Kusura bakmayın efendim Çeviri Rusça
128 parallel translation
- İş konuştuğumuz için kusura bakmayın efendim.
- Простите, что мы говорили о делах.
" Kusura bakmayın efendim.
" Извините, сэр, сливок нет.
- Rahatsız ettiğimiz için kusura bakmayın efendim. Teçhizatı kontrol ediyoruz.
- Сэр, мы проверяем своё оборудование.
Kusura bakmayın efendim ben o kadar mı çirkinim?
Простите, месье, Скажите, я действительно уродливая?
Kusura bakmayın efendim ama onları yakalarsak ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Простите, сэр, но что вы собираетесь с ними делать, если нам удастся их догнать?
Kusura bakmayın efendim. Denedim.
Извините, сэр, я пыталась.
Kusura bakmayın efendim ama emrinizi münasip yerinize sokun!
При всем уважении, сэр, засуньте его себе в задницу.
Kusura bakmayın efendim ama başkanımızın sabrı tükeniyor.
При всем уважении, сэр, терпение нашего президента кончается.
Kusura bakmayın efendim, Wayne malikanesi sizin evinizdir.
Позвольте заметить, сэр, поместье Уэйнов - ваш дом.
Kusura bakmayın efendim, şu anda risk alamam bana ihtiyacı olan biri var.
Может, у меня дома? Давай поговорим об этом за твоими мозгами.
Kusura bakmayın efendim. Şahsen...
При всем уважении к вам, сэр, я...
Kusura bakmayın efendim ama belki de birine bir şans daha vermelisiniz.
Миль пapдoн, сэp, нo вьι дaли бьι мне все испpaвить.
Kusura bakmayın efendim, ama George Washington'ın hayranı olduğunuzu biliyorum.
Прошу прощения, сэр, но я знаю, как вы уважаете Джорджа Вашингтона.
Kusura bakmayın efendim ama pek sanmıyorum.
Со всем уважением, сэр, я так не думаю.
Kusura bakmayın efendim.
- Простите, сэр.
Kusura bakmayın efendim ama güvenlikle Zirve'nin oturma planını gözden geçireceğiz.
Простите, сэр, мне надо согласовать схему приёма на саммите с охраной.
Kusura bakmayın Efendim.
Простите, сэр.
Kusura bakmayın efendim. Hanımız doludur.
У нас постояльцев полнехонько.
Kusura bakmayın efendim ama benim sabrım da şu anda koptu kopacak.
Со всем уважением, сэр... мое терпение тоже уже на пределе.
Kusura bakmayın efendim ama bir şans vermeye değmez mi?
При всем уважении, шеф, но неужели это того не стоит?
Kusura bakmayın efendim.
Прошу прощения.
Kusura bakmayın efendim ama, sandığınızdan büyük bir savaşa girdiniz. Bu yüzden kazanmak zorundasınız.
Сэр, при всем уважении, мне кажется, что тут на кону гораздо большее, так что вы должны выиграть.
Kusura bakmayın efendim, ama eski karınız biraz keçileri kaçırmış.
Без обид, сэр, но ваша бывшая жена совершенно сумасшедшая.
Kusura bakmayın, efendim.
Мои извинения, сэр.
Evet, o da bunun peşinde. Kusura bakmayın, efendim, ama hiçbir şey anlamadım.
Но я так совсем ничего и не понял, синьор майор.
Hayır, efendim. Kusura bakmayın!
Прошу прощения.
Kusura bakmayın ama, efendim, toy bir subay adayı değilim.
Со всем уважением, сэр, я не кадет-первокурсник.
- Kusura bakmayın, efendim ama siktir git.
- Пpoшy пpoщeния, нo пoшeл ты!
- Efendim, kusura bakmayın ama- -
- При всем моём уважении- -
Kusura bakmayın, efendim ama zincir kanunu onun iyiliği için.
Извините, сэр. Но законы поводка для их же блага.
Kusura bakmayın, efendim.
Извините, господин.
- Kusura bakmayın, efendim.
Ничего страшного.
Kusura bakmayın efendim.
Простите, сэр.
"Küstahça davrandığım için sizden özür dilerim, efendim." Kusura bakmayın.
"Извините, месье, что вела себя с вами нагло".
Kusura bakmayın, efendim.
ѕростите.
Kusura bakmayın ama duyduğunuz her şeye inanmamalısınız, efendim.
— о всем уважением, но нельз € верить всему, что говор € т.
Kusura bakmayın, efendim.
О, простите
Efendim. Kusura bakmayın ama beni dinlemelisiniz.
Сэр, выслушайте меня.
- Kusura bakmayın efendim, vakit yok.
Прошу прощения, но у нас просто нет времени.
Jane için araştırma yapıyorum. Kusura bakmayın, efendim.
Вы тоже, я полагаю.
Efendim, kusura bakmayın ama- -
Сэр, при всем уважении...
Kusura bakmayın, efendim. Alışveriş merkezi sporcularının sağdan yürümesi gerekiyor.
сэр, все занимающиеся шоп-фитнессом держатся справа.
- Kusura bakmayın, efendim. - Günaydın.
Извините сер, Доброе утро
- Kusura bakmayın, efendim.
- Простите, сэр. Погодите секунду...
Kusura bakmayın, efendim.
Извините сэр.
Şef efendim, araya girdiğim için kusura bakmayın.
Господин командир, извините, что вмешиваюсь.
Kusura bakmayın, efendim, beş yaşımdan beri kürenin düşüşünü izlerim ve en sevdiğim aile anılarından biridir.
При всем уважении, я помню шар с 5 лет. Это лучшие воспоминания детства.
- Kusura bakmayın, efendim. Yine de sakatlanmana engel olamamışlar ama.
Но ты всё равно сломала руку.
- Kusura bakmayın, efendim.
- Простите, сэр.
- Kusura bakmayın, efendim.
- Простите, господин судья.
Efendim, bunu sorduğum için kusura bakmayın ama dün 20 : 00 ilâ 22 : 00 arasında neredeydiniz?
Сэр, простите, вынуждена задать вам этот вопрос, где вы были прошлым вечером между 20 : 00 и 22 : 00?
kusura bakmayın 909
kusura bakmayın ama 27
efendim 34795
efendimiz 532
kusura bakma 1152
kusursuz 113
kusura bakma ama 29
kusuruma bakma 61
kusuruma bakmayın 108
kusura bakmazsanız 22
kusura bakmayın ama 27
efendim 34795
efendimiz 532
kusura bakma 1152
kusursuz 113
kusura bakma ama 29
kusuruma bakma 61
kusuruma bakmayın 108
kusura bakmazsanız 22