English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ Ü ] / Üniversiteye

Üniversiteye Çeviri Rusça

1,522 parallel translation
Öğrendikten hemen sonra, üniversiteye doğru yürüyordum.
После этого я ходил в университет.
Her neyse, en sonunda kendini toparladı, bir burs alıp üniversiteye gitti.
Но в итоге, она справилась, Поступила в колледж, получила стипендию.
- Hangi üniversiteye gitti?
- Куда она поехала?
- North Carolina'daki bir üniversiteye.
- Куда-то в Северную Каролину.
Son zamanlarda, seneye üniversiteye gidince... -... seni ne kadar çok özleyeceğimi düşünüyorum. - Resimleri var ya.
Я думал о том, как я буду скучать по тебе, когда ты уедешь в колледж.
Ben üniversiteye geri dönüyorum.
А я снова пойду в колледж.
Ve nasıl yapacağımızı öğrenmek için üniversiteye gitmek zorundaydık.
И нам пришлось ходить в университет, чтобы этому научиться.
Senin insanlarının üniversiteye gidemeyeceğinden değil.
Не то чтобы я сказал, что ваш народ не может ходить в колледж
İstese üniversiteye gidebilir ama kendisi "ne gereği varki?" havasında
Она пойдет в колледж, если захочет. Но она спрашивает, зачем ей это.
Ve kiralık araç uzmanımız, Boyd Martin, üniversiteye 80 bin dolar kredi borcu var.
А у нашего специалиста по аренде машин, Бойда Мартина, висит ссуда на 80 тысяч за учебу в колледже.
Seri numaralarından bazıları, Jason McDonald'ın üniversiteye gittiği, Oregon'daki soygunlara ait çıktı.
Несколько серийный номеров совпали с кражами в Орегоне, где Джейсон МакДональд учился в колледже.
Dennis Bailey üniversiteye hiç gitmemiş.
Денис Бейли никогда не учился в колледже.
Mahalleden hiç ayrılmadı üniversiteye gitmedi.
Он никогда не выходил за пределы района, не мог учиться в университете.
Sen üniversiteye gittiğin günden itibaren sandalda pinekleyen ben oldum ve ilk günden kuru yemlemeyi öğrendim.
Нет, потому что с той минуты, как ты уехала в колледж, это я торчала с ним в лодке, и он учил меня ловить на сухих мушек с нуля.
Herkes üniversiteye gitmek zorunda mı?
Колледж не для всех.
Ama üniversiteye başlayınca Cuma akşamları çıkacağın bir kız arkadaşın olmayacağından hiç endişe etmemeni istiyorum. Çünkü her zaman bir tane olacak, hayatım.
Но когда ты пойдешь в колледж, я хочу что бы ты знал, что тебе никогда не стоит беспокоиться о свидании в пятницу вечером, потому что у тебя всегда будет одно.
Eğer 6 saat uzaklıktaki bir üniversiteye gidersen araya araba ile geleceğim, eğer gitmezsen aynı filmi kiralayıp, telefonda seyrederiz.
Если ты пойдешь в колледж, до которого 6 часов езды, Я буду приезжать. А если нет,
- Oğlumuzun üniversiteye gideceğine inanamıyorum bir türlü.
Не могу поверить, что наш мальчик уезжает в колледж.
Burada üniversiteye gitmiyorum,... ve gerçekten de benim burada fazlalık olduğumu düşünüyorsanız, öyle olsun.
Я не хожу в колледж здесь. И, раз я для вас - третий лишний, что ж.
Bu tişörtü * üniversiteye götürmeli miyim?
Мне стоит взять эту футболку в колледж?
Andy, üniversiteye giden bir oğlum olacak kadar yaşlı gösteriyor muyum?
Энди, я выгляжу как человек, чей сын учится в колледже?
Oğlunun üniversiteye gideceğini duydum.
Я слышала, твой сын готовится к отъезду в университет.
Bobby, üniversiteye gelen Travis, sen değilsin.
Бобби, в этом колледже учится Трэвис, а не ты.
Kylie, sen üniversiteye gitmeden önce de seni ısırarak öpüyor muydu?
Кайли также прикусывала твою губу до того как ты уехал в колледж?
Travis, bu olayı liseden üniversiteye geçen arkadaşlarımla 100 sefer yaşadım, onlar gitti,... ben gitmedim,... onlar okuldan döndüklerinde çok havalılardı,... ve biliyor musun hala kaç tanesiyle sıkı fıkıyım?
- Просто, Трэвис, я проходила через это сотни раз со всеми своими друзьями из старших классов, которые шли в колледж, а я оставалась позади, потом они возвращались слишком крутыми для школьных забав, и знаешь со сколькими я еще дружу?
Sana üniversiteli diyorum, çünkü üniversiteye gidiyorsun.
Я зову тебя "колледж", потому что ты учишься в колледже.
Sabıka kaydım varken üniversiteye nasıl gireceğim?
"Ой, как же я попаду в колледж," "с приводами в полицию?"
Çünkü Cuma günü üniversiteye gitmen gerek.
Потому что в пятницу ты уезжаешь в колледж.
Bende düşündüm de etrafta dolanıp üniversiteye gitmeden önce herkese bir veda edeyim dedim.
Я просто объезжаю тут всех вокруг, чтобы сказать всем до свидания, понимаете, пока я не уехал в колледж.
Artık üniversiteye gidiyorsun demek?
Теперь и ты уезжаешь в колледж.
Eğer seni üniversiteye son bir pin-pon şampiyonluk maçı yapmadan göndereceğimi zannediyorsan kafayı yemişsin.
Ты думала, я провожу тебя в колледж, не сыграв с тобой финальную партию в настольный теннис, ты с ума сошла.
Ben üniversiteye gitmek üzereydim ve annem bilirsiniz, boş yuva sendromu.
Я собиралась уехать в колледж и мама... знаете, синдром опустевшего гнезда.
Babam, "önce iyi bir üniversiteye gir ancak ondan sonra erkeklerden bahsedebiliriz" diyor.
Мой папа говорит : "Сначала поступи в хороший колледж, и потом мы поговорим о мальчиках".
Belki de üniversiteye gitmem.
Может, я просто не пойду в колледж.
Korkacak bir şeyi kalmayan Mimi Collins mutlu ve sağlıklı bir şekilde üniversiteye geri döndü.
Мими Коллинз вернулась в колледж, счастливая и здоровая студентка, полная бесстрашия.
Ligde geri koşucusuydum ve buradan üniversiteye, varoşlara gidecektim.
Я был лучшим халфбеком в городе, и я бежал отсюда в колледж, в благополучные пригороды.
Bu işler sayesinde üniversiteye gittim, ancak bunlar yüzünden de üniversite hayatını yaşayamadım.
Работа дала мне возможность поступить в коледж, Но она также лишила меня обычных радостей учебы в университете.
Ben üniversiteye gitme şansımı kaçırmak istemiyorum.
Я не хотела бы упустить шанс пойти в колледж.
Ve ebeveyn açısından düşünmeliyim. İlk kez üniversiteye gideceğim, huh?
Но если смотреть с точки зрения родителя, ты, наверное, считаешь, что я должна сначала поступить в колледж, да?
Sırf üniversiteye gitmedim diye, hayatında bir gün bile çalışmamış ve kendi güven fonuna güvenen biri tarafından istismar edilmeyi biri tarafından istismar edilmeyi hak etmiyorum.
если у меня нет диплома, то это ещё не значит, что я заслуживаю такого обращения от какой-то испорченной невоспитанной папочкиной наследницы! которая не работала ни дня в своей жизни!
Hangi üniversiteye gideceğini belirledin mi?
Ты уже определилась, в какой колледж пойдешь учиться?
Oğlumuz üniversiteye gitmeyecek.
Наш сын не поступил в колледж
Travis nerede üniversiteye giderse gitsin hiç fark etmeyecek, biliyorsun değil mi?
- Ты ведь знаешь, что неважно где Трэвис будет учиться?
Sadece Jesse'nin üniversiteye gidip gidemeyeceği konusunda endişeleniyor.
Он просто переживает по поводу поступления Джесси в колледж.
Georgetown'da üniversiteye beraber gitmiştik arkadaş... arkadaştık birbirimizle irtibatı koparmadık.
Мы вместе учились в колледже В Джорджтауне. Мы... дружим,
Bunu göze alamam. Oğlum üniversiteye gidiyor.
Я не могу этого допустить, у меня сын в колледже.
Annenin yaptıklarını yapacak kadar paramın olmadığını biliyorum ama üniversiteye bir araban olmadan gitmeni istemedim.
У меня не было таких денег, чтобы сделать то, что сделала твоя мама, но я не хотел, чтобы ты уезжал в колледж без машины.
Garip olan, Arthur üniversiteye gitmiyor.
Ну прикол в том, что Артур не учится в колледже.
Amerikalıların üniversiteye gidip gitmeyeceğini belirleyen en önemli faktör eğitim ücreti ödeyip ödeyemeyecekleridir.
¬ се чаще, главным условием того, идут ли американцы в колледж, € вл € етс € их возможность найти деньги на обучение.
- Her gün üniversiteye gidecek misin? - Evet.
Ты будешь ездить в университет каждый день?
Baba kız birlikte üniversiteye gidiyor.
Всмысле, как это будет круто.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]