English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ Y ] / Yakıt

Yakıt Çeviri Rusça

2,472 parallel translation
Princeton bir şirkettir. Bir yakıt şirketinden farkı yok.
Прингстон – это корпорация, которая ничем не отличается от нефтяной компании
Karbon yakıtı çağından önceydi.
Это было до углеродного топлива.
- Yakıt!
- Топливо!
Ama bu... bütün ordunun yakıtı, yüzbaşı. Jürgens.
Ќо это запасы топлива дл € всей армии, господин капитан.
Yakıt tankları orada. Tüm uçağı patlatmak için tek bir kurşunluk işleri var.
В общем, пара выстрелов, и он взрывается ко всем чертям.
Ağırlıktan kazanmak için yakıt tanklarına bile koruma yapmıyoruz.
И я не понимаю : как его, в принципе, от этого можно защитить.
Yakıt oranı normal.
Топливо в норме.
Yakıt sistemi kısmen donmuş.
Топливный шланг местами замёрз.
Bana yakıt sistemini tamir edebileceğimizi söyle.
Скажи мне что мы всё ещё можем починить топливопровод.
Tüm Japonya'da yiyecek ve yakıt sıkıntısı var.
По всей Японии нехватка продовольствия и горючего.
Belli ki yakıt kanalı delinmiş.
Кажется, там прорвана топливная магистраль.
Hayır, bir dakika. Kapsülün yakıt sızdırıyor.
Нет, стойте, из вашей капсулы льётся топливо.
Ana yakıt hücrelerinin tam altındayız.
Мы проходим под основными топливными элементами.
Şöyle ki, yakıt döküldü.
А с того, что топливо разлилось.
- Görünen o ki Dünya Cumhuriyeti antiviral ilaçlar ve Votek silahlarımızın yakıt çubuklarını doldurma karşılığında ortak bir koruma paketi öneriyorlar.
И? Вероятно земная Республика предлагает пополнять наши противовирусные медикаменты на ровне со стержнями для нашего оружия в обмен на создание блока единой / совместной защиты.
Ayrıca iyi haber şu ki, yakıtımız bitmek üzere.
И... Тоже хорошо, потому что у нас почти кончилось топливо.
Bir Boeing C-17'ye yüklenmesini istiyorum uçağın yakıtını doldurun.
Они должны быть загружены на борт "Боинга Си-17". Который вы заправите и оставите без экипажа на взлетной полосе 1-9.
Ya geçmişe gidip eski okyanusları temiz yakıt üreten bir algle besleyip aynı zamanda enerji krizine de son verebilseydik?
Что, если мы засеем древние океаны водорослями, производящими этанол, и справимся с энергетическим кризисом на ряду с этим?
Evan dedi ki, Hall'ın fikirlerinden birisi bunlara biyomühendislik uygulayarak geçmişte daha temiz yakıt üretmekmiş.
Эван сказал, что одна из идей Холла, размещение этого биоматериала в прошлом, и получение более чистой нефти в настоящем.
Bu üç buçuk saate düşmanlarımızdan sakınmak da dahil. Geri dönmek için yakıtı da hesaba katmak gerek. Guadalcanal semalarında savaşmak muhtemelen on dakikalık iş.
чтобы не упустить врага. сражение в небе над Гуадалканалом должно занять не более 10 минут.
1944'te Filipin Denizi Savaşı'nda pusuya yatmış bir Grumman uçağı yakıt tankıma ateş etmişti.
Грумман " выстрелил прямо в мой топивный бак.
Yakıtım hızla tükendi ve denize acil iniş yaptım.
поэтому я был вынужден сделать экстренную посадку на море.
Bu pistonları çalıştırmak için temiz yakıt lazım bana!
Мне нужно хорошее топливо, чтобы работать.
Ha siktir. Vurulduk... yakıt deposundan vurulduk.
Пробоина в топливном баке.
Benzin kokusu alıyorum. Yakıt haznesinden vurulduğumuzu düşünüyorum.
Пахнет горючкой, надо садиться.
Vurulduk... yakıt deposundan vurulduk.
Пробоина в топливном баке.
Yakıt haznemiz vuruldu.
Мы теряем топливо.
Yakıt haznesi vuruldu.
Мы теряем топливо.
Varşova'da alanda bir jete ihtiyacım var. Yakıtı tam dolu ve Le Bourget'e, Uçmaya hazır.
Мне нужен самолет в Варшаве, с полным баком, готовый доставить меня в Ле Бурже, там меня должна ждать машина, чтобы отвезти в город.
"Hedef belirlemek başarı ocağının yakıtıdır."
"Цели - это топливо в печи достижений"
onunla yakıt doldurabilir ve arabayı çalıştırabilirsin.
Без него подача топлива и стартер полностью вырублены.
Evet, yakıt hattını kontrol etmem gerekiyor.
Да, я там проверял наш топливопровод.
Yani, mikrobik yakıt hücreleri * kullanarak aynı anda elektrik ve temiz su üretmek... Gelecek böyle olabilir.
В смысле, одновременное создание электричества и очищение воды с использованием микробиологических топливных элементов – это могло быть будущим.
Üstelik yerel milletvekili tarafından size sızdırılmış olan Yakıt ve Enerji Bakanlığı bünyesinde dolaşan detaylı bir nottaki merkezi hükümet tarafından kömür yakıtlı yeni bir elektrik santralinin yine aynı bölgede inşa etmek için tahsis edilmiş olması tesadüf mü?
И не совпадение ли, что этот же участок земли был намечен правительством для постройки угольной электростанции, а подробности об этом содержались в секретном меморандуме, ходившем в Министерстве топлива и энергетики, о чём вам и сказал по секрету здешний член Парламента?
Önce kılıç ve yakıt ikmali yap!
Восполни свой запас газа и лезвий.
- Torpidoların otto yakıtından.
Из-за топлива торпед.
Sağlıklı iş yakıtı. Ayrıca, tadı da idare eder.
Это полезно, и на вкус... нормально.
Bu fabrika Doğu Yakası'ndaki tüm Mekanikler ve Uzay Gemileri'nin yakıtını yapıyor.
Завод производит топливо для всех мехов и бимеров Восточного побережья.
Balıkkafalar gezegenimizi istila ediyor ama yeterli yakıt getirmeyi unutuyorlar mı?
Рыбоголовые устроили вторжение, но забыли прихватить с собой топливо?
Nükleer yakıt aşırı ısınır ve buharı...
Из-за этого ядерное топливо перегреется и пар взорвет реактор.
Bir sürü değerli makineyi devre dışı bıraktık, yakıt stoklarının...
Но ведь сегодня мы вывели из строя их технику, уничтожили запасы топлива.
Yakıt tankerlerini patlatıp... engellemem emredildi.
я должен был взорвать запасы топлива в случае нападени € противника.
Geri gelenlerin bazıları da olaylara karıştı. Birden fazla geri gelenin Freddy Berg'de yakınlarında linç edilmesi gerginliğin tırmanmasına neden oldu.
Много насилия и забастовок состоялось к оппозиции, а также возвращенные.
Akşamları kamp ateşinin yanında yorgun argın yazıyorum mektupları. Yakında ellerinde geçecek olan ve göğsüne bastıracağın hatta ve hatta dudaklarına değecek olan bu kağıt parçasını kıskanıyorum.
Но вечерами, сидя у костра, как бы я ни устал, я пишу вам, завидуя листку бумаги, который скоро окажется у вас в руках, прижатый к вашей груди.
Fiona'nınki daha çok yakışmış değil mi?
Fiona's fits better, doesn't it?
Berea yakınlarındaki hippi kız... Tam tıraş edip, ehlileştirmek isteyeceğin tiplerden.
Девица-хиппи из Береа, из тех, что хочешь побрить и одомашнить.
Isıtıcıyı yak.
Зажги плиту.
Isıtıcıyı yak.
Включайте плиту.
Yakınlarda bir tıbbi laboratuvar var.
Тут неподалеку есть медицинская лаборатория.
Sevgilimi, tıpkı ona benzeyen, süper yakışıklı bir müzisyenle aldatıyormuş gibi hissediyorum.
Я чувствую, будто изменяю своему парню с супер горячим музыкантом, который выглядит так же как и он.
O tüplerin içinde yakıt olmalı.
В этих трубах, должно быть, перевозят топливо.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]