Kaçın Çeviri Rusça
25,953 parallel translation
Kaçın, kaçın!
Бежим, бежим, бежим!
Garsonlara kaba davran, göz temasından kaçın nefesin kötü koksun, yakınlaşmaktan kaçın.
Ага. Будь груб с официантами, не смотри ей в глаза, запах изо рта, прищеми ногу в двери.
Fakat karın bölgesinden kaçınalım.
Но я бы избегал брюшной полости.
Kaçın, kaçın!
Бежим! Бежим!
O halde kaçınılamaz olduğuna ikna edeyim.
Ну, тогда позволь мне убедить тебя, что это неизбежно.
Buradayım çünkü kütüphane nadir... bulunan sayfalardan bir kaçını... ortaya çıkardığını iddia ediyor... ki benim araştırdığım konu.... gerçekten mi?
- Я здесь, поскольку библиотека заявила, что нашла страницы редкого манускрипта, которым я занимаюсь. - Правда?
Kaçın!
Бегите!
Bu kaçınılmaz.
Это неизбежно.
Jane'in vücudundaki bilgi birçok özel ve kamu sektöründen gelmişe benziyor. Onlardan bir kaçının kimliğini zaten belirledik.
Похоже, что информация на теле Джейн появилась из разных источников – от госслужащих и частных лиц.
Riskler bu kadar fazlayken kaçınılmaz olan peşinde olduğumuzu bilmeden önce onu yakalamaktı.
И поскольку ставки столь высоки, для нас непреложное условие достать его, до того он понял, что мы его достаем.
Shameless'ın bir başka bölümünü daha mı kaçırdın?
Пропустили очередную серию?
Sen ve Lucas taşınıyor olduğunuza göre ona bizimle bir kaç gün kalabileceğini söyledim.
Я сказала ей, что она может остаться у нас на несколько дней, раз уж вы с Лукасом переезжаете.
Geçen hafta Shameless'ı kaçırdınız ha?
Блин, пропустили серию на прошлой неделе?
Mickey hapisten kaçıp, Chicago Polis Departmanı'nın yarısı Güney Yakası'nın her tarafında onu aramaya başladığından beri mi?
Ты имеешь ввиду с тех пор, как Микки сбежал из тюрьмы, и собрал половину Чикагской полиции прочёсывать весь Саут Сайд?
Benim hayatım mahvoluyor, bir de geçen hafta neler kaçırdığınızı anlatmak için değerli hikaye zamanından mı çalalım şimdi?
Моя жизнь рушится, и сейчас мы должны уделить драгоценное время, чтобы рассказать, что вы пропустили?
Onların kaç tanesine bulaştı?
Скольких из них ты заразил?
Her şeyi olan bir kadındı, ta ki aklını kaçırana dek.
У этой женщины было всё.
Babam, annemin beni okuldan kaçırdığını ve sakladığını söyledi.
Папа сказал, что мама украла меня из школы. И прятала меня.
Bilmem, belki de adam kaçırdığın içindir.
Даже и не знаю, может потому, что ты похищаешь людей.
Farah, kaçırıldığın gece çaldığın kapının ardında ben vardım.
Фара... в ночь, когда тебя похитили, ты стучала в мою дверь.
Geriye gidip kaçırılmasını engelleyebilirim.
Я могу вернуться и предотвратить похищение.
İstediğini yaparsın çünkü seni kaçırdım. Bu, senin için çok kötü olmalı.
Конечно, делай что хочешь, потому что я тебя похитила и... и это... наверное, плохо для тебя.
Üstelik yeni davanın başlangıcını kaçırmak istemiyorum.
Кроме того, я не хочу пропустить, когда начнётся следующее дело.
- Tam burada. - Ve bu zavallı adam bu deli kadın tarafından kaçırıldı.
— А этого беднягу похитила эта сумасшедшая.
Todd ve ben Lydia Spring'in kaçırılmasını araştırma girişiminde bulunduk.
Мы с Тоддом пытались расследовать похищение Лидии Спринг...
Beni kaçıran adamların Patrick Spring'i öldürdüğünü düşündüğünüzü söylemiştiniz.
Ты сказал, что люди, которые меня похитили, думали, что ты убил Патрика Спринга?
- Beni kaçırdın!
Ты меня похитила!
Biraz insan yemeği yiyeceğin için Dirk Gently'yi öldürme fırsatını kaçıracağını gerçekten düşünüyor musun?
Слушай... ты правда думаешь, что упустишь шанс убить Дирка Джентли, поев человеческой еды?
- Hayır, aklını kaçırmıyorsun.
Нет, ты не сходишь с ума.
Bunun ona kaç günü atlattığını ona umut verdiğini bana kaç defa söyledi, biliyor musun?
Знаешь, сколько раз она говорила мне, что только это помогает ей, только это даёт ей надежду?
Sana bunu açıklayacağım ve anlarsan, yani ne dediğimi kavrarsan bana söylemen ve yardım etmen lazım. Doğru olup olmadığını onaylaman ya da reddetmen gerekiyor, çünkü... Şu an aklımı kaçırıyor gibi hissediyorum, sanki...
Я тебе расскажу о ней, и... если ты поймёшь, в смысле, если выслушаешь до конца, ты должна мне сказать, должна помочь мне, подтвердить или опровергнуть, так ли это, потому что... мне кажется, что я схожу с ума.
Rainey'e ihanet ettiğinde aklını kaçırdın.
Ты сошёл с ума, когда предал Рейни.
Bunun için Real Madrid maçını kaçırıyorum biliyor musun?
Ради такого я даже пропускаю матч Реал-Мадрид.
Geleceği görebilsen bile, bunu öğrenip heyecanını kaçırmak istemezdim.
Даже если бы ты могла узнать будущее, я бы не хотел испортить сюрприз.
Kaç tane düşmanının yüzyıllardır Kütüphanecileri öldürmeye çalıştığının farkında mısın?
Ты понимаешь, как много врагов хотели убивать Библиотекарей веками?
Kaçırırsan çok pişman olacaksın.
Я приведу бабушку.
Dairenize gittik... bir kaç adamımız hala orada. Ve hala zorla giriş izi bulamadık. Yani kapınızı kilitleyip kilitlemediğinizi... hatırlayabilir misiniz?
- Мы были в квартире, там сейчас работают наши люди, следов взлома вроде нет - можете вспомнить, запирали вы дверь или нет?
Kaç tane aldığımın farkında değildim.
Должно быть я потеряла счет сколько приняла.
Ne kaçırdığını bilmiyorsun!
Ты не знаешь, от чего отказываешься!
Sen kaç yaşındasın ki?
Сколько тебе вообще лет?
Artık bir şey yapamadığını düşünebilirsin ama April'i kaçırmalarına engel oldun.
Ты думаешь, что тебе уже никого не остановить, но ты ведь остановил их.
Zira bazen insan mizahını kaçırabiliyorum.
Просто иногда я не понимаю человеческий юмор.
Evet, eğer nasıl kaçılacağını bilse burada olmazdı.
Знай он, как сбежать, его бы тут уже не было.
Olamaz Pack, keçileri kaçırdın.
О нет, Пак. Ты шизанулся.
O kadın Maggie Sawyer'ı kaçırdı her gün sizin haklarınız için çabalayan kadını.
Та женщина украла Мэгги Сойер, женщину, каждый день рискующую своей жизнью в борьбе за ваши права.
Sen... biraz... içkiyi fazla kaçırmadın mı, Mike?
Ты... ты немного... слишком много выпил, Майк?
Kavşağı kaçırdın.
Ты пропустил поворот.
Sonraki yılın ağustos ayında kaçırıldın ve Amerikaya götürüldün.
В августе 36-го тебя похитили и увезли в Америку.
Randevumuzu kaçırdınız Mr. McCarthy.
Вы пропустили встречу, мистер Маккарти.
Aklını mı kaçırdın?
Ты с ума сошел?
Onu kaçırdın!
Ты её похитила!