Takın Çeviri Rusça
12,692 parallel translation
İsterseniz takın.
Носите, если хотите.
- Oha be. - Terbiyeni takın.
Какого черта?
İnananlar, Vatikan Hükümeti ve medya karşısında... takındığınız mantıksız tavırların sebebinin... seçilmenizi sağlayan perde arkası entrikalardan... bihaber bırakılmanız olduğunu mu söylüyorsunuz?
¬ ы хотите сказать, что ведете себ € иррационально с верующими, ¬ атиканской урией и — ћ ", потому что попали в петлю закулисных махинаций, приведших к ¬ ашему избранию?
Görüşme sonrasında şaşkın ve bu görüşmeye takıntılı bir hal almış çünkü, yine dediklerine göre onu bataklık kumuna atmakla tehdit etmişsiniz.
С того момента он выглядит шокированным и одержимым вашей встречей, потому что они сказали, что вы угрожали бросить его в зыбучие пески.
Siz yazarlar gizeme çok takıntılısınız.
Вы, писатели, все настолько одержимы загадками.
Takımın yarısı sayı atmayı geçtim, elindeki topa hakim olamıyor.
Половина команды даже поймать мяч не может, не говоря о том, чтобы забить.
Takımın beni isteyip istemediğini de bilmiyorum.
Не думаю, что команда выберет меня.
Birinci sınıfın başlarıydı. Takım seçmelerinin bir önceki gecesi...
В начале 10 класса, накануне просмотра в Первую линию.
Soluk atın İncil ile alakalı hatta süvarilere ait bir şey olduğunu hatta takım yıldızı olduğunu sandım.
Я думал, что бледная лошадь может быть чем-то библейским или даже связана с одним из конных созвездий, возможно даже с созвездием малого коня.
- Ne? Arabanın egzoz borusunun içine takılan bir metal parçası bu ince uğultuyu çıkarıyor.
это часть выхлопной трубы автомобиля издает такие пронзительно - ноющие звуки
Prado'da takılıyor insanlar onu görmek için kuyruğa giriyor mağazada satın alıyorlar.
Он весит в офисе Prado люди стоят в очереди, чтобы увидеть его
Felicity'nin hastanede olması, bizim saklanmamızla takımın pek bir küçüldü.
Но учитывая, что Фелисити в больнице, а мы с Лорел прикрываем себе спины, тебе не хватает людей.
Bu olabilecek en kötü şey ama ne olursa olsun sen hâlâ bu takımın hayati bir parçasısın.
Это в случае худшего сценария, в любом случае, ты всё ещё жизненно важная часть команды.
Benim demek istediğimse bir daha takımın bir parçası olamam.
Я о том, что я больше не могу быть частью команды.
Takımın işine yaramayacağını söyle. İşe yaramayan bacaklara sahip olmanın yanında halüsinasyon gördüğünü söyle ona...
Что ты теперь бесполезна для команды, что вдобавок к ногам, которые не работают, у тебя полная голова глупостей...
Bu konuyu konuşmadık gerçi ama biz beraber değilken bile takımın bir parçasıydım ben.
То есть, мы об этом не говорили, но я была в команде до того, как мы начали встречаться.
Sen takımın bir parçasısın her zaman.
Конечно. Ты часть команды навсегда.
Dedikodu dönen sitelerde takılmadığınız çok belli.
Это не так плохо, если вы ребята все время проводите на сайтах для сплетниц.
Arrow takımı, inanamasam da ben de bir parçasıyım arıların adapte olduğu son güvenlik duvarını da aşmak için bir kaç dakika lazım.
Команда Стрелы, членом которой я теперь являюсь, * ущипните меня * Мне нужно еще несколько минут, чтобы сорвать последний фаерволл. Пчелы адаптировались.
- Senin takımın nerede?
- Где твоя команда?
Takımı çağırdın ya.
Ты звал команду.
Bir süreliğine bana yardım etmişti. Bir zamanlar nasıl biri olduğumu hatırlatırdı ama eski halim burada imkânı yok hayatta kalmazdı geçmişe takılı kalırsan sen de hayatta kalmayacaksın.
Какое-то время это помогало., напоминало мне о том, кем я был, но я скажу тебе, что тот человек не выжил бы здесь.
Takımını mahvedecek.
Он уничтожит твою команду.
Takımın oraya girerlerse ölecekler.
Если твоя команда туда спустится, они все умрут.
Çünkü kocaman bir kovboy şapkası takıyor ve her cümlesinin sonunda 90'ların şu Stand-up komedisindeki gibi "hamburger" diyor.
Потому что на нем большая ковбойская шляпа И он заканчивает фразу словом "гамбургер" Будто он стенд-ап комик из 90-х.
Kendi takılarını yapıp sattığın yerin merkezi gibidir.
Это что-то вроде столицы по изготовлению и продаже ювелирки
Vermedi, ama artık komşuların karılarıyla takılmam.
Нет, но я завязал приставать к женам соседей
Karnımı. İnsanın vücudu ve zihni bir takım olmalı.
Тело и разум должны работать в команде.
İçki içme yaşının arttırılmasının ardından seninle takılmaya başlaması kafana dank etmedi mi?
It hasn't dawned on you that he only started spending time with you when the drinking age was raised?
Cole, bu adam bodrumunda takılıyor kurbanlarını parça parça etmeyi düşünüyordu.
Коул, он же дрочит в своём подвале, мечтая о расчленёнке. — Хочешь ему довериться?
Bu ayak takımını kendi başıma halledebilirdim.
Я бы и сама справилась с этими отбросами.
Takımınızın bir parçası olmaktan onur duyarım.
Я горд быть частью команды.
NASA'nın miyopluk konusunda bir takım...
NASA имеет достаточно строгий регламент в отношении
Yapabileceklerim sınırlı o yüzden bir takım çalışması yapacağız.
Я ограничена в возможностях, так что это будет командная работа.
Sırf erkek arkadaşın ortadan kayboldu diye bu ezikle takılmak zorunda değilsin yani.
Эй, Бетти. Только потому что твой парень в отлучке, что ты должна общаться с этим неудачником.
Yarın gece takılmak ister misin?
Хочешь потусоваться завтра вечером?
Mick Rory'nin takımda olmadığını mu?
Что Мик Рори не был частью команды?
Takım olmamızın bir sebebi var sonuçta.
Мы часть команды, вот причина.
Ve bu seni bir katil yapmıyor. Bu takımın bir parçası yapıyor.
Это не делает тебя убийцей, это делает тебя частью команды.
- Burada takılacak mısın?
Ты останешься?
Ne zaman olacağını bilmiyorum ama takımımızdan biri ölecek.
Не знаю, когда... но кто-то из нашей команды умрёт.
Takım yer-uydu bağını güvence altına almak üzeredir.
Команда просто должна получить линию восходящей связи вовремя.
Sorunları çözüyorsun. Bugün takımın bir parçası olmak çok eğlenceliydi. O yüzden teşekkürler.
Сегодня было весело, быть частью команды, так что спасибо.
Dün gece yatağında yatmamışsın, kız kardeşim seni görmemiş ve üstünde hâlâ dün gece giydiğin takım elbise var. - Bu da akıllara bir soruyu getiriyor.
Но ты не спал в своей кровати, моя сестра не видела тебя, и на тебе та же одежда, что и вчера, возникает вопрос...
Sen takılmaktan çok daha fazlasısın.
Это не просто секс.
Çocukken, tuttuğum futbol takımı Napoli zor duruma düştüğünde, kendimi bir parça olsun Avellino'ya yakın hissetmedim mi sanıyorsun?
Еще мальчиком, когда моя любимая футбольная команда Неаполя проигрывала, думаешь, я не чувствовал легкой симпатии к Авелино?
Uzmanlar Grönland'ın ada değil takım adalar olduğuna inanıyor.
Эксперты считают, что Гренландия - это не остров, а целый архипелаг островов.
- Hemen söyleyeceğim ki buna takılıp kalmayın. Çıkmayacak.
- Я скажу вам прямо сейчас, чтобы вы и думать об этом забыли : он не выйдет.
Ama ben takımıma geride kalın emri verdiğim zaman beni hiç dinlemezler.
Но когда я отдаю своей команде приказ держаться позади, они меня просто не слушают.
Çocuklar, takımın kalanı bizi asla 1958 yılında bırakmazdı.
Ребят, остальная часть команды не стала бы нас просто так оставлять в 1958.
Harmony Falls'ı terk edersek takımın kalanı bizi nasıl bulacak?
Если мы уедем из Хармони Фоллс, как остальная часть команды нас найдёт?