Zafer Çeviri Rusça
2,316 parallel translation
Ve şimdi isterseniz yeni bir zafer elde etme şansınız var. Yine mi somon?
А теперь у вас есть еще один шанс прославиться, если захотите.
Yanınızda onunla Kralın Şehri'ni alırsanız, zafer onun olur.
Если вы возьмете Королевскую Гавань с ней, это будет ее победа.
Bu zafer, şu anda bu tarihi konferansta bulunan herkese aittir.
Эта победа принадлежит всем присутствующим на этой исторической конференции.
Testosteron salgılayan bir grup minik vahşi velede zafer kazandırmak için gidiyorum şimdi.
Мне пора, надо привести к победе кучу мелких тестостеронных животных.
Scott'un maceralarını duymaktan bıkmıştım. Onu o an terk edebilirdim. Ama Dalia'ya karşı zafer kazanmalıydım.
Меня уже достало слушать об одном приключении Скотта, и, возможно, мне следовало бы избавиться от него прямо сейчас, если бы не война, которую я вела против Далии.
Bunu zafer olarak düşün. Kuyruğun yok.
Считай, повезло, что у тебя хоть хвоста нет.
Zafer yudumu.
Победный глоток.
Bana bir zafer ver.
Всего лишь одну победу.
Em yüzme takımı için zafer partisi veriyor.
Эм устраивает вечеринку победителей для команды по плаванию.
Zafer benim olmalıydı.
Слава должна была быть моей.
Ne büyük zafer.
Вполне себе победа.
Fakat hatırladığım kadarıyla arenanın açılışında Solonius'un adamlarıyla yüzleştiğimizde zafer kazanmamıştın.
Но ты так и не добился победы, когда мы бились с людьми Солония на открытие арены.
Zafer benim olmamıştı.
Я не добился победы.
Zafer umudumuz da yok.
И без надежды на победу.
Ve zafer açlığı önemsiz laf dalaşlarının üstesinden gelebilecek mi görelim.
Посмотрим, сможет ли жажда победы одержать верх над мелкими ссорами.
Robb'un Güney'de büyük bir zafer kazanacağını söylüyormuş.
Говорят, это значит, что Робб одержит великую победу на юге.
Üç zafer seni bir fatih yapmaz.
Три победы не делают тебя победителем.
Adam parmaklarından sıyrılmayı alışkanlık edindi. Zafer kazanacağından nasıl bu kadar emin oluyorsun?
Он постоянно ускользает из ваших рук, почему вы так уверены в победе?
Şimdi, attıkları her adımla, kayıp ve kederlerimizin yerini zafer ve neşeye bırakacağını müjdeleyen Roma'nın oğullarını geçide davet ediyorum.
Сейчас перед вам пройдут сыновья Рима и грохот их поступи заявит всем, что на смену горю и утратам, идут победа и радость!
Ventress'in zafer için ölümsüzler ordusuna ihtiyacı olacak.
Чтобы достичь победы, Вентресс понадобиться помощь армии нежити.
Büyük bir zafer bu.
Это крупная победа.
Çeviri : Zafer BAYRAKTAR ( ghost _ rider _ 96 )
П Р О Ч Ь
Zafer kazanmış olmalı ama o öldü işte.
Должно быть триумфально, но она же только что умерла.
Zafer bizim!
Победа за нами!
Birleşmiş Kuvvetler bu rüyayı durdurmak için yola çıkmış durumda. Ama zafer bizim olacak!
Они собираются разбить нашу мечту, но мы не отступим!
Geriden gelen bir zafer. İki kaçan vuruş, bir tam vuruşla oyunun sonuna yaklaşıyoruz. Adrian Gonzalez topa sertçe vuruyor ve tribünleri sıyırıyor.
Волевая победа в конце девятого иннинга, с двумя аутами, результативными ударами, и Адриан Гонсалез бьет по мячу с размаха, чуть ли вышибая всех с трибун.
Acı yoksa, zafer de yok. Değil mi?
Кто не рискует, тот не пьёт шампанское.
Onun o şapkayı giydiğini görmüştüm, hani sanki bir zafer simgesiymiş gibi.
Увидел кепку на нём как будто намек на скальп.
Küçücük bir zafer kazanmak için büyük planları tehlikeye atabiliyorsun.
Ты готова рискнуть долговременной перспективой, чтобы добиться краткосрочных успехов.
Gerçek zafer hasmını tamamen ezdiğinde işin başından beri sana muhalif olmanın bir hata olduğunu anlamasıdır.
Настоящая победа — это когда ты сокрушил своего противника так сильно, что он понял, что был неправ, что вообще начал противостоять тебе.
Bu nerdeyse ölü zafer anının fotoğrafını internet sitemize koymalıyız.
We should capture this near-death victory moment as our website picture.
Bu bir zafer çünkü Daniel'i alt ettin.
Это бред. Так лучше, потому что ты обскакал Дэниеля.
Koltuğunu kazandığın geceyi hatırlıyorum,... hemen yanındaydım ve daha önce hiç kimsenin yapmadığı kadar güzel bir zafer konuşması yaptın.
Я стоял возле тебя, когда ты произносил свою незабываемую победную речь. Приятно являться частью твоего успеха.
Çok temiz bir başarı olmadı ama yine de zafer sayılır.
Ну, не самая чистая победа, но победа будет за мной.
Denizlerin kontrolü bizde, neden hala karada zafer kazanamıyoruz?
Мы контролируем море, но почему не можем победить на земле?
Annen tam bir zafer yaşıyor.
Ваша мать наслаждается очередным триумфом.
Zafer bizim.
Мы победили.
O kadını sinirlendirmek her zaman küçük bir zafer duygusu yaşatıyor.
Каждый чувствует небольшую победу, когда эта же женщина взбешена.
Hepimiz zafer kazanmak istiyoruz fakat masum hayatların pahasına değil.
Мы все желаем победы, но не ценой жизней невинных.
Zafer konuşmanızı yaparken biri sizi izlesin istiyorsunuz sadece.
Тебе просто нужна публика для твоего круга почета.
Biz kendimizi kişisel bir zafer uğruna paralamak için gönüllü olmadık.
Мы не вызвались помочь тебе из-за того, что мы жаждали искупаться в лучах собственной славы.
Zafer konuşmanız, Meclis üyesi Knope.
Твоя речь победителя, член городского Совета Ноуп.
Arkadaşlar, zafer vafılı yemeye JJ'ye gidiyoruz ve sonra bütün gece uyumayacağız hayatlarımız ve duygularımız hakkında konuşacağız.
Ребята мы едем в ресторан за победными вафлями, и потом мы будем тусоваться всю ночь, говорить о наших жизнях и наших чувствах.
O kanepe Zafer Yolu filmindeki attan yapıldı.
Этот диван сделан из кожи знаменитого жеребца "Морской конек".
Ne büyük bir zafer yaşattın bu akşam bana Christine'im
Какой успех имела ты сегодня, моя Кристин!
Bir zafer anısı saklamış olmalısın.
Ты должно быть сохранил какой-нибудь трофей.
O yüzden zafer turunu at.
Так что получай свой победный раунд.
Bunu yaparsan zafer senin.
что вы не хотите здесь поджариться...
Çocukların buradan uzakta geçirdiği senden uzakta geçirdiği her dakikayı zafer sayacağım.
Я буду считать каждую минуту, когда дети находятся далеко отсюда, вдали от тебя, победой.
Çeviri : Zafer BAYRAKTAR ( ghost _ rider _ 96 )
*
Değil mi? Küçük bir çiş, ben bunu zafer olarak adlandırırım.
Если туда только ссут, я сочту это за удачу.