Nice house translate Turkish
1,095 parallel translation
I'd say that's a nice house in general, wouldn't you?
Bence genel olarak güzel ev, sen ne dersin?
Nice house. Really...
Güzel ev.
It's a nice house
Çok güzel bir ev
I was thinking you have a nice house.
Biliyor musun? . Düşünüyorum da senin güzel bir evin var.
I got a nice house and three great kids.
Güzel bir evim ve 3 tane muhteşem çocuğum var.
Don't you think it's a nice house?
Sence de güzel bir ev değil mi?
I'm sure you're someone important outside, otherwise they wouldn't give you such a nice house.
Dışarda önemli bir şahsiyet olduğun kesin, Yoksa sana böyle güzel bir ev asla vermezlerdi.
Guys, is it just me or is this an awfully nice house... for a lieutenant's salary?
Bana mı öyle geliyor yoksa bu bir teğmen maaşına göre fazla iyi bir ev mi?
Hey, listen, if you ever come across a good woman who'd like a nice house built, you call on me.
Hey, dinle, güzel inşa edilmiş bir evden hoşlanan iyi bir kadına rastlarsan, bana uğra.
This is a nice house.
Ev güzelmiş.
This is a nice house.
Bu güzel bir ev.
We can build a nice house.
Güzel bir ev yapabiliriz.
It's a very nice house, and the price is reasonable.
Çok güzel bir ev. Fiyatı da makul.
Nice house.
Güzel ev.
Look at those nice house down there. Why couldn't we get one?
Şuradaki güzel eve baksana.
My aunt has a nice house and a grocery store.
Teyzemin güzel bir evi ve bir marketi var.
Nice house!
Güzel bir ev!
I said, nice house!
Güzel bir ev, dedim!
I live in a nice house, you know, with plastic slip covers on the furniture.
Mobilyaları kaplı olan güzel bir evde yaşıyorum.
Get yourself into a nice house, couple of kids, dog...
Güzel bir ev, iki tane çocuk, bir köpek...
Nice house.
Güzel bir ev.
- This is a really nice house
- Ne güzel bir ev!
Nice house.
Hoş ev.
- God, this is a nice house!
- Tanrım, bu ne güzel bir ev!
Very nice house, sir.
Çok güzel ev, efendim.
So, you have a nice house here, Ray.
Güzel bir evin var Ray. Gerçekten çok güzel.
That's a nice house.
Su ev güzelmis.
It's a nice house.
Güzel bir ev.
I'd like to have my own house, a nice place to live I consider myself a humanist lt may seem unrealistic, but what I want in life is a genuine introduction of democracy and tolerance
Kendi evime sahip olmak istiyorum ve iyi bir yerde yaşamak. Kendimi hümanist olarak tanımlıyorum. Gerçekçi bir insan olmasam da demokratik, özgür hilesiz bir yaşam istiyorum.
What a nice house.
Ne güzel ev.
Nice alibi you got for yourself at the mission house too.
Misyon evinde de iyi bir mazeretin vardı.
I mean, it's an ordinary normal house. It's... nice looking.
Yani, sıradan, normal bir ev.
She was killed in our house this evening... but I didn't do it.
Evet. Nice'den döndü. Bu akşam evimizde öldürüldü.
You'll find them in the house, both tied up nice and tight.
Onları evde bulabilirsiniz, ikisi de oldukça endişeli.
You keep the house nice... you take care of your babushka... but it's too much for you.
Eve iyi bakıyorsun büyükannenle ilgileniyorsun ama senin için çok yorucu.
The house had some nice week here.
Minchia, bu hafta çok hoş bir evimiz var.
This house is very old but it's nice.
Bu ev, çok eskidir but, hoşudur.
Nice little girl clean the house, iron your shirts- -
Küçük tatlı bir kız. Evi temizler, gömleklerini ütüler...
I just told those nice folks we'd paint their house.
Bu kibar insanlara evlerini boyayacağımızı söyledim.
And isn't that little house nice?
Şu minik ev de güzel değil mi?
Our house wine is very nice.
- Çok güzel şarabımız var.
Yeah, that'd be nice, kinda like shooting guns in the house.
Çok iyi olur, evde ateş etmeye bayılırım.
We had a nice little house, a nice little garden.
Küçük, güzel bir evimiz vardı.
I have a big house, nice yard.
Büyük bir evim var, bahçesi de güzel.
Why you gonna go mess the nice lady's house up for, man?
Güzel hanımefendinin evini neden dağıtıyorsun?
See how nice the house is?
Evin ne kadar güzelleştiğini görüyor musun?
That would be a nice idea to just go to somebody's house... and knock on their door, but what if a serial murderer lived there?
Ama ya o evde bir seri katil bulunuyorsa?
They don't want a dirty old dog like me in a nice, clean house like--like this.
Böyle güzel, temiz bir evde benim gibi kirli yaşlı bir köpeği istemezler.
I have a house in Switzerland - in Lausanne actually. Not large but nice, and I own it.
Lozan'da bir evim var, çok büyük değil ama güzel.
It'd be nice to hear a boy playing in the house again.
Tekrar bir erkek çocuğun evin içinde oynadığını görmek güzel olur.
It's nice to see somebody still caring for somebody in this house.
Hala daha bu evde başka birini önemseyen birini görmek güzel.
house 1583
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
housekeeper 25
house rules 39
house fire 20
house counsel 18
nice to meet you 4926
nice try 940
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
housekeeper 25
house rules 39
house fire 20
house counsel 18
nice to meet you 4926
nice try 940
nice job 563
nice to meet you too 134
nice to see you 972
nice one 592
nice shot 303
nice guy 145
nice shoes 81
nice catch 108
nice meeting you 395
nice hat 67
nice to meet you too 134
nice to see you 972
nice one 592
nice shot 303
nice guy 145
nice shoes 81
nice catch 108
nice meeting you 395
nice hat 67
nice and easy 314
nice to see you again 321
nice talking to you 103
nice place 288
nice move 87
nice car 134
nice to see you too 69
nice work 1264
nice dress 74
nice shirt 88
nice to see you again 321
nice talking to you 103
nice place 288
nice move 87
nice car 134
nice to see you too 69
nice work 1264
nice dress 74
nice shirt 88