Straight Çeviri Rusça
66 parallel translation
Islington North'daki Straight Steady korsan taksi servisinden 17.85 paundluk bir fiş.
Один чек на £ 17.85 на поездку в такси Страйт Стеди из Северного Излингтона.
Straight flush yapmışsın Homer.
у тебя флеш-стрит, Гомер.
Olayı anlamama bir müsade et.
Дайте пройти. Let me get this straight.
Cuts a straight line down through the heart
Которая проходит сквозь сердце
Şunu açığa kavuşturalım.
Let me just get this straight.
Bacaklar düz, göğüs dik.
NICE STRAIGHT LINE HERE, CHEST IS UP.
Ama bunu yapmıyorum, direkt ayaklarıma uzanmıyorum.
WHAT I'M NOT DOING IS THIS, I'M NOT GOING STRAIGHT AND HERE.
Önce yukarı, sonra çapraz.
I'M GOING STRAIGHT UP AND OVER.
Bacaklar birlikte yukarıda ve düz.
NOW LEGS ARE UP, TOGETHER, STRAIGHT.
Yukarı doğru, bu yöne değil.
STRAIGHT UP, NOT THIS WAY.
Bacakları düz tutmaya çalışın.
KEEP YOUR LEGS STRAIGHT.
Adam, düz bacak versiyonunu yapıyor.
NOW ADAM'S DOING STRAIGHT BOTTOM LEG.
Audra ise direkt olarak uzanıyor.
AND AUDRA, SHE'S JUST GOING STRAIGHT UP.
Bacağı düz tutmaya çalışın.
KEEP THE LEG STRAIGHT, KEEP IT ON ONE PLANE,
Şey, okulumda "Startled Straight"'ın montajı hakkında konuştu
А, да. Он читал лекцию в нашей школе по програме "Чистый страх".
Tüm bu olanlar beni straight ( heterosexuel ) yapıyor.
Из-за этих дел я чуть не стал натуралом.
Burası straight kulüp, milleti rahatsız edeceksiniz.
Девчонки, это гетеро-клуб, людям будет неловко.
"Be straight" esaslı şarkıydı.
Будь честен, хорошая песня.
Tamamen straight'ım.
Я, вообще-то, натуралка.
Bir sürü straight kızla beraber oldum.
Я уже имела дело с натуралками.
Straight kız seninle oynuyor.
О, натуралка играет с тобой.
Diyorsun ki işte küçük salak bir straight kız.
Ты думаешь : "Вот маленькая глупая натуралка, которая сама не знает, кто она и чего хочет от жизни".
Bak ben straight bir kıza tutuldum ve geçecek gibi değil. Tamam mı?
Слушай, я тут схлестнулась с натуралкой, и она никак не идёт у меня из головы...
Ama gerçek adım Sonny Benson ve bu gey ve lezbiyen ailesini seven straight bir adamım.
На самом деле, меня зовут Сонни Бенсон и я натурал, который любит всю эту семью геев и лесбиянок.
Direk konuşmanı takdir ediyorum ben de sana aynen öyle keskin bir cevap vereceğim.
I appreciate that you like straight talk, so I will give it to you in one razor-sharp line.
Babanız ve amcanız Joe ile kendi "Scared Straight" filmi versiyonumu yaptım.
У меня есть своя версия "Суровой Правды". В ней участвуют ваш папа и дядя Джо.
Stüdyodan çıkıp direk adamın dairesine gittim.
I went to his apartment straight from the studio
İfadesini aldığımızda saat 6'da direk eve gittiğini söylemişti.
The night of the murder. Yeah, when we interviewed him, he said he went straight home at 6 : 00 P.M.
Dur doğru anlamış mıyım Orion'un Oku'nu kullanan kişi karanlığı yok edebilir.
So let me get this straight - - whoever wields the Bow of Orion может использовать это, чтобы победить тьму.
Straight Arrow ürünlerini aradığınız için teşekkürler.
Спасибо, что позвонили в Straight Arrow Products.
Doğrudan bize bağlı.
It's routed straight to us.
Doğrudan Duponte hesabına girmiş ama sadece Caffrey'nin değiştirdiği bilgileri almış.
He went straight for the Duponte account, but he just got the personal information Caffrey changed.
Yemek yer sonra da hemen eve döneriz.
So, just a quick dinner, and then we go straight home.
Çünkü ben de straight flush var.
ѕотому что у мен € стрит-флеш.
Eve geldim, eşyalarımı indirdim. Hemen ahıra gittim.
I drove home, dumped my stuff off, went straight out to the stable for a ride.
İyiymiş.
Straight pimpin'.
Çeviri : irbis İyi Seyirler.
♪ The crow flies straight A perfect line ♪ On the devil's bed
"Straight out of Lost in the Parade."
Это из книги "Потерянный на параде",
Hayır, "Düz çizgi" dedim.
Нет, я сказал "прямые линии". ( straight lines )
Ortada apaçık bir sahtekarlık varken siz gittiniz Casey Anthony haberi yaptınız.
There was straight-up fraud and you covered Casey Anthony.
Böyle kahramanvari bokluklara kendilerini köle ederler.
Girls take that hero crap straight to the bank.
Düz git.
Just stay straight.
Düz git.
Stay straight.
Adam kendini "Scared Straight" bölümlerinden birinde sanıyor resmen.
Чувак думает, что он в сериале "Круто Испуганные".
Pekala şunu açıklığa kavuşturalım.
So let me get this straight.
72 saate yaklaşıyoruz.
We're approaching 72 hours straight.
Doğrudan eve gitmediğin için mutlu musun?
Aren't you glad you didn't go straight home?
Straight kadar, biliyor musun?
Зуб даю.
Biz tutmak lazım başımızı dik.
We got to keep our heads straight.
Bacakları düz tutmaya çalışın.
- KEEP THOSE LEGS STRAIGHT.
d 10 paces forward d Staring straight into the sun d d You shoulda rode your d High horse outta town d You no-good, lyin', cheatin'run around d d I'm gonna show you how the west was won d
♪ Десять шагов вперёд ♪ ♪ Глядя прямо на солнце ♪ ♪ Уезжай на лошади ♪