English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ 1 ] / 1800s

1800s translate Turkish

235 parallel translation
Good old 1800s Louisiana.
İyi ve eski 19. yüzyıl Louisiana tarzı.
Their spiritual leader was a medium... who led his followers out to California in the early 1800s... to start a utopian society.
Onların ruhani lideri bir medyumdu... Ve müridlerini, 1800'lü yılların başlarında, Kalifoniya'ya gitmelerine önderlik etti. bir toplum düşünü gerçekleştirmek için.
Amy used to say I should have been born in the 1800s.
Amy, 1800'lerde doğmam gerektiğini söylerdi.
It's amazing Cubans wrote like that in the 1800s.
Kübalıların 1800 lerde böylesine şeyler yazdığını görmek çok ilginç.
I didn't know they had foosball in the 1800s.
1800'lerde langırt olduğunu bilmiyordum.
This map shows all the encounters in the U.S. as far back as the 1800s.
Bu harita 1800'lerden beri ABD'deki onlarla her karşılaşmayı gösterir.
Two, the canvas is of a manufacturer that wasn't available until the 1800s.
İkincisi, 1800'lere kadar imalatçılar tuval üretmiyordu.
The rabbit came late 1800s, and that allowed the cat to cross Australia, and that " s when the devastation started.
Tavşanın gelmesi kedinin hareketlenmesini sağladı... ve yıkım böyle başladı.
Many years ago in the late 1800s, James Mertin, an Irish ship captain, came to this town and decided to erect an office building.
Çok uzun yıllar önce 1800'lerin sonunda, İrlandalı bir kaptan olan James Mertin bu kente gelmiş ve buraya bir ofis binası dikmeye karar vermiş.
Yeah, some girl back in the late 1800s, - Robin Weaver I believe her name was... - Right.
1800'lerin sonuna doğru bir kız, ismi Robin Weaver'dı yanlış hatırlamıyorsam, güya ormanda yolunu kaybetmiş.
Maybe it was bigger in the 1800s.
Belki 1800'lü yıllarda daha büyüktü.
A new cult arose in England in the early 1800s,..... strangely enough near the location of Stonehenge.
1800lerin başında İngiltere'de, gariptir ki..... Stonehenge yakınlarında yeni bir tapınım ortaya çıkmış.
Early 1800s...
1800'lerin başında...
Like, for instance, in the 1800s...
Mesela, 1800 lerdeki...
It all began in the early 1800s, when Leonardo's great grandfather, Bernardo Leonardo, bought our town from the Indians... for 14.8 million dollars.
Her şey, 1800'lerin başlarında, Leaonardo'nun büyük büyük babası, Bernardo Leonardo'nun kasabamızı Kızılderililer'den 14,8 milyon dolara satın almasıyla başladı.
The place you found is a Kiloma burial ground from the early 1800s.
Bulduğun yer 1800'lerden kalma bir Kiloma mezarlığıymış. - 1800'ler mi?
A Kiloma Indian burial site, probably from the early 1800s.
Bir Kiloma'ya, Hindistan gömü yerine, muhtemelen 1800'lerin başında.
Judging by the clothes, this must be the 1800s.
Kıyafetlerden tahmin yürütürsek ; 1800'ler olmalı.
It's been in use since the mid-1800s.
1800'lerin ortalarından beri kullanılıyor.
the unification of his | new picture of gravity with the only other force known | at the time, electromagnetism. Now, electromagnetism is a force | that had itself been unified only a few decades earlier. In the mid-1800s, | electricity and magnetism were sparking scientists'interest.
Fakat, James Clark Maxwell adındaki İskoç bilim adamına göre, elektrik ve manyetizma arasındaki ilişki doğal olarak çok açıktı ve ikisinin bir tanımda birleşmesini gerektiriyordu.
Are you from the 1800s or something?
1800 lü yıllardan mı kaldın sen?
In the early 1800s, European settlers named Northfork after the river that embraced their town.
1800'lerin başında Avrupalı yerleşimciler kasabalarından geçen nehirden dolayı Northfork adını verdiler.
She didn't put the soufflé in the oven until we'd finished... and now we're watching taped ballroom-dancing competitions... that date back to the 1800s.
Şimdi de 1800'lü yıllardan kalma salon dansı yarışmalarını izliyoruz. - Daha yola çıkmadın mı?
Joseph Smith lived in a little American town in the early 1800s.
Joseph Smith 1800lerin başında küçük bir Amerikan kasabasında yaşadı.
... about the 1800s.
... 1800'lü yıllarda tabi.
They were found on fishing vessels in the 1800s.
Mm-hmm. Onlar 1800'lü yıllarda balıkçı kayıklarında olurdu.
Well, think about it - - he grew up in the late 1800s.
Düşünsenize. Çocukluğunu 1800'lerin sonunda yaşamış.
It's sort of a secret society, kind of Skull and Bones... kind of creepy group, dating back to the 1800s.
Gizli bir cemiyet gibi bir şey. 1800'lere dayanan,.. ... Kafatası ve Kemikler gibi ürkütücü bir grup.
Ah, beer and darts... keeping the eye patch industry alive since the 1800s.
Ah, bira ve dart. 1800'ler den beri göz-bandı sektörünü canlı tutan şey.
This is like how burns were in the 1800s before we had electricity.
Elektrik öncesi 1800'lerde ki kapak'lar gibi.
Some are from the 1800s.
Bazıları 1800'lerden kalma.
Well, I gotta catch my time steamboat back to the 1800s.
Peki.1800'lere gideceğim vapurumu yakalamam gerek.
The Trappist congregation was annulled by Rome in the late 1800s and replaced by the Cistercians.
Trappist cemaati 1800lerin sonunda Roma tarafından kaldırılmış. Manastırdan olan kimseler tarafından da değiştirilmiş.
It's not the 1800s.
1 800'lerde değiliz.
See, everybody do that, and send these books back to the 1800s where they belong.
Gördünüz mü? Herkes aynını yapsın! Ve kitapları ait oldukları 1800'lere yollayalım.
Restored a dozen buildings from late 1800s, preached about the historical value of the city ? his way to in the future, blah blah blah.
1800'lülerden bir düzine binayı onardı şehrin tarihsel değeri hakkında vaaz verdi... geleceğe olan kendi yolunun gösterisini geçirdi, vs, vs, vs.
They immigrated here in the late 1800s.
1800'lerin sonlarında buraya göç etmişler.
So the Manville School for Boys closed its doors in the late 1800s and the Westmoreland Elementary School opened at the beginning of the last century.
Manville erkek okulu 18.ci yüzyılın sonuna doğru kapılarını kapatmış ve... 19.cu yüzyılın başına doğru da Westmoreland İlkokulu açılmış.
In the late 1800s, it was a sign of class inbreeding when you could afford to pay children to hang on to your legs after you dropped through the trapdoor to ensure a quick death.
1800lerin sonunda eğer yeteri kadar paran varsa çocuklara para verip, kapak açılıp asılı kaldığında ölümünü hızlandırması için ayaklarına asılmalarını sağlayabiliyordun.
But I did find pomegranate berry extract, used to turn wool dye in the 1800s.
Ama 1800 yıllarda yünlerin nar suyuyla boyandığını buldum.
Without it, we're stuck in the 1800s. The longer we wait, the longer Jonah has to hide it or to trade it off.
O olmadan 1800'lü yıllarda kalacağız biz beklersek Jonah onu ya bir yere saklar ya da satar.
It was actually invented by a French perfume maker, uh, in the 1800s...
1800'lerde Fransız bir parfüm üreticisi tarafından bulunmuştur...
Up until the 1800s, most of the textiles in the United States were made with hemp.
1800lere kadar, Amerika'da kumaşların bir çoğu, kenevir liflerinden yapılıyordu.
The U.S. was still scientifically total backwater in the 1800s.
ABD, 1800'lerde hala bilimsel alanda sessiz bir denizdi.
You know, in the 1800s, this whole island was a leper colony.
Biliyor musun, 1800'lü yıllarda, adada sadece cüzzamlılar yaşıyormuş.
A British ship that got lost in the Arctic in the 1800s.
1800'lü yıllarda Kuzey Kutbu yakınlarında kaybolan İngiliz gemisi.
Some historian claims the Spencer Landmark Hotel was used for Klan meetings in the late 1800s.
Tarihçilerin iddiasına göre, Spencer Landmark Otel 1800'ün sonlarında Klan örgütünün toplantılarına ev sahipliği yapmış.
That's late 1800s.
1800'lerin sonundan kalma.
She must have a set of those sweaters that go back... to the early 1800s, I think. - Yeah, she does, actually. - Oh my god
- Evet aslında yapar.
The one from the 1800s?
1800'lü yıllarda ki?
By the 1800s and 1700s,
Tabii tabii.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]