Sevmiyor musun Çeviri Rusça
412 parallel translation
Lucien, artık beni sevmiyor musun?
Люсьен, ты не любишь меня больше?
- Aşkım, birazcık daha bekleyecek kadar... beni sevmiyor musun?
- Милый, разве ты меня не достаточно любишь... чтобы подождать еще немного?
New Orleans'ı sevmiyor musun?
- Тебе не нравится Новый Орлеан?
- Ne oldu, artık beni sevmiyor musun?
- В чем дело, ты меня разлюбила?
Evet, sen sevmiyor musun?
Правда. А тебе?
Dünya Dışı'nı sevmiyor musun?
Не нравится "Неземной" запах?
- Onu sevmiyor musun?
- Ты влюблён в неё?
Yoksa orayı sevmiyor musun?
Или вам там не нравится?
Anlamıyorum, onu seviyor musun, sevmiyor musun?
- Влюблена ты о Джорджо или нет? Он такой приятный парень.
Hindistan cevizini sevmiyor musun?
Не любишь кокосы?
Karides sevmiyor musun?
Ты не любишь креветок?
İşini sevmiyor musun?
Ќе нравитс € тво € работа?
- Neden, Artie'yi sevmiyor musun?
- Почему, вы не любите Арти?
Burayı sevmiyor musun?
А в чём дело?
- Beni sevmiyor musun?
- Я Вам не нравлюсь?
Ya da artık beni sevmiyor musun?
Или, разве ты не любишь меня больше?
Akıllı insanlarla konuşmayı sevmiyor musun?
Не хочешь разговаривать с умными?
"Beni artık sevmiyor musun!"
"Почему ты не любишь меня, как прежде?"
Oğlunu sevmiyor musun?
Разве ты не любишь своего сына?
- Beni sevmiyor musun?
- Я тебе не нравлюсь?
Elçilik şoförlerini sevmiyor musun?
И вы, кстати, совсем не похожи на личного шофера посла.
- Beni hiç sevmiyor musun?
Я вам ни капельки не нравлюсь. Нравитесь - не то слово.
Hız yapmayı sevmiyor musun?
Как тебе скорость?
Mary Poppins, bizi sevmiyor musun?
Мэри Поппинс, вы нас не любите?
Yemeklerini sevmiyor musun?
Там невкусно кормят?
- Onu sevmiyor musun?
Вы не любите этого парня?
Burayı seviyorum, sen sevmiyor musun?
Мне тут нравится, а тебе?
Onu babamı sevdiğin gibi sevmiyor musun?
Ты любишь его не так, как папу?
Onu sevmiyor musun? Evet.
Разве Вы не нравиться это?
Bira sevmiyor musun?
Не любишь пиво?
Sevmiyor musun?
О, боже, как я его люблю.
- Çiçekleri sevmiyor musun?
Может, ты не любишь цветы?
- Onları sevmiyor musun?
Вы в них на официантов похожи. - Тебе совсем не нравятся?
- Sevmiyor musun?
- А че? Мне очень нравится.
Sen beni sevmiyor musun?
Так что, ты меня не любишь?
Sevmiyor musun?
Не любишь?
Sen sevmiyor musun?
А ты?
Beni artık o kadar da fazla sevmiyor musun?
Теперь я тебе не так нравлюсь?
- Evet. Sen sevmiyor musun?
Да, а кто тебе не нравится?
Artık beni sevmiyor musun?
Я больше вам не нравлюсь?
Sen sevmiyor musun?
А ты ее любишь?
Bedenimi sevmiyor musun?
Тебе не нравится мое тело?
- Sevmiyor musun?
Не смей.
- Nefret ediyorum. - Sevmiyor musun?
Ненавижу.
Yoşio'yu sevmiyor musun?
Тебе же нравится Ёсио?
- Ülkeni sevmiyor musun? - Seviyorum.
- Ты любишь свою страну, нет?
Kendini sevmiyor musun sen?
Почему такой умный парень, как ты... тратит так много энергии, чтобы причинять боль людям? Хм? Ты не любишь себя?
- Peki, artık beni sevmiyor musun?
А меня ты разлюбил?
- Sevmiyor musun?
- Потому что. - Вам не нравится?
- Beni seviyor musun sevmiyor musun?
Ты любишь или не любишь?
- Ne oldu? Soğan sevmiyor musun?
- Подожди.