English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Stop the presses

Stop the presses translate Turkish

63 parallel translation
They find me in this town, you can stop the presses.
Beni bu şehirde bulurlarsa sonun geldi demektir.
The next thing I expect to hear from you is, "Stop the presses."
Son olarak senden duyacağım şey "Baskıyı durdurun" olacak.
Stop the presses, everyone!
Baskıları durdurun millet!
Stop the presses!
Baskıyı durdurun!
Stop the presses!
Kanal değiştirmeyi kes!
But hold on, stop the presses.
Ama durun!
Stop the presses!
Haberleri kapat!
You call your lawyer, you have'em tell the insurance company to stop the presses because this thing, no, it's not over yet.
Avukatını ara, sigorta şirketini aramasını ve baskıyı kesmelerini söylemelisin, çünkü henüz bitmedi.
Stop the presses.
Baskıyı durdur.
Stop the presses! I got a bulletin.
- Baskıyı durdurun, yeni haber!
Stop the presses!
Makineleri durdurun!
Stop the presses!
Baskıyı durdur.
Whoo-hoo! Stop the presses!
H2 bölümünün birinci sayfasından!
Stop the presses, I've got a story for you.
Baskıyı durdur, senin için çok iyi bir hikâyem var.
Stop the presses!
Durun!
Stop the presses.
Şunu keser misin?
- Did you tell her to stop the presses?
- Baskıyı durdurmasını söyledin mi?
Stop the presses! Stop the presses!
Basımı derhal durdurun!
- Stop the presses!
- Baskıyı durdurun.
- Stop the presses! Stop the presses.
Birinci sayfada durdurun.
John, should we maybe call your friend Dana and get her to stop the presses?
John, arkadaşın Dana'yı arayıp baskıyı durdurmasını söylemeli miyiz? Hayır.
Well, stop the presses.
Tamam, baskı için hazırlansın.
Jesus, stop the presses.
Tanrım, zormalayı bırak.
Now, they'll stop the presses for this one.
Şimdi, bunun için baskılarını durduracaklar.
Stop the presses.
Flaş haber.
Stop the presses.
Moralimi bozmayı bırak.
I don't mean to stop the presses, but I have a favor, Chlo.
Basını durdurmak istemezdim, bir iyilik isteyeceğim, Chlo.
Stop the presses!
Hattı durdurun!
Stop the presses!
Baskıyı durdur!
Stop the presses.
Baskıyı durdurun!
OK to type "Stop the presses?"
"Baskıyı durdurun" diyeyim mi?
Stop the presses.
Yayını durdurun.
"Stop the presses"? That's the phrase, right?
"Baskıyı durdurun", böyle deniyordu, değil mi?
"Stop the presses." Yeah.
"Baskıyı durdurun." Evet.
Stop the presses.
Basını durdur.
Stop the presses, Nora Walker was found holding a hairbrush.
Baskı yapmayı kes. Nora Walker saç fırçasıyla uğraşırken görülmüş demek.
Oh, stop the presses.
Baskıyı durdurun!
Stop the presses.
Baştan basın gazeteleri.
Hold the phone, stop the presses.
Erken konuşmamak lazım galiba.
Stop the presses.
- Flaş haber, baskıyı durdurun!
Unlike in movies, you didn't stop the presses.
Filmlerdekinin aksine, baskı durdurulmazdı.
We gotta stop the presses. "
"Baskıyı durdurmalıyız."
Stop the presses.
Vay anasını be.
Stop the presses.
Üstüme gelmeyi bırak.
Stop the presses.
- Aman ne sürpriz.
Stop the presses.
Baskıyı durdurun.
Pascal, do you think the presses will stop when the shelves are all together?
Pascal sence kitaplıklar bir araya geldiğinde duvarlar duracak mı?
Stop the fucking presses.
Sadece aptal bir çocuğum.
- Stop the goddamn presses.
- Durdur şu saçma baskıyı.
That's weird, but not stop-the-presses weird.
Bu garip ama bu basının baskısını durdurmaz.
Stop the fucking presses.
Boş ver şunları.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]