.
Я возмещу убытки. Хотя это в меня врезались.
Mezarının üzerinde dans edeceğim!
Я станцую на твоей могиле!
Bunu not edeceğim.
Я приму это к сведению.
Sana yardım edeceğim, tamam mı?
- Я тебе помогу, слышишь?
O macerada ordularımıza ben önderlik edeceğim.
Я лично возглавлю наши войска в этой кампании.
Alfred,... her gün senin için dua edeceğim.
Альфред, я буду молиться за тебя каждый день.
- Ve ondan sonra bu dünyadan feragat edeceğim.
А потом я отрекусь от этого мира.
Sınıfındaki kişilere bir şey olmuş mu diye kontrol edeceğim.
Проверю одноклассников, с которыми он учился, может, что-то всплывёт.
Sonraki teslimat, vaktinden önce olacak birkaç ekstra şey daha ilave edeceğim, bu...
В следующую поставку, а она будет скоро, я добавлю пару кило за наш счет.
- Uyandırmanızı rica edeceğim.
Вынужден попросить вас разбудить его.
Giyinip benimle birlikte polis merkezine gelmenizi rica edeceğim.
Я вынужден просить вас одеться и проехать с нами на набережную Орфевр.
Flash'ın hızını çalmana yardım edeceğim.
Я помогу тебе украсть скорость Флэша.
- Size ihanet edeceğim.
Я предам тебя.
"Size ihanet edeceğim." demiştim.
Я говорил тебе, что предам.
Edeceğim, ama şimdi değil.
Я могла бы, но не буду.
Ben denemeye devam edeceğim.
Прости, я еще попробую Ладно, Френки
- Annenin saçını tıraş edeceğim.
Нет! - Я постригу маму.
- Annenin saçını tıraş edeceğim.
- Я побрею мамину голову.
Bir şey itiraf edeceğim.
Я должен признаться.
Kenardan uzaklaşın, aksi taktirde ateş edeceğim.
Отойдите от края, или мы будем стрелять.
Kenardan uzaklaşın, aksi taktirde ateş edeceğim! Ohh! Karım ve çocuklarım dışarıda.
Отойдите от края, или мы будем стрелять. Моя жена и дети там.
Sana yardım edeceğim.
Я помогу тебе.
Söz veriyorum Thomas'ı aramaya devam edeceğim.
Обещаю, что продолжу искать Томаса.
Ve istifa edeceğim.
И сложу полномочия.
Seni buna pişman edeceğim.
Я заставлю тебя страдать
Zoom ile tekrar görüşeceğiz. Ve gelecek sefer o canavar her kimse onu alt edeceğim.
Мы снова встретимся с Зумом, и в следующий раз я одолею его, кем бы ни был этот монстр.
-... ve sen de - - Senden nefret edeceğim. Her zaman nefret ettiğim gibi.
– Буду ненавидеть тебя, как и всегда.
Davranışlarıma göre üniversitenin her an halka sunabileceği benim beyan edeceğim sözler için dönem izni deneme süreci talep ediyorum.
Я готова взять испытательный отпуск, в течение которого я подготовлю заявление, касающееся моего поведения, которое университет в любой момент может сделать публичным.
Teklif buysa unvanımı geride bırakıp ülkeyi terk edeceğim.
Если выбор стоит так, то я откажусь от титула и уеду из страны.
Şimdi Brüksel'e dönüp hava ataşesi olarak görevime devam edeceğim.
Сейчас я возвращаюсь в Брюссель, чтобы продолжить свою работу в качестве авиационного атташе.
Aramis'le konuşmazsam öyle hissetmeye devam edeceğim.
Я была бы менее, если бы могла поговорить с Арамисом.
Sizin için dua edeceğim.
Я помолюсь за вашу душу.
Ateş edeceğim.
Я буду стрелять.
Normalde teslim etmiyoruz ama bu büyük bir sipariş olduğuna göre.. ... bir istisna yapıp bizzat kendim teslim edeceğim.
Обычно мы не отправляем вещи, но так как у вас большой заказ, я сделаю исключение и лично отправлю его.
Sana yardım edeceğim.
Но я хочу тебе помочь.
Cheeseburger'lı pizzaları kontrol edeceğim.
Посмотрю, как там пицца со вкусом чизбургеров.
Ben de ona buna göre muamele edeceğim.
И вести себя я буду соответственно.
Bunları telafi edeceğim ama.
Позволь сделать что-то хорошее.
Ben de yüz tanıma sistemini kontrol edeceğim Joe'ya da CCPD'nin veritabanına baktıracağım.
А я проверю его по программе распознавания лиц и попрошу Джо пробить его по базе полиции Централ Сити.
Hızım olsun ya da olmasın yardım edeceğim.
Независимо от того, есть у меня скорость или нет, я должен попытаться помочь. Это никогда не изменится.
Ben de kazanmana yardım edeceğim.
А я тебе помогу.
Elde edebildiğim her yerde başarı elde edeceğim.
Спасибо.
Edeceğim.
Буду.