English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ Y ] / Yüke

Yüke Çeviri Rusça

31 parallel translation
Şimdi ne yapacağız? Yüke göz kulak ol, Barney'ye gidip Williams'ı arayayım.
Останься здесь, присмотри за грузом, я подскачу до кафешки Барни, позвоню Уильямсу.
Kuzen Buckingham ve siz, sağduyulu, basiretli insanlar, madem siz, ben istesem de istemesem de kaderin yükünü sırtıma vurup onu taşımaya layık gördünüz beni, bana da bu yüke katlanmaktan başka çare kalmıyor.
Мой Бекингем и мудрые мужи, Раз вы решили на плечи взвалить мне эту власть, я должен терпеливо, хочу иль нет, тяжёлый груз нести.
Bu kadar kara gömülmüşken ön teker yüke dayanamaz.
Пока самолет в таком положении, мы не сможем вытащить его за нос.
Yüküm gerçekten çok ağırdı... Ve motor bu yüke daha fazla dayanamadı.
Из-за перегрузок мотор просто сорвало с креплений.
Herkes bu yüke dayanabiliyor mu?
Все справляются?
Omzundaki bu yüke hiç imrenmiyorum Dean.
Я не завидую тебе, Дин, твоя ноша тяжела.
Asıl problem şuydu : atom çekirdeğinin temel bileşeni protonlar pozitif yüke sahiptir ve aynı yüklü şeyler birbirlerini iterler.
ќсновна € проблема заключалась в том, что все протоны, ключевые ингредиенты атомного € дра, имеют положительный электрический зар € д и име € одноименный зар € д отталкиваютс € друг от друга.
Fazladan yüke ihtiyacımız yok.
Нам не нужен лишний груз.
Yine de, işlemi başlatmak için muazzam ölçüde bir statik yüke ihtiyacın var.
Пусть так, но вам всё равно нужен мощнейший заряд, чтобы начать процесс.
Yüke bulaşmadan 2 saat içinde paketle demiştim.
Я сказал тебе оставить груз, и забрать его через два часа.
Taşıdığı ağır yüke yardım için oğlan yanına geliyor.
Мальчик идёт к ней, чтобы помочь с тяжёлой сумкой
Şimdi işim bittiğine göre Seattle'ın atık sahasında fazla yüke engel olmak için bu şişeyi geri dönüşüm kutusuna atacağım.
А теперь я отправлю эту бутылку на переработку, чтобы избавить мусорные свалки Сиэтла от лишних нагрузок. Смешно.
Bu kadar yüke ihtiyaç yok.
Этот багаж вам не понадобится.
Hayatımız zaten dağılmış durumda fazladan bir yüke ihtiyacımız yok.
Мир рушится вокруг нас. Нам не нужна лишняя ноша.
Dinle, daha önce söylediğim ekstra bir yüke ihtiyaç olmadığı...
Слушай, то что я сказал тебе о том, что мне не нужна лишняя ноша...
Sonuç olarak Brody, değerli bir muhbirden ciddi bir yüke dönüştü.
В конечном итоге, Броуди превратится из агента в серьезную помеху.
Pil ne kadar güçlüyse o kadar büyük yüke dayanabilir.
Чем мощнее батарейка, тем больше заряд.
O değerli yüke dikkat et.
Осторожнее, в нем ценный груз.
Tam yüke şarj et.
Эй, полный заряд.
Vücudunuz bu yüke daha fazla dayanamaz.
Ваши тела не смогут продержаться долго.
Bu, yüke dayanım kirişlerinin sonuncusuydu.
Это последняя несущая балка.
Dolayısı ile bu duvarların yüke dayanımı yok.
Поэтому, эти стены не выдержат нагрузку.
Orta ölçekli bir yüke sahip, 20 megaton.
Средний заряд. 20 мегатонн.
O gece Tom İşgalcilerin malzemelerini kamyona yüklerken kendi özel paketini de yüke eklemeye karar verdi.
В ту ночь, когда Том загружал фуру оборудованием для оккупантов, он решил добавить спецпосылку от себя.
Niye Tanrı onları böylesi bir yüke tahammül etmeye mecbur etti?
Почему Бог заставляет их нести такое бремя?
O kadar yüke dayanamadı ve iki insan öldü.
По крупному. Но она не смогла справиться из-за давления, и двое людей погибли.
Bu yüke katlanamıyorum artık!
Но я... я больше не выдержу. Если вы не сможете мне помочь, дайте яду.
Yüke göz kulak ol.
Нет, они там тоже были.
Ve bu yüke daha fazla dayanamıyorum.
И я больше так не могу.
- Taşıdığı yüke bağlı.
- Странно, правда?
Kalanları patlatacağız, bu da yüke dayanamayacak.
Мы взорвем еще 4, это не затронет нагрузку.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]