It isn't real translate Turkish
444 parallel translation
But it isn't real love anymore.
Ama bu artık gerçek aşk değil.
It isn't real.
Bu gerçek değil.
It's real nice of Mrs. Carter, isn't it?
Bayan Carter çok kibar değil mi?
I shall wake up and find it isn't real at all.
Uyanıp bakınca ciddi olmadığını göreceğim.
But it isn't the architecture or the landscaping... it's the presence of the Führer that lends the real beauty to the place.
Ama oraya esas güzelliği veren mimari yapısı ya da manzarası değil Liderin oradaki varlığı.
It isn't the one. Now, that's what I call a typical move - a real key to the man's character.
İşte ben buna tipik bir hamle derim adamın karakterinin gerçek bir anahtarı.
It isn't often a pretty girl has a real legitimate reason to cry.
Güzel bir kızın haklı yere ağlaması sık görülen bir şey değil.
Say, that's a real medal, isn't it?
Bu gerçek bir madalya, değil mi?
It isn't real.
Gerçek değil.
I can tell you where the real trouble is, and it isn't formation.
Asıl sorunun yerini biliyorum. Formasyonda değil.
real life isn't like StendhaI's novels, is it?
Gerçek hayat Stendhal'ın romanlarına benzemiyor, değil mi?
That's a real coincidence, isn't it?
Bu ilginç bir tesadüf değil mi?
It's a real long shot, isn't it?
Bu gerçekten zor bir iş değil mi?
Take this with you. It isn't real gold.
Bunu yanına al, gerçek altın değil ama..
That's a pretty good model though, isn't it? They make'em real today, don't they?
Oldukça iyi bir model, Bugün onu gerçek gibi yapıyorlar, değil mi?
It isn't a real letter.
Alay etme.
Sometimes, I find it hard to remember she isn't my real sister, too.
Bazan, ben de onun benim gerçek kızkardeşim olmadığını anımsamakta güçlük çekiyorum.
Mary, whatever is wrong, whatever you're afraid of or running away from, it just isn't real.
Mary, doğru olmayan her ne ise, her neden korkuyorsan ya da kaçıyorsan, hiç de gerçek değil.
Everything's real quiet out there, isn't it?
Ortalik cok sessiz, degil mi?
It's gonna be a real live party, isn't it?
Gerçek bir eğlence olacak, değil mi?
It's real easy, isn't it?
Ne kolay, değil mi?
I'll be damned if it isn't real.
Eğer bu gerçek değilse lanetleneceğim.
That's real smart. isn't it?
Bu çok acımasızca, değil mi?
- Yes, that's real funny, isn't it?
- Çok komik değil mi?
I hope we see you then. Now this isn't just a word from the sponsor, it's simply a very good suggestion. It stands for real refreshment.
o zaman görüşmek dileğiyle şimdi bu sadece sponsorumuzun reklamı değil aynı zamanda çok iyi bir tavsiye sizi gerçekten serinletecektir bir sonraki buluşmamıza kadar Oasis'i deneyin var olan en yumuşak tadı
It's almost too real, isn't it?
Çok gerçek olmuş değil mi?
Like the old faith healer of Deal who said, " Although pain isn't real, when I sit on a pin and it punctures my skin,
Eski şifacılardan biri demiş ki ; "Acı gerçek olmasa da bir iğnenin üstüne oturduğumda derimi delip geçiyor hissettiğim şey hoşuma gitmiyor."
Really, sir, don't mind me. This isn't the first time my head's been pulverised. And it's never done any real harm before.
- Hayır durun, bu ilk işkence çekmem değil.
That's the second step. It isn't real enlightenment, though.
Bu ikinci adım ama asıl aydınlanma değil.
I'm going to whittle it so good that only you and I will know that it isn't real.
Öyle mi? Ama onu çok güzel yapacağım. Sadece sen ve ben onun gerçek olmadığını bileceğiz.
It isn't the one. Now, that's what I call a typical move- - a real key to the man's character.
İşte ben buna tipik bir hamle derim adamın karakterinin gerçek bir anahtarı.
This isn't real, It's only wax.
Bu gerçek değil, sadece mum.
Oh, say, that's real silk, isn't it?
Ooo, şuna bakın. Bu gerçek ipek, değil mi?
Real change of pace for you, isn't it? [Chuckles]
- Sizin için bir değişiklik olmuştur
Rosemary is Kitty's real sister, she's Evelyn, isn't it so, Franziska?
Rosemary, Kitty'nin gerçek kardeşi. O, Evelyn, öyle değil mi?
A real nice day isn't it?
Harika bir gün, değil mi?
Well, that's the real trick, isn't it?
Esas mesele bu, değil mi?
Isn't it, Starbuck? Yeah, that's a real stroke of luck.
- Evet, gerçekten büyük rastlantı.
It looks real enough, yet it isn't.
Gerçek gibi görünür, ama aslında değil.
It isn't real. "
Gerçek değil. "
Well, if there isn't it's gonna be a real short movie.
O zaman bu film gerçekten çok kısa sürecek.
This is the real light, isn't it?
Bunlar hakiki ışık değil mi?
Except for them it isn't real.
Yalnız onlar için bu gerçek değil.
Well, it's not that I don't believe you, but isn't it possible John didn't tell you his real reason for being in there?
Size inanmadığımdan değil, ama John'un orada bulunmasının gerçek sebebini size söylememiş olması mümkün olabilir mi?
So, this is a real pain-in-the-ass way to meet, isn't it?
Tanışmak için çok can sıkıcı bir yöntem öyle değil mi?
So, this is a real pain-in-the-ass way to meet, isn't it?
Tanışmak için berbat bir yol öyle değil mi?
This is real, isn't it?
Bu gerçek, değil mi?
A real beauty, isn't it?
Pek iyi ısırmışlar, değil mi?
That's the real reason you're here, isn't it?
- Burada olmanın asıl sebebi bu, değil mi?
This isn't real leather, is it?
Bu gerçek deri değil, değil mi?
That's for real, isn't it?
Bunlar gerçek, öyle değil mi?
it isn't 1519
it isn't worth it 21
it isn't possible 18
it isn't fair 52
it isn't much 21
it isn't mine 27
it isn't working 26
it isn't easy 32
it isn't here 19
it isn't me 34
it isn't worth it 21
it isn't possible 18
it isn't fair 52
it isn't much 21
it isn't mine 27
it isn't working 26
it isn't easy 32
it isn't here 19
it isn't me 34
it isn't safe 35
it isn't over 20
it isn't true 86
it isn't you 23
it isn't funny 18
it isn't enough 18
it isn't like that 22
it isn't your fault 26
it isn't right 41
it isn't that 69
it isn't over 20
it isn't true 86
it isn't you 23
it isn't funny 18
it isn't enough 18
it isn't like that 22
it isn't your fault 26
it isn't right 41
it isn't that 69
really 59005
real 457
reality 92
really nice to meet you 21
really bad 194
real talk 21
really great 205
really appreciate it 27
really good 625
really nice 181
real 457
reality 92
really nice to meet you 21
really bad 194
real talk 21
really great 205
really appreciate it 27
really good 625
really nice 181
really beautiful 58
really cute 39
really is 30
really like you 26
really cool 63
really fast 52
really smart 29
really pretty 34
really hard 112
really well 130
really cute 39
really is 30
really like you 26
really cool 63
really fast 52
really smart 29
really pretty 34
really hard 112
really well 130
really hot 28
real quick 147
really funny 68
really sad 32
really stupid 26
really sweet 28
really happy 49
really big 43
really sorry 237
really close 38
real quick 147
really funny 68
really sad 32
really stupid 26
really sweet 28
really happy 49
really big 43
really sorry 237
really close 38