Soğukkanlı Çeviri Rusça
1,016 parallel translation
Biraz paniklemiş durumdayım. Soğukkanlılığımı koruyorum.
Стараюсь держать себя в руках.
Beni soğukkanlılıkla vurdu.
Он хладнокровно убивал меня!
Nasıl bu kadar soğukkanlısın, neye bu kadar incindin?
Ты холоден как северный ветер. Чем ты раздражен? Когда Т.С. уехал, я послала за тобой, но ты не пришел.
Kurbanları yakından tanıyor olmanın ve mekanik bilgilerinin ışığında bu cinayeti planladılar. Önceden tasarlanmış, bu soğukkanlı cinayeti.
С его знанием механики и с её хорошими знаниями о привычках жертв, они подготовили убийство, предумышленное, хладнокровное убийство.
Akıllıca davrandı. Soğukkanlıydı.
Он ведет себя по-умному, как будто бы ничего не случилось.
Onu soğukkanlılıkla ve kasten öldürdüm... ve o benim ilk kurbanımda değildi.
Я убил ее преднамеренно и хладнокровно... и она была не первой моей жертвой.
O kadar soğukkanlı ki tereyağını bile eritemez.
Тише воды ниже травы.
Soğukkanlılıkla söylüyorum ki Kaptan, size muhalifim.
Я отвечу, что я не согласен.
Bunu soğukkanlılıkla kullanabileceğinden emin misin?
Вы уверены, что сможете хладнокровно это использовать?
Soğukkanlılıkla kullanabilir misin?
Сможете ли вы хладнокровно это использовать?
Çok soğukkanlı biri.
В его жилах ледяная вода.
Soğukkanlılıkla öldürülmüşler.
Говорит, сразу насмерть...
Soğukkanlılığını yitirdin.
Нервишки шалят? Крутой парень.
Baylar, dinlediğiniz ifadeleri... soğukkanlılıkla... değerlendireceğinizden... bir karara varacağınızdan... bu adamı ailesinin yanına göndereceğinizden eminim.
Теперь я уверен, что вы, джентльмены, рассмотрите... без предвзятости... свидетельства, которые вы слышали, придете к решению... и вернете этого человека его семье.
Soğukkanlılığınız takdire değer, ama Kral tutuklama emrini imzaladı.,
Вашей выдержке можно позавидовать, но приказ об аресте подписан королем.
"Böyle soğukkanlı caniler katlediyor İngiliz lisanını"
За преднамеренное убийство языка.
Belki teklifleri biraz soğukkanlıydı, ama dostluk zamanla gelişir.
Возможно их предложения холодны, но дружба растет со временем.
Yapmayın beyler, sakin ve soğukkanlı olmalısınız!
Ну что? Где ваше хладнокровие?
"... soğukkanlılıkla ve acımasızca.
Которое вы совершили холоднокровно и цинично.
Şu çocuğun soğukkanlılığı.
Посмотри, как нагло ведет себя Базини.
- Eğer soğukkanlı davranırsa.
- Если он не будет пороть горячку.
Evet. Susan daha bir ay önce, ne kadar soğukkanlı biri olduğundan bahsediyordu.
Сьюзан говорила, что месяц назад ты был довольно невозмутим.
ya da derdinizi soğukkanlı tartışın.
Обсудим спор с холодною душой
Geçen gece, Philip kendini soğukkanlı bir katil olmakla suçladı.
Вчера Филипп заявил, что это он убил отца.
Bayan Augusta Terzi'yi soğukkanlılıkla... "
"... я убил синьору Аугусту Терци... "
"... öldürdüm. " - Soğukkanlılıkla.
- "... хладнокровно и преднамеренно ".
Ve soğukkanlılığını kaybettin.
И внезапно оробел.
Seni alçak, soğukkanlı piç kurusu!
Ты хладнокровный ублюдок.
Ben ki her zaman soğukkanlı, sakin.
Я - из тех, кто - для утех, Кто в чувствах - сух, до зрелищ - глух.
Bir hıyar kadar soğukkanlı.
ќн спокоен, как сорока на дворе!
Bayağı soğukkanlı bir kızsın, değil mi?
Тебе не откажешь в хладнокровии.
Soğukkanlıca, aptal bir okul kızı gibi... bu berbat Hanging Rock'da öldürülmüş.
Убита, как глупая школьница на этой проклятой Висячей Скале.
Jacqueline'in soğukkanlı ve yaratıcı planlaması ve bunları uygulayacak bir aksiyon adamı.
... холодный, изобретательный план Жаклин и человек, который мог бы его выполнить.
- Soğukkanlı bir şey bu.
Какая жестокость.
Sen, ortağın ve domuz suratlı kardeşin sahilde bize tuzak kurdunuz. Ve haham tetiği çekmeseydi ikimizi de soğukkanlılıkla vuracaktınız!
Это ты, твой партнер и твой свиноподобный братец... напали на нас на побережье... и если бы ребе не нажал на курок... ты бы хладнокровно нас перестрелял!
Soğukkanlılığımı büsbütün koruyorum.
И говорю я совсем хладнокровно.
Onları meraklı ve soğukkanlı bir şekilde "bakalım bu yıl da kendilerini yok etmekten kaçınabilecekler mi?" diyerek bizleri gözlüyormuş gibi hayal edebiliriz.
Мы можем представить, как они с холодным любопытством наблюдают, удастся ли нам и в этом году избежать самоуничтожения.
Soğukkanlı olmalısın.
Ты должен быть командиром.
Kadınlar soğukkanlı olanı sever.
Женщины любят таких.
Tabi bu senin soğukkanlılığına ve nefesini ne kadar tutacağına bağlı.
Это зависит от того, как долго ты сможешь терпеть холод и задерживать дыхание.
Adım atma, bakış, baş çevirme, nefes alırken yutkunman,... hatta mükemmel soğukkanlı duruşun, tüm bunlar bana ipucu verdi!
Походка, взгляд, поворот головы, трепет горла, даже ваша манера замирать неподвижно - всё вас изобличает!
Ve o graffiti sanatçılarının lehine soğukkanlı olmak gibi, sakin ve aklı başında o sanatını trende ortaya koyabilir.
Граффити райтер, напротив, должен быть в высшей степени внимателен, хладнокровен и собран, когда рисует на вагоне.
Ama, nerede veya ne zaman bir savaş çıkarsa çıksın... İngiliz Ordusu'nu İngiliz Ordusu yapan, her zaman için subay sınıfının soğukkanlı liderliği olmuştur.
Но где бы и когда бы не шли военные действия именно под уверенным, спокойным руководством офицерского состава британская армия дошла до того, чем она стала.
Ben sizden daha soğukkanlıyım.
Я холоднее, чем вы.
Soğukkanlılığımızı koruyalım, tamam mı?
- Ты только держи себя в руках, да?
Leonard Zelig soğukkanlı ve rahat görünmektedir.
Леонард Зелиг кажется спокойным и непринужденным.
Zelig, insanlarlayken, soğukkanlılığını korumaya... çalışmaktadır ama bu gittikçe güçleşir.
На публике он пытается сохранять самообладание... но это невероятно тяжело.
Kendine hakim olup soğukkanlı görünmeye çalıştı... ama çok üzgündü.
Она пыталась держаться спокойно внешне... но была слишком огорчена.
Dinle Watson, intikamın en tatlısı, soğukkanlı alınanıdır.
Перестаньте, Ватсон. Месть - это блюдо, которое подают холодным.
Şu soğukkanlılığa bakın.
Ну и наглость!
Ne muazzam bir soğukkanlılık!
Колоссальная наглость!