English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ 5 ] / 50's

50's translate Turkish

7,090 parallel translation
That's 50 total between the two of you.
Toplamda 50 slogan getirmeniz gerekiyor.
We work 30 and drink the other 50.
Biz 30 saat çalışıyoruz, geri kalan 50 saatte içiyoruz.
It's good. It's a place with a 50-year history.
50 senelik geçmişi olan ve 3 nesildir bunu yapan bir yerden.
A female's territory can stretch for 50 square kilometres.
Bir dişinin bölgesi 50 kilometrekareye kadar genişleyebilir.
Temperatures rise to 50 degrees Centigrade.
Sıcaklıklar 50 santigrat dereceye yükselir.
What I'm saying is that I need at least $ 200 more a month... cost-of-living increase, and that's just $ 50 extra a week.
Demek istediğim, her ay en az 200 dolar daha fazla paraya ihtiyacım var. Hayatımı idame ettirmek için. Haftalık 50 dolara geliyor.
Nurse, 50 cc's of Haldol IM.
Hemşire, 50 cc Halidol. Kas içi enjeksiyon yapın.
Only you could hear the murmur of 50,000 people in a big hole.
Tek duyabileceğin... Büyük bir delikteki 50.000 insanın vızıltısıydı.
Someone's going to have to step up, fill those size-17 shoes.
Birinin öne çıkıp onun 50 numara ayakkabılarını doldurması gerekiyor.
You'll be 50 grand better off, you won't even know the thing's happened.
50 bin pound kazanacaksın ve hiçbir şeyden haberin olmayacak.
Yeah, so he owes his dealer 50-odd quid, right? Can't pay up.
Şimdi bunun torbacısına 50 bin pound borcu varmış.
That's going to be 50.
- O zaman 50 olacak.
There's 50 bucks in it for you.
50 papel veririm.
Jenna and Darcey always sit together on the rides, so, I get crammed into a teacup with a horny, 50-year-old with a Minnie Mouse tramp stamp.
Bir şeye bindiğimizde Jenna ile Darcey hep yan yana oturuyor. Öyle olunca fincanda beli Mini Fare dövmeli 50'lik azgın birinin yanına sıkışıyorum.
He stole 50 yards of copper wiring out of your wall, by the way.
Senin duvarlardan 40 metre bakır kablo çalmış bu arada.
You're buying a trillion won's worth for 50 billion Won? ? i
Bir trilyon won değerindeki şeyi 50 milyon won'a mı alıyorsun?
The Fourth of July is the one day a year when our city puts on her high heels and tube top and leans into America's car window.
4 Temmuz, şehrimizin yüksek topuklularını giydiği, 49 00 : 01 : 48,784 - - 00 : 01 : 50,252 göğüslerini ortaya çıkardığı ve Amerika arabalarının camlarına asıldığı yılın bir günüdür.
Who won the 3 : 50 at Kempton Park?
3 : 50'deki Kempton Park yarışını kim kazandı?
It is for me to sit on England's throne, to slay their bastard queen, and rule a new empire!
İngiliz tahtına oturup, piç kraliçelerini katledip, yeni bir imparatorluğa hükmetmem için. 00 : 40 : 50,152 - - 00 : 40 : 52,853 Niyetim de buydu zaten!
I bet you 50 bucks that's why he wants to meet with us today.
50 dolarına iddiaya girerim bugün bizle bu yüzden buluşmak istedi.
"You hardly said a word during our negotiation, " until you demanded your 50 %.
Anlaşmamız sırasında tek kelime etmedin ta ki paranın % 50'sini talep edene kadar.
Let's see then. $ 1.50 per toast, low estimate of 250, so in a day...
O zaman tostun tanesini 1.5'tan versek en azından 250 tane satsak...
They don't have a dorsal fin, and they have a huge amount of blubber, up to 50 % of their body weight.
Sırt yüzgeçleri yoktur ve vücut ağırlıklarının çoğu, % 50'sinden fazlası yağdır.
Playing a man, not wearing makeup, or gained 50 lbs. - You know, that's what I thought.
Hayır hayır.
I mean, she did... she made the same choice to do it so she's at least 50 percent responsible.
O da bu kararı verdi en azından % 50 o da sorumlu.
Here's 50 bucks, keep'em coming.
İşte 50 $ geliyor, üstü kalsın.
Hey, Jess, you only need to put down one, not 50.
Hey, Jess, tek yapman gereken birini indirmek, yarısını değil.
And even with dad's retirement and the collection jar we passed around, we're still short about 50 grand.
Ve babamın emeklilik fonu ile bile gerekli parayı toplayamıyoruz, 50.000 civarındayız.
It's probably why you have 50,000 subscribers.
Muhtemelen bu yüzden 50,000 takipçin vardır.
He's one of the youngest of over 50 monkeys.
Elliden fazla maymunun arasında en küçüklerinden biri o.
Mmm. It's $ 2.50.
2.5 $.
So she finally agreed 50 / 50, and she needs my help, so...
O yüzden sonunda yarı yarıya olmasına karar vermiş. - Benim yardımıma ihtiyacı varmış.
That's 50 millilitres.
50 ml. Dozu artır.
$ 50,000 worth of diamonds 2 weeks ago, Including several australian pinks.
... 2 hafta önce 50,000 $ değerinde... bir kaç Avustralya pembesi de içeren elmas satmış.
It's Wednesday, so Abe should be heading to the Russian bars on 50th and Broadway.
Bugün çarşamba yani Abe şuanda... 50.cadde deki rus barlarına gidiyor olmalı.
That's not a just a kill, that's a statement.
- 50. Bunlar sadece cinayet değil, aynı zamanda bir şey gösteriyor.
But it's hard to tell a dying man to buzz off, especially if you've known him for 50 years.
Ama ölmek üzere olan bir adama git başımdan diyemezdim ki, özellikle de 50 yıldır tanıdığım birine.
What's the point of finding happiness when we are 50?
50 yaşımızdayken mutluluğu bulsak ne olur?
Ahh, ahh, ah-choo! If I find one within 50 feet of me, it's your head!
Eğer 15 metre yakınımda bir hayvan görürsem, bunu kellenle ödersin.
I hit this button, 50,000 volts of electricity goes into her kidneys... she's down.
Bu tuşa basarsam böbreklerine 50 bin volt elektrik çarpacak. Bayılacak.
It's $ 50 million out the door.
50 milyor dolar eder bu.
Suddenly, 50's staring him in the face, and he's thinking about everything he's not gonna be, the life he wanted, the one he got instead.
Birden 50'sinde olduğuyla yüzleşti ve yapamayacağı şeyler hakkında düşünmeye başladı. ... istediği yaşamı, onun yerine neye sahip olduğunu.
He saved this 50 years and never got to open it.
50 yıl boyunca bunu saklamış ve hiç açmamış.
It's $ 2.50 for last night.
2.5 $, dün gece için.
Besides you, all we've got is a tip line with sightings from 50 different countries.
Senin yanısıra, 50 farklı ülkeden.. .. bütün ipuçlarına sahibiz.
That's... I mean, it can't eat snow at 30 miles an hour, but...
Yani,... saatte 50 km hızla kar alamıyor ama,
So the Atessa all-wheel-drive system is unique, and it can put 98 % of the car's force just in the rear tires or go completely 50 / 50, and it adjusts it nearly instantaneously.
Atessa dört çeker sistemi benzersizdir ve arabanın gücünün % 98'ini arka tekerlere gönderebilir veya 50 / 50 oranında bölebilir ve anlık olarak ayarlar.
- He's what, five-six, tops?
- Boyu kaçtır, 1,50-170 maksimum?
It's 25, 30.
40 oldu. 50 oldu.
There's a Mormon settlement 50, 60 miles to the northwest.
80, 90 kilometre kuzey batıda bir Mormon yerleşim...
Here's your 50 bucks.
50 dolar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]