A boom boom b translate Turkish
10 parallel translation
Uh, boom... Jay was giving us a ride home in his truck... When all of a sudden he swerved off the road.
Jay kamyonetiyle bizi evimize bırakacaktı birdenbire araba yoldan çıktı.
It's all over now anyway. In a while, bim-bam-boom, I've got this town in the rearview mirror.
Kısa bir süre sonra bu şehri geride bırakacağım.
I've got nothing to say to the woman who left me at the altar and then wham, boom, shows up a couple of months later carrying some other Joe's child.
Beni mihrapta bir başıma bırakıp gelmeyen, ardından da aylar sonra birden karnında başka bir herifin çocuğuyla çıkagelen bir kadına söyleyecek bir şeyim yok.
Camel jockey left a big box of boom-boom under my jeep back in Kandahar.
Kandahar'da, adi arabın teki, jipimin altına koca bir kutu maytap bırakmıştı da.
Get a power surge... drives the transformers way beyond their capacity- - boom.
Gerilimi yükseltir... trafoları kapasitelerinin üstünde çalışmak zorunda bırakır... bum.
# Let me buy you a boom boom #
# Bırak sana bum-bum alayım #
Our office was on the B-1 level. As I was talking to a supervisor at 8.46 and all of a sudden we hear — BOOM!
Ofisimiz B-1 katındaydı. 8.46 sularında müdürle konuşuyordum ve aniden bir ses duyduk
See, I envisioned the courts recognizing how ridiculous it was that my son of a bitch, asshole mother didn't leave me anything and then I did some good deeds and boom, I'm rich.
Gördün mü, mahkemenin sürtük annemin bana hiçbir şey bırakmamasının - ne kadar saçma bir şey olduğunu göz önünde bulundurmasını sağladım ve sonra birkaç insana iyilik yaptım ve pat, zenginim.
Once B.O.B. goes boom, we'll skip out of here like a bunch of carefree schoolgirls.
B.O.B. havaya uçtuğunda, bir grup gamsız kız öğrenciler gibi buradan tüyeceğiz.
I'll get myself a boom stick.
Bıçağa ihtiyacım yok, silah da olur.