30's translate Turkish
9,860 parallel translation
In 30 seconds, the elevator door across the lobby will open, and the agent you called will come looking for you.
Otuz saniye sonra lobinin karşısındaki asansörün kapısı açılacak ve çağırdıkları ajan seni arayacak.
That's 30 suspects.
- Bu 30 şüpheli eder.
It's a 30-year-old cold case from someone else's jurisdiction, which is why you're going to give it back to that county, along with those bones.
Başka birilerinin yetkisindeki 30 senelik çözülmemiş dava bu yüzden, kemiklerle o ilçeye geri vereceğiz.
No. Why does a 30-year-old case have you acting like this?
Hayır, neden 30 senelik kapanmamış bir dava sana böyle yaptırıyor?
30 jumping jacks, 30 sit-ups, 30 push-ups.
30 koordinasyon hareketi, 30 mekik,... 30 şınav.
I mean we've known this animal 30 seconds and she's already unreliable.
Hayvanı tanıyalı 30 saniye oldu ama daha şimdiden güvenilmez biri.
Mm-hm. Jeff's death scene is six minutes 30 seconds.
Jeff'in ölüm sahnesi, 6 dakika ve 30 saniye.
30 kills in 30 seconds on a game no one's played in ten years?
On yıldır kimsenin oynamadığı bir oyunda 30 saniyede 30 puan mı?
Tonight is not a night for political posturing and 30-second canned responses to questions about racial stratification.
Bu akşam politik duruş akşamı değil ve ırksal sınıflandırma hakkındaki sorulara verilen 30 saniyelik sıkıştırılmış cevaplar yeterli değil.
It's on you now. 30 minutes, or we storm the place.
Sıra sende. 30 dakikan var yoksa mekana saldırırız.
En route to the Fifteenth central. ETA 30 minutes.
Merkezdeki On Beşinci Cadde'deyim, tahmini varış sürem otuz dakika.
It's 30 hours. Cast of thousands.
Otuz saat sürüyor, binlerce oyuncu var.
30 minutes ago, Marisol posted a suicide note to her Facebook page.
30 dakika önce Marisol, Facebook sayfasında bir intihar notu paylaşmış.
It's just a 30,000-year head start.
Bu sadece 30 bin sene kadar önde olmak demek.
Some asshole who's handling 30 cases at once.
Aynı anda 30 tane falan davayla uğraşan kamu avukatlarından.
Midtown. Meeting's in 30 minutes. Absolutely.
- Şehir merkezinde 30 dakika içinde bir buluşma var.
He's the one that shows you the face of god at 30 below.
Eksi 34 derecede insanı Tanrı'yla yüzleştiriyor.
You should have known me in the 30s.
Beni 30'larda görmüş olmalısınız.
Ping his phone every 30 minutes.
Otuz dakikada bir, en son hangi baz istasyonuna bağlanmış kontrol edin.
Uh, it's 30 days in jail?
İçeride otuz gün falan mı?
The Graboid is a vicious subterranean predator, about 30 feet in length with a semi-rigid internal structure.
Graboid yeraltında yaşayan vahşi bir yırtıcıdır, 10 metre boyundadır, yarı katı bir içyapısı vardır.
It's January 2, 2015, 12 : 30 P.M.
2 Ocak 2015, 12 : 30.
That's how hard it was to come by, and of course a few decades later, a chemist by the name of Charles Martin Hall developed a way to extract aluminum from common dirt at almost no cost, and just like that,
Sahip olmak bu kadar zormuş. Aradan 30-40 yıl geçtikten sonra Charles Martin Hall adında bir kimyager alüminyumu neredeyse sıfır maliyetle sıradan topraktan elde etmenin. bir yolunu bulmuş ve böylece alüminyum kraliyet ziyafetlerinden köylülerin mutfağına kadar inmiş.
He's not here. Not--not exactly.
Dün şu ankesörlü telefondan saat 15 : 30 gibi arama yapmış.
This morning, yesterday, or 30 years, it's all just a million firing neurons.
Bu sabah, dün ve 30 yıllık süreç tamamı bir milyon nöronun ateş alması.
I mean, when he's 30, I'll be in my early 40s.
O 30 yaşına geldiğinde ben 40 yaşıma yeni girmiş olacağım.
There's a cutoff just after mile marker 19.
Işıklardan 30 kilometre sonra bir kestirme var.
Pretty sure that you're gonna think it's a terrible idea and you'll probably have 30 really smart reasons why it is but, um... bet I won't.
Bunun berbat fikir olduğunu düşüneceğinden eminim ve muhtemelen neden öyle olduğuna dair 30 tane neden sıralayacaksın ama...
It's about 9 : 30.
- 9 buçuk.
They should have been out by 6 : 30, 7 : 00 at the latest.
Saat 18.30'da, hadi en geç 19.00'da çıkmış olmaları lazımdı.
For three decades, I've stood by my husband's side.
30 yıldır kocamın yanında duruyorum.
There's a town 20 miles that way.
Şu taraftan gidersen 30 kilometre ötede bir kasaba var.
Sun's been down for 30 minutes.
Güneş batalı 30 dakika oldu.
30's when women go baby crazy and start making lists of everything they haven't done. "I haven't gone to Africa yet."
Otuzlarında kadınlar bebek de bebek diye çıldırır yapmadıkları şeyleri listelemeye başlar.
30's tough for a woman.
Otuzlu yaşlar kadınlar için zor geçer.
Pick you up at 4 : 30, that way it's golden hour for photos...
16 : 30'da seni evinden alırım. Fotoğraf çekinmek için en doğru saat.
You know, she's on like 30 different foundations.
Kadın, otuz falan vakfa üye.
Annie Edison requesting emergency meeting at school in 30.
Annie Edison, 30 dakika içerisinde, okulda acil durum toplantısı yapmamızı istiyor.
Annie, Jeffrey, emergency meeting at the school in 30 minutes.
Annie, Jeffrey, 30 dakika içerisinde, okulda acil durum toplantısı.
It's a form of progress, 30 years ago, the most power an openly gay could achieve was a center square.
İlerleme sayılır. 30 yıl önce, açıkça gey olan birisinin erişebileceği en büyük mevki, "Hollywood Squares" de sunucu olmaktı.
All we know is he's a white male over 30 and his street name is Fun Dad.
Tek bildiğimiz 30 yaşın üzerinde beyaz bir erkek olması ve sokak adı "Eğlenceli Baba".
Who's saying $ 30 million?
30 milyon diyen kim?
He said that Evan is offering $ 30 million and he's threatening to leave the firm.
Evan'ın 30 milyon teklif ettiğini söyledi ve şirketten ayrılmakla tehdit etti.
That's why your new head of family law, the one you promoted after I left, offered $ 30 million to settle.
Bu nedenle aile hukukunun yeni sorumlusu,... ben gittikten sonra terfi ettirdiğiniz kişi anlaşmak için 30 milyon teklif etti.
This is DC. Thirty's late. Fifteen's on time.
Burası Washington. 30 dakika gecikmedir ama 15 dakika tam zamanı demektir.
when Gabi recreated Josh's favorite childhood blanket for his 30th birthday, josh caught mad feelings for her, called off his wedding, ran over to her place to profess his love on her fire escape, only to find her kissing Cooper.
Gabi, Josh'ın 30'uncu yaş günü için çocukluk battaniyesini yeniden ördüğünde Josh yoğun duygularını farketti, düğününü iptal edip aşkını itiraf etmek için yangın merdivenine tırmandığında gördüğü Cooper'la Gabi'nin öpüşüyor olduğuydu.
It's got to be morning by now. [sniffs] 10 : 30.
Şimdiye sabah olmuş olsa gerek.
We'll be in their fire range in less than 30 minutes.
30 dakika içinde atış menzillerine gireceğiz.
It's minus 30 degrees out there.
Şu anda dışarısı eksi otuz derece.
And then, one day, you wake up, and it's like three decades later.
Sonra birgün uyanıyorsun, 30 yıl geçmiş.
- Honey... Hacking knock-off bands after three goddamn decades.
- Tatlım... 30 yıl sonra başkalarının şarkılarını söyleyen çakma gruplara kalacakmışız.