Pocket Çeviri Rusça
62 parallel translation
- Taş-çorap-o, taş-o çorabın içinde -
Rock-sock-it, rock-it-in-a-pocket
- Bir çorap-çorap-o, taş-cebinin içinde -
A sock-sock-it, rock-it-in-a-pocket
- # It was right in my pocket #
- У меня все было схвачено.
Corner Pocket daki Len Files dan kazandıklarımı aldıktan sonra. Sonra gideceğim.
Я возьму свой выигрыш и уеду.
Corner Pocket in yanındaki lokantaya, sanırım.
Пообедаю возле Корнер Покет.
Onu bu akşam Corner Pocket de bulabilirsiniz Bridgeport da.
Вы можете найти его в Корнер Покет сегодня вечером в Бриджпорте.
Görüyorsun, yaşamak için paraya ihtiyacım var ve Corner Pocket a geri gidemem...
Видишь ли, мне нужны деньги, чтобы выживать и я не могу возвращаться в Корнер Покет.
Evet, Corner Pocket'e...
Да, в Корнер Покет.
Bir şişe Jack. Side Pocket çocuğuna bakmıyorsam üç ayaklı köpek olayım.
Просто сделай это.
"The Side Pocket Çocuğu." olarak biliniyordun
Я слышал о вашем знаменитом ударе.
Başkan küçük Danny Pocket'in Family Guy yazar kadrosuyla konuşmasını istedi.
Президент попросил, чтобы маленький Дэнни Покет поговорил со сценаристами "Гриффинов".
- Polly pocket * evlerine benzeyen bir odaya düştüm.
- я вляпался в этот домик куклы Полли.
Doug eskiden "Yolda" romanını hep yanında taşırdı.
Yeah, Doug used to carry a copy of "On the Road" in his pocket.
cepten veririz.
Out of pocket.
Anne. Böyle davranmak istemiyorum ama Hot Pocket sandviç saatim 10 dakika kadar geçti.
Мама, не хочу надоедать, но, кажется, самое время для горячих бутербродиков.
♪ fur coat pocket
Оформление займет 30 дней, так что я думаю подождать и не говорить ему, пока не пора будет переезжать.
Bu, yaklaşık altı ay önce Philadelphia'da ismi saklı tutulan bir koleksiyoncuya Colt Model 1903 Pocket Hammerless satan adam.
Торговец оружием из Филадельфии продал карманный бескурковый Кольт модели 1903 года частному коллекционеру около шести месяцев назад.
Cüppenin cebinde miydi? - Evet.
That was in the robe pocket?
Kurbanın cüzdanı.
DOA's pocket book.
Seni o kadar fena bozmak istiyorum ki bitince patlamış Hot Pocket'a benzeyeceksin.
Я хочу отделать тебя так жестко чтобы ты выглядела как взорвавшаяся шаурма.
- İç göğüs cebindeydi, şimdi de sizin ellerinizde.
It was in his inside breast pocket and now it is safely in your hands.
Babası, yani General Bosna'da Nato birliklerini Bilhac Pocket bölgesinde destekledi.
Ее отец, генерал, служил в Боснии. Он помогал войскам НАТО в регионе Бихачского Кармана.
- Dik otur canım. Ve benimle ilgilensin isterim. Yemek pişirsin, eşyalarımı toplasın ve hot pocket yapsın bana.
Она носит его и поныне.
Bu arada hot pocket için sağ ol.
Мюррей!
Pocket Motorcycle müşterisini * nasıl kaybederiz?
Как мы умудрились потерять такого клиента, как "Карманный Мотоцикл"?
Pocket motosiklet yarışı başlıyor!
Поединок карманных мопедов!
God's Pocket'te çalışan insanlar basit insanlardır.
Рабочие люди Божьего Кармана простые люди.
Evlenirler ve çocukları olur. Çocuklar nadiren Pocket'den ayrılır.
Они женятся и заводят детей которые редко покидают Карман
Affedemeyecekleri tek şey God's Pocket'de olmalıdır.
Единственное, что они не могут простить что ты не из Божьего Кармана.
182125. cadde, God's Pocket.
182125 улица, Божий карман.
Pocket'ın nasıl bir yer olduğunu bilen tek kişi sizsiniz.
Вы единственный кто знает каково это здесь в Кармане.
Yakın zamanda bu şehirde ölmek zorunda kaldınız. God's Pocket'den gelmiş olsanız bile.
До тех пор пока неожиданно тебе не остаётся только умереть в этом городе... даже если ты вышел из Божьего Кармана.
Leon Hubbard God's Pocket'da çalışan diğer insanlardan farkı yoktu. Kirli yüzlü, eğitimsiz ama içinde kötülük olmayan biri.
Леон Хаббард был как другие работяги Божьего Кармана... грязнолицый, необразованный, собранный внутренне.
Çalışırlar, evlenirler ve Pocket'da yaşayacak çocukları olur. Çoğunlukla evde anneleri ve babaları ile yaşarlar.
Они работают, женятся, и рожают детей, которые населяют Карман, часто в домах их матерей и отцов.
And now you've got them three wishes in your pocket.
И сечас три желания в твоем кармане.
Sakın yanlışlıkla aradığını söyleme.
Please don't say you pocket-dialed me.
♪ Empty as a pocket, empty as a pocket
"И в карманах пусто."
"I Feel the Earh Move" ve "Hand in My Pocket."
"Я чувствую как движется земля" и "Руки в карманах".
Ben kendim de yapardım ama Lowell Tracey şu ara albümünü görmemi istedi de.
Я мог бы и сам, но Лоуэл Трейси пригласил меня послушать новый альбом "Pocket Dial".
- Suikastçının cebinden geri almak istediği şey de buydu.
That's what the assassin was trying to retrieve from his pocket.
- Cebinde bu fişi buldum.
I found that receipt in his pocket.
Dondurma, votka, pizza pocket ve aç çocuklar için hiçbir şey, toplamda 37,83 dolar ediyor.
Итого за мороженое, водку, кармашки с пиццей и ничего голодным детям - 37,83.
Özür dilerim, Pocket.
Простите, Покет.
Hem Pocket'ın trenini kaçırmasını istmeyiz.
И потом, мы же не хотим, чтобы Покет опоздал на поезд.
Rahat ol, Pocket, Ona iyi bakacağım.
Будьте уверены, Покет, я о ней достойно позабочусь.
Güven bana, Pocket mücadele eden bir öğretmenden başka bir şey değil.
Поверь, Покет всего лишь чересчур ее опекает.
Tüm saygımla Bay Pocket, yatırımlarımı biri ile karara bağlayacaksam... -... o kişinin yetkili bir kişi olmasını tercih ederim.
При всем уважении, мистер Покет, свои вложения я предпочитаю обсуждать с главой предприятия.
Dediğim gibi, Pocket, nereye yatırım yapacağım konusunda kesin değilim belli olan bir şey var sadece.
Как я и говорил, Покет, я пока не уверен во что лучше вложиться, но... одно я знаю наверняка.
Çeviri :
# I got a pocket # Got a pocket full of sunshine
Yok bir şey. Hot Pocket alacaktım.
Ничего.
Tamam mıyız?
Got the ring in my pocket. We all set?