English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ 1 ] / 140

140 translate Turkish

1,152 parallel translation
Today, the 140 survivors of the Tour enter their final week...
Bugün Tur'un kalan 140 yarışmacısı, son haftaya girdi.
I got a'91 Caddy with only 85 miles on it.
Sadece 140 km yapmış, 91 model bir Cadillac'ım var.
Hey, Doc, we better back up. We don't have enough road to get up to 88.
Biraz geri sür Doktor. 140 km hıza ulaşmak için yeterli yolumuz yok.
It is gone into the bleachers... 455 feet away... for Mickey's 491st home run!
Top hala gidiyor. Tribünlere kadar gitti... Mickey'nin 491. sayı turu için... 140 metre uzağa gitti!
Male, about five-ten, 140 pounds, wearing'a nylon stocking over his head ; got into a white car. Salazar.
Erkek, Yaklaşık 1.50, 140 kilo, başında laylon kadın çorabı beyaz bir araba ile kaçmış.salazar!
When you give me my 140 libras?
Bana 140 liretimi ne zaman vereceksin?
140 liras.
140 liret.
Coordinates 140 by 205, sir.
- Koordinatları 140'a 205, efendim.
All you have to do is drive the time vehicle directly toward that screen, accelerating to 88 miles an hour.
Yapman gereken tek şey, zaman makinesini saatte 140 km hıza ulaşacak şekilde dosdoğru şu perdeye sürmek.
Without gasoline, we can't get the DeLorean up to 88 miles per hour.
Benzin olmadan da DeLorean'ı 140 km hıza çıkaramayız.
But if we could figure out a way to push it up to 88 miles an hour.
Ama bir şekilde onu, saatte 140 kilometreye ulaşacak şekilde itsek.
Therefore, as long as we get the DeLorean up to 88 miles an hour before we hit the edge of the ravine, we'll instantaneously arrive at a point in time where the bridge is completed.
Uçurumun kenarına varmadan DeLorean'ı saatte 140 kilometre hıza ulaştırabilirsek anında, köprünün bitmiş olduğu bir zamana varacağız.
According to my calculations, we'll reach 88 miles per hour just before we hit the edge of the ravine, at which point we'll be instantaneously transported back to 1985 and coast safely across the completed bridge.
Hesaplarıma göre, uçurumun kenarına varmadan 140 kilometre hıza ulaşırız ve o anda 1985'e geçerek tamamlanmış olan köprüyü güvenli bir şekilde geçeriz.
Pushing the DeLorean up to 88 miles per hour!
DeLorean'ı itiyor ve saatte 140 km hıza ulaşıyor!
Hopefully, we'll hit 88 miles per hour before the needle gets much past 2,000.
Umarım ibre 2.000'i geçmeden 140 kilometre hıza ulaşırız.
It's computerized, does 140 miles an hour.
Bilgisayarlı, saatte 140 mil ( 225 km ) yapar.
140 miles per hour.
saatte 140 mil.
58, Boulevard Port Royal... 140, Rue Blaise Pascal...
58, Port Royal Bulvarı... 140, Rue Blaise Pascal...
- Approach speed 140.
- İniş hızı 140.
Dulles, this is Northeast 140.
Dulles, burası Northeast 140.
This is Northeast 140.
Burası Northeast 140.
Weight, 140 pounds.
- Kilon yaklaşık 70.
140 people have given their lives.
140 insan hayatını kaybetti.
Who will start at $ 140,000?
140,000 dolardan kim başlıyor?
140,000... 160,000... 200... 20... 40...
140,000... 160,000... 200... 20... 40...
That's 140 million centuries.
Bu 14 milyon asır yapar.
Now, of the 140 million centuries since time began, every one of them was once the present century.
Şimdi, başlangıçtan bu yana geçen 140 milyon asrın her biri bir zamanlar'şimdi'idi.
After sleeping for 140 million centuries we have finally waken up in the Universe.
140 milyon asırlık uyku sonrasında, Evren'de nihayet uyanabildik.
Come on. I'll guarantee you 140.
Sana 140'ı garanti ediyorum.
120 125
130... 140... 150!
I heard on TV that Catwoman weighs 140 pounds.
BATMAN BECEREMEDİ Televizyondan Kedi Kadın'ın 65 kilo olduğunu duydum.
We got 87 miles to the res.
Daha 140 km'lik yolumuz var.
Carries about 140 pounds.
65 kilo civarında.
Well, you could have been a little bit faster, dear.
Biraz daha çabuk olabilirdin. Al. 140 Dolar.
- That's all. I've been trying to master it on and off for 140 years.
- Hepsi bu 140 yıldır aralıklı olarak üzerinde uzmanlaşmaya çalışıyorum.
What chance have we got of strolling into that alley and coming out with anything less - than 140 years in prison? - No way.
Sence şimdi bizim o geçite gidip 140 yıl hapis cezasından başka ne ile çıkma şansımız var?
We're getting seek times in the 140-160 range.
Arama süresi, 140 160 arasında.
140 isn't a sexy CD player anymore.
140, seksi bir CD okuyucu değil artık.
Everyone has 140.
Herkesin 140'ı var.
140. 140, 140.
140. 140, 140. 140'da.
At 140. Thank you.
Teşekkür ederim.
At 140 in the back.
Arkadan 140 geldi.
140 beats a minute.
- Dakikada 140 atış.
One... forty?
- 140? - Hayır.
Her pulse is pushing 140.
Nabzı 140'a dayanıyor.
{ \ pos ( 95,140 ) } Projet-SG { \ pos ( 300,140 ) } SG-66 { \ pos ( 192,30 ) } The
Çeviri :
BP 70, pulse 140.
Basınç 70, nabız 140.
Pulse is 140.
Nabız 140.
Pulse is 1 40.
Nabız 140.
Thirty-seven degrees north latitude, 140 degrees west longitude.
Otuz yedi derece kuzey enlem, yüz kırk derece batı boylamı.
- There's 140.
Bozuğun var mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]