English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ E ] / Elmaslar

Elmaslar Çeviri Rusça

912 parallel translation
Elmasları ve şoförüyle gözünü boyamasına izin verme.
Не позволяй ей взять над тобой верх, только потому что у нее есть брюлики и шофер.
- Ve arkasında elmaslar vardı?
- И сзади на ней были нашиты бриллианты?
- Önünde de elmaslar vardı?
- И спереди тоже бриллианты?
Parlak elmaslar, derin gökyakutlar.
Блеск бриллиантов, чистейшие сапфиры.
Esmer, elmasları olan.
Особенно та маленькая брюнетка с бриллиантами.
Elmaslar. Onları almak çocuk oyuncağıydı. Çekil başımdan!
У нее все руки были в кольцах и браслетах.
Elmaslarınla, giydiğin ipekten elbiselerle başımı döndürüyorsun gel gelelim bana metroyu patates cipsini ve kafeleri hatırlatıyorsun.
Ты вся в бриллиантах, золоте, шелках... и метро. Пакеты с чипсами, кофе со сливками в уличном кафе.
Elmasları kazarız sayıyla Binlerce yakut bazen daha fazlası
искать под землей алмазы - яркие, как звезды... "
Bu elmaslar şeytanın işi olabilir.
Эти алмазы могут быть уделом дьявола.
Ama kız kardeşlerime anlatırsan, elmasları senden alır ve sana hiçbir şey bırakmazlar.
Но если ты расскажешь о них сестрам, то они заберут их у тебя и оставят тебя ни с чем.
Ah, ben de elmasların Tiffany'den olduğunu sanmıştım!
Ая думал, это бриллианты от Тиффани.
- Tüm o elmasları ve yakutları düşünün.
- Бриллианты и рубины!
Saçlarına elmaslar, parmaklarına yüzükler takarım.
Бриллианты будут сверкать в твоих волосах, а рубины на пальцах.
Elmaslarım!
Мои бриллианты!
Elmasları ve kızı olan Amerikalı kadın.
Американка с бриллиантами и дочерью. Вы знакомы с ними?
KÜLLER ve ELMASLAR
Пепел и алмаз
Hakiki elmaslar.
Бриллианты.
- Elmasların değeri 5000 eder.
Алмаз может стоить тысяч 5.
Elmaslar.
Бриллианты...
Nuttheccio elmasları bulmuş. Seninle görüşmek istiyor.
Нутэччо нашёл бриллианты и хочет немедленно встретиться с тобой.
Platinyum ve elmaslar.
Бриллианты и платина.
çikolataları düşün, taksileri... altını ve elmasları.
Подумайте, шоколад, такси, бриллианты, золото!
Baalbeck mücevherleri, elmaslar, zümrütler ve yakutlar akünün içinde.
Теперь драгоценности Бальбека.
" Ve onun elmasları olacak, ve incileri, ve incileri ;
"И будут у нее бриллианты с жемчугами"
"Ve onun elmasları olacak, ve incileri,."
"И будут у нее бриллианты с жемчугами"
Onun gömleğinin önünde, burada elmaslar düğme gibiydi.
И... он приносил связанный табак, Представляешь?
O elmasları giyen adamla.
Он привез ему бриллиант.
" Karımın elmasları ve incileri olacak, incileri ;
"А еще будут..."
" ve Karımın elmasları ve incileri olacak, incileri ;
"И будут у нее бриллианты с жемчугами"
" Karımın elmasları ve incileri olacak, incileri ;
"И будут у нее бриллианты с жемчугами"
- Oscar, hizmetçinin elmaslarını yedi, Kuzey Kutbu'na gitti, çünkü, bir çantada çocuk bekliyordu!
- Оскар? Он украл бриллианты у вашей служанки, которая отправилась на полюс, где она ждет какого-то ребенка в чемоданчике.
Yerli sülfür ve elmaslar...
Самородная сера, алмазы.
Elmaslar, yakutlar, zümrütler, safirler.
Бриллианты, рубины, изумруды, сапфиры.
Bende aile elmasları yok.
У меня фамильных бриллиантов нету...
Renkli TV, elmaslar.
Цветной телевизор, целое море брильянтов. И вдруг - в слезы,
Mücevherler. Elmaslar!
Настоящее дело может оформить - брюлики!
Portarlington'lardaki partide Leydi Hooper'ın elmaslarının çalındığını hatırlıyor musun?
Помнишь тот приём у Портарлингтонов, когда были украдены бриллианты леди Хупер?
Leydi Hooper'ın elmaslarını okuduğumu hatırlıyorum.
Я что-то читал о бриллиантах леди Хупер.
Elmaslarımdan biri makarnanın içine düştü.
Ой! Дабл ду-ду. - Пожалуйста.
Tek gereken sivri uçlu ayakkabılarla sahte elmaslar.
Супер, супер... Блин...
İçinde ne var, elmasların mı?
Что у вас там, бриллианты?
Efsaneye göre taşlar bir arada olduğunda içlerindeki elmaslar parlarmış.
По легенде, если камни поставить рядом, алмазы в них светятся.
Elmaslar mı?
Алмазы?
- Elmaslar mı?
- Алмазы?
- Elmaslar.
- Алмазы.
Elmasların birkaç gün içinde Hollanda'ya gönderileceğini yeni öğrendi.
Oн узнал, что через несколько дней... алмазы собираются отправить в Голландию.
Hoşuna gitmesi bir yana, hatunun dili çözüldü ve patronu olacak kuyumcunun Hollanda'ya göndereceği elmasları ofiste nerede muhafaza ettiğini falan ne varsa anlattı.
Ей так понравилось... что она говорит мне, когда ее босс - ювелир... отправляет свои камешки в Голландию... и что он припрятывает... свое барахлишко в маленьком ящичке в сейфе.
Elmaslarınla çok güzelsin.
Вы такая красивая в этих бриллиантах.
Çalıntı elmasları almak için haftaya San Fransisco'dan birisi 50.000 dolarla buraya gelecek.
На следующей недели дилеp из Сан-Фpанцискo пpивезёт в Лoс-Анджелес 50 штук для пoкупки кpаденных бpиллиантoв.
Bir peruk içinde gerçek elmaslar.
Бриллианты в парике.
Altın, elmaslar, yakutlar.
Золото, бриллианты, рубины.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]