Totally Çeviri Rusça
45 parallel translation
Bu arada, o kavga çok tahrik ediciydi.
By the way, that fight was totally arousing.
Ben ölürsem, Rachel ölürse ve Monica'da ölürse, Emma'ya kesinlikle bakabilirsin.
If I die and Rachel dies and Monica dies, you can totally take care of Emma.
Kendime güveniyorum, güvenilirim ve onu yetiştirmek için dördüncü sıradayım.
I am super confident, totally responsible and fourth in line to raise Emma.
Küba'yı tamamen yok edelim. "
Давайте полностью уничтожим Кубу. " "Let's go in. Let's totally destroy Cuba."
Çevirinin doğruluğundan emin değilim. "
This is totally new to me я не уверен что я получил верный перевод. "... I'm not sure I got the translation right. "
LeMay eleştiriyi de hiç kabul etmezdi.
И ЛеМэй абсолютно не терпел критики. And LeMay was totally intolerant of criticism.
Hayatları tamamen değişecekti.
Обьяснили им, что их жизнь полностью изменится. Their life would be totally changed.
Biz bağımsızlık için savaşıyorduk.
- You're totally wrong... "... мы боролись за независимость.
Bu adamı seviyorum, saygı duyuyorum, ama çok yanılıyor.
" Jesus Christ. I love this man, I respect him, but he's totally wrong.
" Bulunduğumuz yol tamamen yanlış.
"Курс которым мы идем, полностью неверен. " The course we're on is totally wrong.
That quiet demeanor was totally just her make up!
Молчала бы уж в тряпочку!
Konu beysbol olunca egonuzun devreye girip kendinizi kaybetmenizi anlıyorum,... ama belki birazcık sakinleşip topu biraz sahada tutmaya çalışsanız nasıl olur?
I totally understand the ego issues involved when it comes to one's Louisville slugger, but maybe you could have been a little more in the ballpark, size-wise?
Buranın tamamen sergilenmesi gerek
This totally blows the King Tut exhibit away.
Kesinlikle.
Totally.
Eğer yapmak istemiyorsan, başkasını bulabilirim.
Послушай, если ты не хочешь этого делать, I can totally find somebody else.
Tamam, bak, Leila, sıkılırsan istediğin zaman eve gidebiliriz.
Okay, uh, listen, Leila, if you get bored, we could totally go home. Why?
İnsanlar ağzı açık dinliyor, inanılmaz.
People are totally captivated. It's amazing.
Çünkü amacım tamamen buydu.
Cuz it's totally what I intended.
Evet, buna zamanım kesinlikle var Sharon.
Oh, yeah, I've totally got time to do that, Sharon.
Kesinlikle!
I totally mean it!
- Kesinlikle delice.
Totally crazy.
- Hayır, anlıyorum.
- No, I totally get it.
Kahve, kokteyl, sohbet ortamı falan.
Кофе, коктейли, пообщаемся. Totally casual.
- Sorun yok tabii de şimdi onca kargoyu falan düşününce yani bir sorun yok tabii.
- It's fine. It's just with all the, um, shipments and everything. And just- - it's totally fine.
O yellozu boğulmaktan beter ettim!
I totally almost drowned a slut!
Newark'da bir çalışmaya katıldık ve bizi başka yollara sürükledi.
We did this workshop in Newark that totally opened us up to a new way.
- Çok kötüler.
- They're totally evil.
- Neden? Bu adanın berbat olmayan bir tarafın olmadığından emin olmak için mi?
To make sure there isn't part of this island that doesn't totally suck?
Ayrıca kendi dünyan dışındaki hiçbir şey sana ilgi çekici gelmiyor.
And you seem totally uninterested of everything outside your own sphere.
Bunu tamamiyle anlıyorum. And I totally get that.
И я абсолютно это понимаю.
- Kesinlikle öyleyim. Tüm gün.
- I totally am, like, all day.
Durumu tamamen yanlış anladım.
I totally misread the situation.
- Gelip takılabilirsin.
You could totally come and hang.
Teratom ile tamamen akla yatkın.
Totally plausible with a teratoma.
Totally Bonkers mümkün değil olmazdı.
Программы "С ума сойти" не существовало бы.
I totally neglected you, man.
Что совсем забыл про тебя.
O polise beni resmen sattın!
You totally sold me out to that cop!
- Çok haklısın!
Oh, you're totally right!
Bilirsin, gerçekten odaklanıp inatçı davranabiliyor. - Yeni fikirlere tamamen karşı çıkabiliyor.
Знаешь, он рассеянный и упрямый... totally not into new ideas at all.
Haklısın.
You're totally right.
İnandı.
He totally bought it.
Tamamen yok olurdu. "
It would've been totally destroyed. "
Benzi kül gibi oldu.
He totally blanched.
I was totally wrong about him.
Я в нём очень ошиблась.