English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ S ] / Save

Save Çeviri Rusça

92 parallel translation
Kule her iki ülkenin kontrolündedir. Fakat Amerikalılar, çanların "The Star-Spangled Banner'ı"... "God Save the Queen" kadar iyi çalamadığını iddia ediyorlar.
Башня охраняется обеими странами, но американцы просят не играть гимн США, а они не играют "Боже, храни королеву".
Beni birçok uzun Tv programlarından hatırlarsınız mesela "Out with Gout'88" ve "Let's Save Tony Orlando's House."
- Трой Макклюр. и Спасем дом Тони Орладно!
# Bizi şeytandan kurtaracak...
# To save us all from Satan's pow'r
Kurtarılamayacak bir şeyi kurtaramazsınız.
" There's no one you can save that can't be saved
SON DANSI BANA SAKLA SEVGİLİM
♫ SO DARLING SAVE THE LAST DANCE FOR ME ♫
SON DANSI BANA SAKLA
♫ SAVE THE LAST DANCE FOR ME ♫
SON DANSI BANA SAKLA
♫ MMM-MMM ♫ ♫ SAVE THE LAST DANCE FOR ME ♫
SON DANSI...
♫ MMM-HMM ♫ ♫ SAVE THE LAST... ♫
Pic'n'Save'den tabaklar aldım.
Я пришёл, принёс мороженое из "Пик'н'Сэйв"...
Porselenlerimizi gerçekten özel bir şey için saklamalıyız.
Or we could save them for a fancy special occasion.
No, I just think we should save our china for something really special.
No, I just think we should save our china for something really special.
Tamam Amy, sana zaman kazandıracağım, tamam mı?
Okay, Amy, I'm gonna save you some time, okay?
Mantık bizi kurtarmaz.
Lesson # 2 : Rationality will not save us.
Emniyet kemeri % 100 kullanılırsa yılda 20.000 hayatı kurtarabileceğimiz tahminini yaptık.
Мы подсчитали, что если будет 100-процентное использование ремней безопасности... We estimated if there would be 100 percent use of the seat belts то мы сможем спасти 20-ть с лишним тысяч жизней в год. ... we could save 20-odd thousand lives a year.
Kollarında kızı vardı.
Passers-by shouted : "Save the child!" He threw the child из его рук, и ребёнок выжил и жив сегодня. Прохожий закричал : "Спасите ребёнка!" Он вырвал ребёнка...
Atlanta belediye başkanı şehri kurtarmak için ona yalvarmış.
... the mayor of Atlanta pleaded with him to save the city.
Ülkeyi kurtarmaya çalışıyordu.
Он пытался спасти страну. He was trying to save the country.
Ulusumuzu kurtarmaya çalışıyordu.
Он пытался спасти наш народ. He was trying to save our nation.
He's troubled, but I can save him.
У него есть проблемы, но я смогу ему помочь!
- Oh, God save us all.
- Да, Господь спасает нас всех.
Ve Super Save a Bunch'tan geçen hafta aldığımız o hoş plastik kupaları.
И парочку этих пластиковых чашек что мы купили на прошлых выходных. - Да.
♫ Çünkü kendimi korumam gerek o yüzden giedebilirim? ♫ bu gece beni ararsan?
Cause I got myself to save so I might be gone if you call on me tonight
? Çünkü kendimi korumalıyım?
Cause I got myself to save
İnsan hakları kuruluşu olan Terra-Save, WilPharma'nın Hindistan'da yaptıkları testlerin açıklanmasını istedi.
Организация по правам человека Terra-Save потребовала "УилФарма" обнародовать результаты экспериментов, проводимых в Индии.
Terra-Save'in yaptığı ağır suçlamalar nedeniyle WilPharma hisselerinde büyük bir düşüş yaşadı.
"УилФарма" столкнулась с рядом резких обвинений выдвигаемых Terra-Save.
Terra-Save üyeleri gelmek üzere olan Senatör Davis için bekliyor.
Члены Terra-Save находятся перед аэропортом Гарвардвилля в ожидании прибытия сенатора Дэвиса.
Sende mi Terra-Save için çalışıyorsun?
Ты тоже работаешь в Terra-Save?
Terra-Save'deki herkesi seviyorum çünkü hepsi çok iyi.
Мне нравятся все из Terra-Save, потому что они все классные.
Terra-Save bizi köşeye sıkıştırmasaydı aşılanma mümkündü.
Прививка пока не может использоваться так как Terra-Save загнала нас в угол.
Oğlunu kurtaracak şey bu mu?
This was going to save your son?
* Güneş beni kurtaracak *
* The sun will save me *
Eli Scruggs, neredeyse bir saat kadar kamyonetinde oturdu... Beni kurtarmak için, hiçbir şey yapamadığını düşünerek, harap oldu...
Eli Scruggs sat in his truck for almost an hour, devastated that he had done nothing to save me.
Daren onu Pick Save'de tavladığı kız yüzünden terk edince annem çok üzüldü.
Мама очень переживала, когда Даррен бросил ее ради девки, которую подцепил в продуктовом магазине.
Orada hep beraber "Salazar ve El Oso Noel kurtarıcıları" filmini izleriz.
И мы всегда там смотрим "salazar and el oso save christmas".
Çeviri :
"Save Me" в исполнении Remy Zero Пускай тепло ваших рук охватит меня.
Save-A-Lot'taki kasiyer kız, domalarak yapmayı sevmediğini söyledi.
Кассирша в "Купише" рассказала мне, что не любит стоять раком во время этого.
Kolpa-zilla!
It's save-zilla!
- Kolpa-zilla da nedir?
I mean, um, save-zilla?
- Kendine sakla.
- Just save it.
Savaşa gidip çetin bir mücadele gösterdikten sonra hayatlar kurtarıp eve döndüğünde basit şeyleri yapmak bazen zorlaşır.
Going to war, having to deal with the rush of battle and the struggle to save lives, it made coming home and doing the simple things difficult.
Save Ferris. Save Ferris.
"Сэйв Фэрис" "Сэйв Фэрис" ( амер. ска-панк группа )
Sarah evliliğini korumak istedi.
Sarah wanted to save her marriage.
Evliliğini kurtarmak için metresi Mandy Bronson'ı diziden çıkardı.
So she writes his mistress, Mandy Bronson, off the show, in order to save their marriage.
Şimdi onu nasıl kurtaracağımızı söyle.
Now you tell me how to save her.
Belalı tipini sonraya sakla.
You know, save the bad ass.
Acı ve kederi karıma sakla.
Save the pain and sorrow for my old lady.
Beni kurtarmak için adam oraya baskın düzenledi.
So, in order to save me, he had to bust them.
- Ben sizi kurtarabilirim.
I can save you.
Save yourself.
Оставь себе.
Çeviri :
"Save Me" исполняют Remy Zero
Çeviri :
"Save Me" performed by Remy Zero

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]