A lot of money translate Turkish
5,516 parallel translation
'Cause that's a lot of money.
Çünkü bu büyük bir para.
Will win a lot of money and a cruise in the South Seas.
Güney denizinde gemi seyahati ve çok para kazanacaksınız.
Yes and we can win a lot of money...
Evet ve çok fazla para kazanabiliriz... Yeter!
- Enough! We don't need a lot of money!
Çok fazla paraya ihtiyacımız yok bizim!
There's a lot of money on the line.
Yaptığım işte çok büyük paralar risk altında.
Yeah, massive tax fraud, jumped bail, owes a lot of people a lot of money.
Evet, büyük vergi kaçakçısı, bir sürü insana borcu olan arkadaşın.
Those people out there paid a lot of money, Manuel.
Oradaki insanlar çok para ödedi Manuel.
Her father just made a lot of money importing samovars.
Babası semaver ithalatından çok para yaptı.
30 livres is a lot of money.
- 30 livre çok para demek.
I invested a lot of time and a lot of money into you, and you ran away from me and you hid behind the Cardinal's skirts.
Sana bir çok zaman ve para harcadim sense benden kaçip Kardinal'in etegi altina sigindin.
That's a lot of money.
Bu çok para.
Even though $ 5,000 may not seem like a lot, it was a lot of money for our company to spend, and no one had ever paid that much for an undiscovered fossil before.
5 bin dolar fazla gözükmese de şirketimiz için fazla bir paraydı ve şu zamana kadar çıkarılmamış bir fosile kimse bu kadar vermemişti.
A lot of people didn't have a lot of money around here, so they wanted to contribute any way they could do that, and so there were a lot of fund-raisers, parades, buttons, posters,
Buradaki insanlar pek zengin değildi başka şekillerle katkı sağlıyorlardı. O yüzden bir sürü fon sağlayıcı, geçit törenleri, posterler vardı.
The man who sent you... Kristoff... they tell me he owes them a lot of money.
Seni gönderen adam, Kristoff'un bu adamlara çok fazla borcu olduğunu söylüyorlar.
You've made a lot of money out of -
Çok fazla para kazandınız -
Game hunters would pay me a lot of money to go down and find him.
Avcılar oraya gidip yakalamam için yüklü bir miktar önerdiler.
There's a lot of money in that envelope, Emily.
Bu zarfta bir dünya dolusu para var, Emily.
That sounds like a lot of money just to have someone babysit us.
Kulağa bize bakacak bir bebek bakıcısına çok fazla para vermek gibi geliyor.
I gave you that money... and it was a lot of money to me back then.
Parayı sana verdim. Yeniden biriktirmek için oldukça fazla bir miktar.
- What? It's a lot of money.
Çok büyük para.
I've made a lot of money in the illegal deal.
Yasadışı bir anlaşmada çok para kazandım.
But she has a lot of money, so they're paying her well.
Ama Mei Chen'in çok parası var, demek ki ona iyi ödeme yapıyorlar.
Yeah, you were throwing a lot of money around last night with the champagne...
Dün gece şampanyaya falan bayağı para döktün.
Let's raise a lot of money for this wonderful cause.
Hadi bu muhteşem amaç için olabildiğince bağış yapalım.
" ok, you know, we're making a lot of money.
"Evet, biliyorsunuz ki çok para kazanıyoruz."
There's a lot of money in Equatorial Guinea.
Ekvator Ginesi'nde bir dünya para var.
- You know I put a lot of money and time
O çocuğa epey para ve zaman harcadım.
That's a lot of money for someone on financial aid.
O kadar maddi yardım alan biri için çok fazla para.
It's going to make you and I a lot of money.
Bu her ikimize de çok iyi para getirecek.
I don't think he's making a lot of money.
Çok bir şey kazandığını pek sanmıyorum.
I owe a lot of money. I can't pay him.
Çok borcum var.
That's a lot of money for a gun that probably doesn't shoot.
- Muhtemelen çalışmayan bir silah için amma çok para.
- Like a lot of money...
- Bi'hayli çok.
He explains it as, " I like living in apartments so I'm not going to spend a lot of money on a new place to live.
"Apartman dairesinde yaşamayı seviyorum, şatafatlı bir malikaneye niye para harcayayımki"
Completely exhausted his financial resouces, and it cost us a lot of money also, and he raised a substantial amount of money, so it was, you know, it was in the millions of dollars.
Maddi kaynaklarını tamamen tüketmişti. Bize de çok pahalıya mal olmuştu. Yüksek bir miktarda yardım toplamıştı.
He was gonna make a lot of money.
Baya para kaldıracaktı.
I bet he won a lot of money.
Bahse girerim sağlam para kazanmıştı.
He is a cheater. And he owes me a lot of money.
Dolandırıcının teki ve bana çok para borçlu
And if we close the beaches, they'll lose a lot of money.
Eğer plajı kapatırsak çok para kaybederler.
No, we already have him in custody. What I wanna know is who's recently paid Vanchat a lot of money.
Kim Vanchant'a yakın zamanda çok para vermiş ben onu öğrenmek istiyorum.
Oh. Did you, uh, lose a lot of money?
Çok mu para kaybettin?
That's quite a lot of money.
Bu biraz fazla bir para.
It's money, Shana, a lot, and a piece of paper.
- Paraymış, Shana. Çok fazla para. Bir parça da kağıt.
If I had hired a professional in the first place, we would have spent less money and had a lot less of a headache.
Eğer en başta bir profesyonel tutsaydım, daha az para harcardım ve daha az başım ağrırdı.
And a lot of prize money didn't even get to the players.
Ve para ödülü oyuncuları çekmiyordu bile.
That is a lot of money. You know, I actually have to...
Aslında benim...
- Like a lot of money. Like probably more than a million dollars, but I don't actually know.
Büyük ihtimalle, bir milyon dolardan fazla.
There's a lot of people, they try to get their money because if the people have money, maybe they will find a connection to get out.
Çok fazla insan var, paralarını almaya çalışıyorlar, çünkü insanların parası olursa, belki de gitmek için bir bağlantı bulacaklar.
I put a lot of my money into that.
O işe çok para koymuştum.
cinematography HONG Kyeong-pyo Please let the catch be worth a lot of money.
Bu av sayesinde çok para kazanmamıza izin ver.
Oh, yeah, no, I lost, uh, all of my money and then some, and then I lost a lot of other people's money, which feels surprisingly terrible.
Evet, bütün paramı kaybettim, ve sonra başka insanların parasını kaybettim ki bu şaşırtıcı derecede kötü hissettiriyor.