English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ 1 ] / 1930's

1930's translate Turkish

146 parallel translation
It was called Depression, circa 1930. Quite barbaric.
1930 sıralarında, "Depresyon Dönemi" olarak bilinir.
We're not in the ship now The whole position's entirely different You seem to forget that I'm a high party member, one of the first million in 1930.
Artık gemide değiliz Bütün pozisyonlar değişti 1930'da partiye üye olan ilk bir milyon kişiden birisi olduğumu unutmuşsun.
I think he's full of prunes. Well, that's the way we used to talk in the 1930s, Noah.
- 1930'larda biz de böyle konuşurduk.
"1930 : fought against the SA"
"1930 : SA karşısında savaştı."
Fouquet Gabriel, born Paris, 18 May 1930.
- Fouquet Gabriel, 18 Mayıs 1930, Paris doğumlu.
Cab Calloway - famous jazz singer, the legend of the 1930s.
Cab Calloway. 1930'lu yılların tanınan bir şarkıcısı.
To the bale, here's what we were railroading through here in'30.
1930'da buradan demiryoluyla bu kadar iş yapılıyordu.
It was the white-collar workers in the 30's.
1930'lardaki beyaz yakalı çalışanlardı.
In the Thirties,
1930'larda Alman sınırı savunma tabyalarıyla tahkim edildi.
And now it's time for part eight of our series about the life and work of Ursula Hitler, the Surrey housewife who revolutionised British beekeeping in the 1930s.
Sırada 1930'larda İngiliz arıcılığında devrim yapan Ursula Hitler hakkındaki dizimizin sekizinci bölümü var.
Master Records is proud to present 1930's biggest hit tune :
Master Records gururla sunar ; 1930'ların hit melodisi :
He and my father used to ride together, back in the'30s.
O ve babam 1930'larda b ¡ rl ¡ kte ata b ¡ nerlerm ¡ s.
NIKOLAI, SON OF AFANASY THE 1930's
NIKOLAI, AFANASY'nin OĞLU 1930'lar
Because Holland was tolerant of unorthodox opinions it was a refuge for intellectuals fleeing the thought control and censorship of other parts of Europe much as the United States benefited enormously in the 1930s from the exodus of intellectuals from Nazi-dominated Europe.
Çünkü Hollanda Ortodoksluk dışındaki görüşlere hoşgörülü idi ve Nazi hegomanyasındaki Avrupa'lı entellektüellerin 1930'larda Amerika'ya sığınması gibi o dönemin düşünürlerinin ve sanatçılarının toplandığı bir bilim ve sanat merkezi oldu.
So that is what has really led, I think... to this very strong, deep reaction against science that we're seeing now... just as the Nazi demons that were released in the'30s in Germany... were probably a reaction against a certain oppressive kind of knowledge... and culture and rational thinking.
Bence bu şu anda gördüğümüz bilime karşı güçlü ve derin bir tepki duyulmasına ön ayak oldu tıpkı 1930'ların Almanya'sında ortaya çıkan Nazi iblislerinin belirli bir baskıcı bilgi, kültür ve rasyonel düşünceye karşı ön ayak olduğu gibi.
They engaged in a lifestyle that was considered borderline at best, living in Pireus'slum cities, and neighbouring with the original outcasts of the Port. It was in these overcrowded and economically and politically destitute conditions during the 1930's and 40's that the Rembetiko genre of music reached its height in popularity.
Filmin hikayesi 1919-1956 yıllarında geçiyor diktatörlüklerin, harplerin büyük kararsızlıkların sürdüğü bir devirdir 1922 yılı... kaybedilmiş bir savaş harekâtı 1.000.000 mültecinin doğup büyüdüğü yerlerden sökülüşü ile neticelendi.
From Job's friends insisting... that the good are rewarded and the wicked punished... to the scientists of the 1930s... proving to their horror a theorem... that not everything can be proved, we've sought to impose order on the universe.
Job'un arkadaşları, iyilerin ödüllendirilmesi... kötülerin ise cezalandırılması hakkında ısrarcıydı. 1930'ların bilim adamları, ortaya dehşet bir teorem attılar Her şeyin ispatlanamayacağı ispatlanabilir. Kainata düzenimizi kabul ettirmeye çabaladık.
I began to see them in the early 1930's.
Onları 1930'ların başlarında görmeye başladım.
In 1930 the explosion down at the old ironwork's.
1930'da eski demir fabrikasında patlama.
We'll make arrangements to have you beamed aboard at 1930 hours.
Saat 19.30'da sizi ışınlayacak şekilde hazırlıklara başlıyoruz.
The Chancellor and his advisers having been lulled into a false sense of security by an invitation to a state dinner aboard Captain Kirk's vessel at precisely 1930 hours that same evening.
Şansölye ve muhteviyatına aynı gece saat 19.30 sularında Kaptan Kirk'ün gemisinde bir yemek daveti verilerek sahte bir güven verildi.
In the winter of 1930, after the failure of the antimonarchical rebellion in Jaca, a young soldier left his barracks and, as a deserter, wandered the countryside, trying to lead his own life.
1930 yılının kışında Jaca'daki anti-monarşik isyanın başarısız olmasından sonra genç bir asker kışlasını terk etti ve bir firari olarak kırsal bölgeye doğru hayatına yön vermek için kendini savurdu.
They've found metals...
1930 yılında, araştırma yaptıkları sırada... ah, ara vermeden konuşuyor.
Billy Wilder's work, first as a writer in the 1930s, then as a writer-director from the'40s on, is a perfect example.
Billy Wilder buna yazar olarak 1930'larda sonra da yazar ve yönetmen olarak 1940'larda mükemmel bir örnek teşkil eder.
It's not the 1930s anymore.
Artık 1930'larda değiliz.
This means they have been reacting to TV signals from the 1930's. They're just getting them.
Demek ki onlar 1930'daki sinyallere daha henüz ulaşmışlar.
By the early 1930's wolves had been exterminated... from most of the United States.
1930'ların başlarında Birleşik Devletler'in büyük bir kısmından kurtların kökü kazınmıştı.
Built in the 1 930's for one of the Rockefeller clan.
1930'larda Rockefeller müridinden biri için yapılmış.
The Himalayas of Tibet ln the 1 930's, the Nazis began searching the top of the world
Tibet Himalayaları. 1930'larda Naziler dünyanın tepesinde antik yüce rahiplerin kanıtını aramaya başladılar.
Well, Eddie Durham, the great jazz pioneer... met Emmet in Chicago in the 1930's.
Büyük caz öncüsü Eddie Durham... SALLY JILLIAN - Yazar, "Gitar Kralları"... Emmet'la 1930'lu yıllarda Chicago'da tanıştı.
I first saw it in old newsreel in the 1930's but it was hard to understand cause the narration was in German.
Bunu ilk, 1930'larda eski bir aktüalite filminde * görmüştüm ama anlaması zordu çünkü öyküleme Almancaydı.
Now, Chaotica might be a 1930s villain, but he's very clever.
Şimdi, Chaotica 1930'lu yılların kötü adamı olabilir ama çok zekidir.
I've always been a sort of a fan of Nikola Tesla, an admirer, and definitely he had the concept of a charged particle-beam weapon back in the 1930s.
Her zaman için, Nikola Tesla'nın bir tür hayranı olmuşumdur, ve kendisinin, 1930'lı yıllarda bir'Yüklü parçacık ışın silahı'kavramını geliştirmiş olduğu kesin.
There are serials made in the 1 930s about Crash Corrigan and the undersea kingdom of Atlantis, and a wonderful kind of idea of Crash, on a horse, riding through Atlantis, which looks very much like the Monument Valley in the American West,
1930'larda Crash Corrigan ve Atlantis'in sualtı krallığı, ve Crash'in şahane bir fikri olarak, Batı Amerika'daki Anıt Vadisi'ne... çok benzer şekilde, Atlantis'i at üzerinde... geçmek hakkında 1930'larda yapılmış diziler mevcuttur, çünkü, sanırım, sadece orada şöyle bir durup... dediler ki : "Eee, neden bir Atlantis filmi yapmıyoruz?"
This idea had flourished in America in the depression of the 1930s.
Bu fikir, Amerika'da 1930'lar krizi sırasında yükseldi.
The Anschluss was a kind of an explosion of terrible hatred of aginst enemies, so called enemies or whatever they considered as enemies, against the Jews totally and also against a lot of Austrians who opposed the Nazis in Austria. Marcel Faust - Resident of Vienna 1930's :
Anschluss, düşmanlara karşı duyulan korkunç nefretin patlamasıydı.
The analysis seemed to be a great success and in the thirties the Burlingham children had returned to America.
Analiz çok büyük başarıyla sonuçlanmış gibi görünüyordu. 1930'larda Burlingham'ın çocukları Amerika'ya döndü.
Your uncle bought it in the 1 930s in the Rue du Bac in Paris from a dealer and it was still in the inventory of his estate when he died in 1 979.
Parçayı 1930'larda Paris'te satın almış 1979 yılında öldüğünde hala kendi envanterindeydi.
Dinner in the Captain's Mess 1800, movie at 1930.
Akşam yemeği saat 18 : 00 da Kaptan Kamarasında, film de saat 19 : 30 da.
It's the 1930 vintage.
1930 Vintage.
- No. 1930's.
- Hayır 1930'larda.
It was built in 1930 and it houses over one third of the University's ten million volumes.
1930'da yapıldı ve üniversitenin 10 milyon ciltlik hazinesinin üçte birini barındırır. Kütüphanelere bayılırım.
Next item, lot 48, the 1930s American oak mantle clock.
Sıradaki parça, 48. kısım, 1930'lardan Amerikan meşe şömine saati.
Murrows been a Communist sympathizer since the 1930's.
Murrows 1930'lardan beri komünist sempatizanıdır.
As he grew up in the 1930's in an atmosphere of vicious anti-Semitism, Hans Friedrich came to believe that local Jewish traders had cheated him and his family.
30'lu yıllarda şiddetli bir anti-semitizm atmosferinde büyürken Hans Friedrich, yerel Yahudi tüccarların kendisini ve ailesini dolandırdığına inanmıştı.
Well, considering Amelia Earhart died in the 1930s, that's a perfect example of the type of exaggerator Uncle Henry was.
Amelia Earhart 1930'larda öldüğüne göre Henry amcanın nasıl abarttığına güzel bir örnek.
There's nothing in the computer after 1930.
Bilgisayarda 1930'dan sonra hiçbir şey yok.
Atypical 1930's house.
Tipik 1930`ların evi.
The quintessential vaudeville girl's re-invention of the feminine " " in her work in Philadelphia from 1927 to 1930. "
Örnek niteliğindeki vodvil kızın 1927 ile 1930 yılları arasında Philadelphia'daki işleri sayesinde kadınlığını tekrar ortaya çıkarması.
From the 1930s in Germany...
- 1930'ların Almanya'sında geçerdi...
But anyway, I heard that all that mayhem was from the electric project in the'30s,.
Neyse. Tüm bu karışıklığın 1930'lardaki elektrik projesiyle başladığı söyleniyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]