Huge Çeviri Rusça
27 parallel translation
- Öyle düşünmüyor musun, Huge?
- Верно, Хью? - Вполне разумно.
Hugh, efendim.
Huge...
Hugh Janus, hemen buraya geri dön!
). - Huge Gayness, вернись сейчас же!
Çok büyük bir saldırıydı.
... a huge air attack.
Taşları ezip düzleştirmek için o dev silindirleri çekişlerini hala hatırlıyorum.
Я всё ещё помню их волокущими эти огромные ролики... I can still remember them hauling these huge rollers что-бы раскрошить камни и сделать их ровными. ... to crush the stone and make them flat.
Kocaman gösterişli kanatlarıyla Cadillac 10-15 yıl boyunca sektördeki tarzı belirlemişti.
Кадиллак, с этими огромными, хвастливыми ребрами... Cadillac, with these huge, ostentatious fins определял стиль для авто-производства в течении 10-15 лет.
Daha ekonomik bir araba olan Falcon'u çıkardık ve kar açısından çok büyük başarıydı.
Мы представили Фалькон как более экономичный автомобиль... We introduced the Falcon as a more economical car и это был огромный успех, в виде дополнительной прибыли. ... and it was a huge success profit-wise.
O zaman toplam net değerim 800.000 dolar gibiydi ama milyonlar değerinde alınmamış hisse opsiyonlarım vardı.
Мой общий капитал в то время был на уровне $ 800,000... My total net worth at the time was on the order of $ 800,000 но я имел огромные непогашенные фондовые опционы, стоящие миллионы. ... but I had huge unfulfilled stock options worth millions.
Hugh Dikilme.
Лена Головач. ( Hugh Gerection - huge erection )
Bu çok büyük. Gruba haber vermeliyim.
Это - huge. l gotta вызов полоса.
Büyük Japon parası.
Huge Japanese money.
Bu büyük bir adım.
That is a huge step.
Babamın yedinci sınıftaki gey fen öğretmenimle girdiği büyük kavga var ya...
That huge fight that dad had with Mr. Ward, my gay seventh grade science teacher- -
Sana yarak gibi bir iyilik borcumuz oldu!
You- - we all owe you a huge fucking favor!
Ama dolaşıma yetecek kadar üretmesi gereken miktar muazzam olmaz mıydı?
But wouldn't the amount he'd need to manufacture enough for circulation be huge?
Hayır, kocaman haberlerim var.
No, huge.
Şimdi olayın devasa kısmına geldik.
But now for the huge part.
Kameramanın kafası kanıyordu, ve çok fazlaydı.
( Natalie ) The cameraman was bleeding from the head, and it was huge.
Fakat kendisi iki gece öncesinden kalma kocaman bir yaraya bakıcılık yapıyordu.
But he was nursing a cold sore that had to have been huge two nights back.
Yarına yetişmesi gereken büyük bir sunumum var.
I have a huge presentation due tomorrow.
Oh, that's a huge... briefcase.
Какой у вас большой... Чемодан.
Evet, her şeyiyle koca bir felâketti.
Yeah, this was all a huge disaster.
Birminghamlı tank komutanı aynı zamanda arabanın dayanıksızlığını çözen Ford'un dev AR-GE departmanının desteğini de alıyordu.
And the Brummie tank commander had the backing of Ford's huge Ramp ; D department, who tackled the car's appalling reliability.
Umarım o film vardır, hani kadının siyahi bir kadınmış gibi konuştuğu Huge Grant ve Meryl Streep'in oynadığı film.
Я надеюсь. Я так надеюсь, что у них есть шикарный фильм с Мерил Стрип, где она говорит, как черная леди.
Hugh Janus.
- Huge Gayness (?
- Evet!
The tough part, though, is reconciling this huge thing we want :
Büyük para var.
Huge dough.