Umutlu Çeviri Rusça
158 parallel translation
Gisbourne'lu Sör Guy'ın kalesi Nottingham Şatosu'nun soğuk salonu bu gece alışılmamış bir sıcaklık tattı. Prens John ve arkadasları umutlu bir geleceği kutlamak için toplanmıştı.
Холодный большой зал, Ноттингемского дворца, и твердыня сэра Гая Гисборнского, в ту ночь, познали необычный теплый прием в честь принца Джона, его друзей и светлого будущего.
Bana öyle geliyor ki, Bayan Harper, sal bulunana kadar hâlâ umutlu olduğunu söylüyordu. Salın üzerinde Joe'nun...
Кажется, миссис Харпер сказала, что надеялась на наше спасение, пока не нашли плот и что-то от Джо...
Açık konuştuğum için çok üzgünüm Lou, ama son birkaç yıldır gözlemlediğimiz iyileşmeleri düşünürsen tümük iltihabı, tifo, zatürree tedavisi gibi umutlu olmanı gerektirecek pek çok neden var.
Извините, что так много говорю, Лу, но... если вы подумаете о достижениях в последние годы,... таких, как лечение мастоидита,... тифа и пневмонии,... у вас есть причины надеяться.
- Umutlu görünüyor. - İyi.
- Прогноз благоприятный.
Senin önsezilerinden umutlu değilim ama başka alternatifim yok.
Я не уверен в успехе наития, капитан, но практичной альтернативы нет.
Berlin Duvarı'nın olası açılışına karşı... gösterdiği tepkide umutlu ama ihtiyatlıydı.
Появилась надежда... на возможное открытие берлинской стены... на время Рождества.
Miyagi senden umutlu.
- У Мияги есть надежды на тебя.
Kendim için umutlu değildim.
Я не чувствовал себя хорошо.
Devam etmemi sağlayan şey, onun o küçük yüzündeki güçlü ve umutlu ifade ve etrafında olan bitenin farkına varması.
... Выражение его маленького личика, полное убежденности и надежды открытое миру, окружающему его только это затавляет меня продолжать.
Joseph, denediği yeni ot karışımından çok umutlu.
Джозеф оптимистично отзывается о новой комбинации трав.
Kaos adam, her zaman umutlu... bilirsin sadece biraz yorgunluktan olabilir.
Хаос в нём иногда обнадеживал... но иногда мог быть просто утомительным.
Hala ameliyatta, Dr. Bashir tamamen iyileşeceğinden umutlu.
Она все еще в операционной, но доктор Башир говорит, что ей ничто не угрожает.
Sanırım bu sefer eskisine göre çok daha umutlu. Kızmış mıydı?
Взбешенной?
Charlotte'un tatlı ve umutlu hali yüreklerimize dokunmuştu.
Милая наивная Шарлотта затронула какую-то струну.
Hey, iyi, çok umutlu konuştun.
Неплохая предполётная подготовка.
Pek umutlu değildim zaten.
Я многого и не ждал.
Bir müttefik gemisince nasıl karşılanacağımız konusunda umutlu bir kanıya vardın mı?
Вы осангвиниваете, какого рода прием нам окажут на корабле Альянса?
Doktorlar umutlu.
Медики оптимистичны.
Çalışmalarım arasında çok umutlu olduğum bir projem var ama senin yardımına ihtiyacım olacak.
Итак... У меня есть одна идея, которая мне очень нравится.
1917'den beri onu tedavi eden psikiyatrlar umutlu değil.
Психиатры, которые лечат его с 1917 года, мало на что надеются.
Ve annem hala senin için umutlu.
Ты до сих пор нравишься моей маме...
Eğer çevrede bir kaç şait olsaydı, arabanın modelini belirlemeyi başarabilirlermiş. Bu yüzden kimse pek umutlu değil.
Они смогли определить марку и модель машины, но так как свидетелей нет, оптимистов маловато.
Umutlu hissediyorum çünkü...
- Я чувствую надежду, потому...
Pek umutlu görünmüyor.
Мне так не кажется.
Zhanna umutlu görünüyordu sadece.
Жанна казалась единственной надеждой.
Senin için o derece umutlu ve heyecanlıyım yani.
А я то, блядь, размечтался по твою душу.
Umutlu biri değilim.
Я не надеюсь.
Bütün bunlar için pek umutlu olduğumu söyleyemeyeceğim.
Не могу сказать, что все это дает мне большие надежды.
ve umutlu Positif düşünceler tamamdır
И я абсолютно уверен, что мы сможем это сделать.
Umutlu düşünüyorum ama belki de sadece rüzgardır.
Многообещающе, но, может, просто ветром надуло...
Bizim meselelerimiz umutlu bir durumdayken izin verin de Kral Louis'ye bir elçi gönderelim.
Нам необходимо отправить посланника к Королю Луи, пока события развиваются в позитивном направлении.
Ama gelecekten fazla umutlu değilim.
Но у меня мало надежд на будущее.
Pek umutlu olduğumu söyleyemem işler ne zaman daha iyiye gider hiçbir fikrim yok.
У меня почти не осталось надежды, и я уже не знаю, когда станет лучше.
Seni korumak için, yasaklama emri çıkarttırabiliriz. Ve Bob, davanın düşebileceği konusunda oldukça umutlu.
Мы можем получить судебный приказ для твоей защиты, и Боб думает, что есть хороший способ закрыть дело.
Yani... Dr. Terrence ölüm sebe--bini bulma konusunda umutlu Hemencecik!
Так что, будем надеяться, доктор Терренс найдет причину смерти... побыстрее!
Umutlu öğrencilerden oluşan topluluktan çıkacak gelecekteki Nogeleri görebiliyorum.
Я очень надеюсь, что среди вас появится много таких людей, как Ногэ,
Umutlu araştırmacılar için maalesef bu ceset bir köpeğe âitti.
К сожалению следователей это были останки пса.
Geleceğin hakkında çok umutlu.
Она хорошо оценила твое будущее.
Yerinizde olsaydım, bunu umutlu olmak için bir neden olarak kabul ederdim, tamam mı?
Но на вашем месте я бы принял это как возможность надеяться
Umutlu olmamı söylediniz.
Вы сказали мне не терять надежду.
Umutlu oluyorum ben de.
И вот я надеюсь.
Aksine nişanlanma konusunda düşünmen gerektiğini söyleyerek ona umutlu olması için bir gün daha verdin.
- Нет, тем, что ты ответила Чету, что подумаешь о помолвке, ты дала ему еще один день надежды.
Sahil güvenlik an itibariyle bölgeyi tarıyor,.. ... ancak pek de umutlu değiller.
Береговая охрана просматривает местность, но нет особой надежды на это.
iş, genç içinde başarılı bir kariyer günü ve umutlu
С успешной карьерой! Молодой и подающий надежды!
Bilmiyorum Allison. Kimse pek umutlu değil.
Никто особо на это не надеется.
önceki haline resim'e baktığımda umutlu olmaya başladım.
Конечно же, я стал старше и, надеюсь, мудрее, чем на этом снимке.
Harika biriyle buluştuğunu ve umutlu olduğunu.
Что она встретила отличного парня и настроена оптимистично.
Pek umutlu olduğum bir konu değil.
На это я не слишком надеюсь.
Umutlu vatandaşlar bu sabah Noel ağaçlarının altında Noel Baba'dan hiç hediye olmadığını görünce hayal kırıklığına uğradı.
Люди по всему миру проснулись, только чтобы разочароваться, не обнаружив подарков от Санты под рождественскими елками.
Patrice, milyonlarca erkek ve kadın çok umutlu olduğumuz Avrupa'nın
Мы также прощаемся с его пятилетней дочерью, ушедшей вместе с отцом в мир иной.
Gerçekten umutlu musun?
Я возлагаю большие надежды.