1990s translate Turkish
136 parallel translation
Captain the last such vessel was built centuries ago, back in the 1990s.
Kaptan, en son böyle bir gemi yüzyıllar önce, 1990'larda yapılmıştı.
The mid 1990s was the era of your last so-called "World War."
1990'ların ortası, sizin sözde Dünya Savaş'ınızın olduğu çağdı.
A group of people dating back to the 1990s.
1990'lardan bir grup insan.
We know it was sometime in the early 1990s, but...
1990'lar olduğunu biliyoruz, ama...
The infection resembles one developed by Earth during their bacteriological-warfare experiments in the 1990s.
Enfeksiyon, 1990'larda Yeryüzü tarafından geliştirilmiş bakteriyolojik savaş deneylerinde ortaya çıkan bir enfeksiyona benziyor.
I'm just not sure you realize it's the 1990s.
1990'da farkettiğinden emin değilim.
Daddy, this is Chicago. 1990s.
Babacığım, burası Chicago. 1990'lardayız.
This is the 1990s.
90'lı yıllardayız.
1890 to the 1990s.
Evet, 1890 "dan... 1990" lara.
Without preparation, poor Tempus would be horrified by the savagery of the 1990s.
Hazır olmadan, zavallı Tempus 1990'ların vahşiliğinden dehşete düşebilir.
Well. Lois Lane, independent career woman of the 1990s you're about to be stranded in 1866.
Lois Lane, 1990'ların bağımsız kariyer kadını 1866'da mahsur kalmak üzeresin.
OK, we're 1990s women.
Ve bana ne söyleyeceğimi söyleme!
This is the'90s - the 1990s, in point of fact - and I can do both.
90'lı yıllardayız. 1990'lardayız hatta. İkisini birden yapabilirim.
You see, out there, it's the 1990s, but in this house it's 1954.
Dışarıda 1990'lar olabilir, ama bu evde 1954.
1990s, 1954.
1990'lar, 1954.
You came to the late 1990s to avoid taxes?
1990'ların sonuna vergiden kaçmak için mi geldin?
What we do know about blue fins in the western part of the Atlantic - the part of the Atlantic off the U.S. and Canada - is that, er... from the mid 1970s until the late 1990s, the population has declined
Atlantik'in batı tarafında, yani Amerika ve Kanada açıklarında yer alan kısmındaki mavi yüzgeçliler hakkında bildiğimiz 1970'lerin ortalarından 1990'ların sonuna kadar popülasyonun yaklaşık yüzde 85 azaldığı.
I'd say that hackers... are the communists of the 1990s... where, basically, if anybody says "hacker"... all of a sudden you've got this demon 666 across your head.
Sanal korsanların 1990'ların komünistleri gibi algılanıyorlar. Eğer birisi sanal korsansa sizi şeytana kurban edecek gibi algılanıyor. Kimse gerçeği bilmiyor.
Since the early 1990s, billions of your tax dollars have been diverted from legitimate government programs to fund secret experiments in genetic engineering.
1990'ların başından beri, verdiğiniz milyarlarca dolar vergi, hükümetin gizlice yönettiği gen mühendisliği deneylerine harcandı.
Started out as a pharmaceutical company in the late 1990s.
1990'ların sonunda açılan bir ilaç şirketi.
His house was destroyed in the Balkan wars of the 1990s.
Evi, sonradan, 1990'larda Balkanlarda yaşanan savaşta yıkıldı.
The Dutch South in the 1990s
1990'larda Güney Hollanda...
At Multinational Monitor we've put together a list of the top corporate criminals of the 1990s.
Multinational Monitor'da bir liste tutuyoruz 1990'ların en üst şirket suçluları.
At the end of the 1990s Osama Bin Laden had returned to Afghanistan.
Usame bin Ladin, 90'lı yılların sonunda Afganistan'a geri döndü.
But now, the neoconservatives became all-powerful because this terror network proved that what they had been predicting through the 1990s was correct :
Artık yeni muhafazakârlar çok güçlenmişti çünkü bu terör ağı onların 90'lı yıllar boyunca öngördüklerini haklı çıkarmıştı.
All those in the 1990s?
Tüm bunları 1990'larda mı yaptı?
Y'know, kissing is so 1990s.
Biliyorsun, Öpüşmek çok 1990'lı.
Argentinian society faults the Supreme Court for its role in a mafioso pact of impunity set up in the country in the 1990s.
Arjantin halkı, Yüce Divan'ı, ülkede 90'larda kurulan yüzsüz mafya çetelerinin gelişmesindeki rolü nedeniyle suçlamaktadır.
in the 1960s, never foresaw the incredible neo-liberal genocide of the 1990s.
"Fırınlar Zamanı" filmi, asla 1990'ların inanılmaz yeni-liberal soykırımını tahmin edemezdi.
Born Iranian, trained as a doctor in the early 1990s, Kent University.
İran doğumlu, 1990'ların başında Kent Üniversitesi'nde tıp eğitimi gördü.
Most of the other "robber barons" of the 1990s are.
1990'ların "Hırsız Baronları" nın çoğu gibi.
Securacom, now known as Stratesec, is an electronic security company backed by Kuwait-American corporation, which provided security for United Airlines, Dulles International Airport, and from the early 1990s up to the day of 9-11, the World Trade Center..
Securacom, yaygın bilinen adıyla Stratesec, Birleşik Havayolları'nın, Dulles Uluslararası Hava Limanı'nın ve 1990'ların başından 11 Eylül'e kadar Dünya Ticaret Merkezi'nin güvenliğini sağlayan, Kuveyt-Amerikan ortak yatırımı olan, bir elektronik güvenlik şirketidir.
In the 1990s, after the fall of the Berlin Wall, one survivor of a Nazi death camp, Thomas Blatt returned to visit the house he and his parents had lived in and had a surprising encounter with the man now living there.
1990'lı yıllarda, Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra Nazi ölüm kamplarından kurtulan Thomas Blatt daha önceden ailesiyle beraber yaşadığı evi ziyaret eder ve sürpriz bir şekilde orada kalan biriyle karşılaşır.
NYPD Blue : 1990s American TV police drama set in New York City
Bütün gün aptal silahlarınızla oynayın! NYPD Blue'yu * izleyerek zamanlarını boşa geçiren insanlar!
In the 1980s and the early 1990s there were about a million saigas and then the break-up of Soviet Union happened and there was the collapse in the rural economy and people had no sort of food or income and they started to hunt the saigas.
1980'lerde ve 1990'ların başında bir milyon kadar saiga vardı. Sonra Sovyetler Birliği dağılıp kırsal ekonomide çöküş yaşanınca ve insanların ne yiyeceği ne de geliri kalınca, saiga avlamaya başladılar.
And within two or three years, at the end of the 1990s, the saiga population had collapsed.
Ve iki ya da üç yıl içinde, 1990'ların sonunda saiga nüfusu aniden düştü.
He's been connected to Omicron since the mid-1990s.
1990'ların ortasına kadar Omicron ile bağlantısı varmış.
or else. In the 1990s, these democracies in name replaced dictatorships in Latin America with Chile providing the model.
Yoksa... 1990'larda, bu sözde demokrasiler Latin Amerika'da diktatörlükleri Şili'nin model olduğu bir şekilde kaldırıldılar.
Then, in the early 1990s, an analyst, researching asteroids, placed a piece of ALH84001, under an electron microscope.
Ardından, 1990'ların başında asteroidleri inceleyen bir analist bir parça ALH84001'i elektron mikroskobuyla analiz etti.
In the late 1990s satellites used upgraded optics and x-ray detectors to finally capture a gamma-ray burst afterglow.
199'ların sonlarında uydular en sonunda gamma-ışını patlamasının ardında bıraktığı ışımayı yakalayabilecek gelişmiş optik ve x-ışını dedektörleri kullanmaya başladı.
He was on various committees during the 1990s.
90'lar boyunca önemli komitelere başkanlık etmiş.
The search for planets, as it started in the 1980s and 1990s... was considered off of the beaten track of standard science.
Bu gezegenleri arayış 80'li ve 90'lı yıllarda başlanmıştı, ve standart bilimin alışılagelmiş yollarının dışında kabul edilmişti.
Then the sci-fi film "Contact" was released in the late 1990s.
Ardından bilim-kurgu filmi "Contact" 1990'nın sonlarında gösterime sunuldu.
I came here in the early 1990s to carry out research on nuclear halos.
Ben buraya 1990'larin basinda nükleer haleleri arastirma görevinde bulunmak için geldim.
Using these Type 1a supernovas... two different teams set out in the 1990s... to measure the deceleration rate ofthe universe.
1A tipi süpernovaları kullanarak... 1990'larda iki farklı takım... evrenin yavaşlama oranını ölçmek için toplandı.
- And then here is G.I. Joe from the 1990s.
- Ve işte 1990'ların asker bebeği.
It was the middle of a wild decade known as the 1990s.
90'ların ortasında vahşi zamanlardı.
Trade in tiger parts was banned in China in the 1990s and the breeding centre is now just a tourist attraction.
Çin'de kaplan organlarının satışı 1990'larda yasaklandı bu merkez de o zamandan beri sadece turistlere hizmet ediyor.
At two days'walk from the nearest road, this hidden region wasn't explored by outsiders until the 1990s.
En yakın yola iki günlük yürüme mesafesinde olan bu saklı bölge yabancılar tarafından 1990'lara kadar keşfedilmemişti.
In the 1990s the American energy company Enron ran a kind of nasty Darwinian experiment, lining up 15 % of the least fit of their workforce to be fired each year.
1990'larda, Amerikan enerji şirketi Enron bir çeşit çirkin Darwinci deney yürüttü, her yıl çalışanlarından en az uygun olanları sıralayıp % 15'ini kovdular.
Mr. Chen, they were my students in the 1990s.
Bay Chen, çocuklar 1990'larda öğrencilerimdiler.