Justın Çeviri Rusça
217 parallel translation
Ve de St Just'ün suçlama raporunu okumasını.
И Сен-Жюст прочтет обвинительный акт.
Unutmayın, hackleme suçtan öte birşeydir.
Помнят, рубка - большее количество than just преступление.
Ama bizim gibi iki media elemanından daha fazlasına ihtiyacınız var.
Но Вы будете нуждаться в большем количестве than just два изображения средств информации подобно нам.
Na Yeong. onların hepsini boşaltabilirsiniz. Words that just come out from the mouth.
вНЙМЕЛЯЪ!
~ Bunlar sana aşık olmamın... ~
That's just half. Of sixteen reasons.
- ---And I just want you to know, as far as I'm concerned, we're okay again. - ---Bilmeni isterim ki, aramızın tekrar iyi olması konusunda kaygılıyım.
Я просто хочу, чтобы ты знал, что насколько я могу сказать, мы снова окей.
Amerikan halkının seçtiği bir başkanın isteği doğrultusunda hizmet ettiğimi düşünüyordum.
- Well, I don't think I felt either. Я только чувствовал что я служил по просьбе президента... I just felt that I was serving at the request of a president который был избран Американскими людьми.
T.S. Eliot'ın çok beğendiğim bir sözü vardır :
Есть цитата из Томаса Элиота, которая мне очень нравится : There's a quote from T.S. Eliot that I just love :
Çok önemli değil, yeter ki bacağınıza tırmanın.
I DON'T CARE, JUST GET UP YOUR LEG.
Bugün Chloe'nin babasını kovduğunu duydum.
I just found out that you fired Chloe's father today.
Uh, Susan'nın gerçekten iyi haberleri vardı. Uh, Susan just had some really good news.
Просто у Сюзан хорошие новости.
Sadece güzel bir yüzle yaşayamazsın Güzellik her şeyi düzeltemez
500 ) } kireigoto dake ja ikirenai { \ 1cH572708 } You can't live with just a pretty facade 500 ) } yasashisa dake ja iyasenai { \ 1cH572708 } Kindness can't heal everything ubawareta no wa { \ frz-5 \ fs55 } NAN da?
Bak sen nasıl da hemen açtın onu.
Ух ты, ты прямо в них ныряешь. Wow, you just
Bu sorun olacaksa, o zaman özel hayatını gizli tut olsun bitsin.
If that's a problem, you just keep your private life private.
Bir keresinde... bir kızlaydım ve şu manken numarasını denemiştim. Ve "just say no" kurgusunda, biraz tişört üzerinden... göğüs muamelesi elde ettim.
Как-то раз я был с девушкой и попробовал этот подход с моделью, и я определенно видел некоторую активность ее груди под блузкой, сигнализирующую "Просто скажи нет".
Sayın sözcü, Just Born Incorporated şirketindeki şeker üreticilerini kutlamak istiyorum. Bugün ürettikleri en tanınan ve benim kızımın da en sevdiği şekerlemelerden olan Marshmallow Peep'in 15'inci doğum günü.
Господин Председатель, сегодня я поднялся чтобы поздравить кондитеров из Just Born Incorporated, празднующих пятидесятую годовщину одного из их самых популярных продуктов, не говоря уже о том, что их обожает моя дочь Маршмэллоу Пипс.
? Yaşamın beni nereye sürüklediğini?
Just where my life was going to
Don't just know how to say the words Sadece kelimeleri nasıl kullanacağını bilmiyorsun. En önemli şey nasıl vuracağındır.
Недостаточно просто знать как это называется Гораздо важнее почувствовать на себе
İlk defa olduğunda bunun çılgın bir rüya olduğunu sandım.
The first time it happened, I thought it was just a crazy dream.
Bir kaç hasta daha alırsan, parasını rahatça çıkartabiliriz.
If you would just take on a few more patients, we could afford it.
Bazen düşünüyorum da, eğer evin dışında bir işin olursa, doların değerini biraz daha iyi anlayabilirsin.
I just sometimes think maybe you would appreciate the value of a dollar more if you had to work outside the home.
Benim sıradan bir ev kadını olduğumu mu düşünüyorsun?
You think I'm just like every other housewife? No. No, no, no.
Hem bunun, bir yemek kitabından daha fazlası olmasını istiyorum.
And I want it to be more than just a cookbook.
Belki bir gün, ihtiyacınız olur diye sizin için saklamıştım.
I kept it for you, just in case you might need it someday.
O kadar tutarlı ve güvenilirsin ki.. Her zaman, etrafımda olacağını düşünmüştüm.
You're so stable and reliable, and I just... always thought you'd be around.
* Ve sadece n'aptığını düşünmem. * * benimle birlikte olduğun sürece... *
# And I don't mind just what you do # # As long, as long as it's with me... #
İki kurbanımızın bağlantılı olduğu ortaya çıktı. It just had nothing to do With their deaths.
Оказалось, что обе жертвы связаны, но убийства тут не при чём.
Sayın seyirciler, birkaç yarışmacı daha ve sonrasında jüri "Big Archie Spor Malzemeleri" ve "Emerson Çit Şirketi" nden 600 $'lık hediye çeki kazanacak olan yeni Miss Pawnee'yi seçecek.
Folks, just a couple more contestants, and then the judges will decide our next Miss Pawnee, a winner of $ 600 in gift certificates to Big Archie's Sporting Goods and Emerson Fencing Company.
Beni sakın merak etme, Ann.
Just don't worry about me, Ann.
Yalnızca on bir yaşındaydın.
You were just eleven years old. Вам было всего по 11 лет.
Bence sizin bir kere fuar için gelmeniz okula yeni bir yüz kattı ve çocuklar çok da uzak olmadığını ve onlar için gerçek bir fırsat olduğunu farkına vardılar.
Well, you know, I think once y'all came down To the fair, it just put a face to the school И дать детям понять.
Burada yaptığın değişikliklere alışmaya çalışıyorum.
I'm just trying to get used to all the changes around here, okay?
Aynı kanunsuz cadı avınız gibi.
Just like your vigilante witch hunt.
Lois, seni korumaya çalıştığımızı göremeyecek kadar hasar kontrolü eğitimi almadın mı?
Lois, can you stop running damage control long enough to see that we are just trying to protect you?
Buna Clark'ın ve benim sana olan güvenimiz dahil mi?
Just like you're gonna make Clark and I trust you again?
Ona hayatımı yaşadığım mesajını göndermek istemiştim ama bu doğru değil.
Ты знаешь, я пробовал отправить ей сообщение That I'm having the time of my life, and it just isn't true.
Evet şimdi de, T.M.Z., Perez Hilton ve Just Jared Sasha'nın kız arkadaşın olup olmadığını bilmek istiyorlar.
Да, теперь TMZ, Perez Hilton, и Just Jared хотят знать, правда ли ты встречаешься с Сашей. ( * известные блоггеры Америки )
Ya da belki bu Destiny'nin benim yerime başkasının geçmesi gerektiğini söyleme şeklidir.
Or maybe that's just Destiny's way of telling me that I need to be replaced.
Ah, Sayın Daniels bana quizzing oldu test yarın için.
Uh, mr. Daniels Was just quizzing me for the test tomorrow.
Sanırım sadece birinin diliyorum istedi miydi kariyer gün yapın.
I guess I just wish that somebody Would have asked me to do career day.
Clea'nın bakteri dönüştürme formülü bana 2 milyar dolar kazandırdı.
Формула преобразования бактерий Клеа has just netted me $ 2 billion, агент Гиббс.
Ne kadar da sıcak olurdu Örtümüzün altında Sadece sen ve ben Manş'ın kıyısında
think how snug it'll be underneath the flannel when it's just you and me and the English channel in our cozy retreat, kept all neat and tidy we'll have chums over every Friday by the sea anything you say
Ama önemli değil sen kolonoskopu kızının rektumuna çabucak sokarken ben de "şuraya bak" diye bağırırım.
But no big deal. I'll just scream, "look over there," while you quickly shove a scope up her daughter's rectum.
Beni hiç tanımıyorsun. Hiç yanımda olmadığın için suçluluk hissediyorsun diye kendini iki günlük bebek için feda etmene izin vermeyeceğim.
And I'm not gonna let you martyr yourself for a two-day-old infant just because you feel guilty because you weren't around for me.
Dünyanın en iyi annesi olmaya çalışıyordu.
She was just trying to be the best mom in the world.
- Castle'ın kızıyla konuştum.
I just got off the phone with Castle's daughter.
Cinayetten bir gün önce de varmış bir tane. Bir tane de yarın için... - Yani...
That just say "M." And there was another one, the day before the murder, then one scheduled for tomorrow.
Hayatını kurtarıyorum Hepsi bu.
Just saving your life.
Başkasının şeyini kendininkiymiş gibi göstermen dışında hayır.
Just the one you made in assuming that you could Pass off somebody else's material as your own.
Zanlının içeri girişini çekmeye bayılırlar, Reggie.
They just love a good perp walk, Reggie.
Tabağa dil bırakmasının hiçbir anlamı yok.
It means nothing just to put a tongue in a dish.