A miracle translate Turkish
5,420 parallel translation
Because I want a miracle.
Çünkü bir mucize istiyorum.
But it's also a miracle.
Aynı zamanda da bir mucize.
I do not believe this. This is a miracle.
Buna inanamıyorum, bu bir mucize.
I was waiting for a miracle.
Bir mucize bekliyordum.
It's a miracle I found a man at all before I shrivel up and die.
Pörsüyüp ölmeden önce bir erkek bulmuş olmam mucize.
Can I interest you in a miracle cure?
Size mucizevi bir tedavi gösterebilir miyim?
Nothing is a miracle.
Hiçbir şey mucize değildir.
I know pain can be unbearable sometimes and I don't know why, but I think you either have to believe everything is chaos or everything is a miracle.
Acı bazen dayanılmaz hale gelir, bilirim. Nedenini bilmiyorum ama bence sen her şeyin ya kaos ya da mucize olduğuna inanıyorsun.
It's a miracle day.
Çok güzelbir gün değil mi?
- It's a miracle.
- Bu bir mucize.
About 45 minutes ago, a miracle... a faint tapping sound from deep under the rubble.
Yaklaşık 45 dakika önce, bir mucize molozların çok altından belirsiz bir tıkırtı duyuldu.
Can a demon match up against a miracle created by the hand of god?
Tanrı'nın eliyle yaratılan bir mucizeyle bir şeytan nasıl boy ölçüşebilir ki?
I've heard that silver bolts work a miracle against Dracula.
Gümüşün Drakula'da işe yaradığını duymuştum.
No. I'm just not a miracle worker, Tom.
Hayır, mucize yaratabilen biri değilim Tom.
A miracle?
Mucize mi?
Now we all know how electricity works, but for him it's a miracle.
Hepimiz elektrik işlerinin nasıl yürüdüğün biliriz ama bu onun için mucize.
It's such a miracle you survived.
Hayatta kalman bir mucize.
Mm, that she has a stylist in Malibu who's a miracle worker?
Malibu'da harika bir stilisti varmış.
Lestrade's so easy to kill it's a miracle no-one's succumbed to the temptation.
Lestrade'ı öldürmek öyle kolay ki, birine çekici gelmemesi bir mucize.
It was a miracle though.
Bir mucizeydi ama.
Which, after everything that I've been through, seems like a miracle.
Başımdan geçenlerden sonra bu bile bir mucize gibi geliyor.
Sophie, you are a miracle.
Sophie, siz bir mucizesiniz.
They're waiting for a miracle.
Bir mucizenin peşindeler.
Only an Indian can perform such a miracle.
Sadece bir Hintli bu mucizeyi gerçekleştirebilir.
It's a miracle.
Bu bir mucize.
Mmm, sweet Jesus, it's a miracle!
- Yüce Tanrım, bu bir mucize!
What makes you think a miracle's gonna happen in the next three days?
Önümüzdeki üç gün içinde bir mucize olacağını sana ne düşündürdü?
[Chuckles] You will need a miracle when I tell the voters that you conspired with criminals to cover up the sabotage of my family's rig.
Seçmenlerine, ailemin sondajındaki sabotajın üstünü örtmek için suçlularla işbirliği yaptığını anlattığımda bir mucizeye ihtiyacın olacaktır.
It is a miracle Allah turned a blind eye so long.
Uzun bir süre sonra Allah yüzümüze baktı.
It's a miracle no one was hurt.
Kimsenin yaralanmamış olması bir mucizeydi.
It ´ s a miracle you only ran over one person.
Sadece tek bir kişiye çarpmış olman bir mucize.
The doctor said that it's a miracle you're alive and your recovery is amazing
Doktor dedi ki ; Hayatta kalman mucizeymiş ve inanılmaz şekilde iyileşiyorsun.
It was a miracle.
Bir mucizeydi.
One might almost call it a miracle.
Mucize bile denebilir.
Wow, it's a miracle, that's what it is.
Bu bir mucize, başka bir şey değil.
they're like a miracle.
Onlar mucize gibi.
It's a miracle you're alive.
Hayatta olman bir mucize.
No, not a miracle...
Hayır, mucize değil.
How do we repeat a miracle?
İnsan bi mucizeyi nasıl tekrarlar?
I was looking for a miracle cure for my cancer, as you do
Kanser hastasıydım ve mucizevi bir tedavi arıyorduk seninle birlikte.
- It's a miracle I'm walking.
- Yürümem bile mucize.
I want a fucking miracle!
Siktiğimin mucizesini!
If I send grandma a get-well-soon gift and if by some miracle Molly really is there, then she'll call to thank me.
Eğer büyükanneye geçmiş olsun hediyesi gönderirsem ve eğer şans eseri, Molly de orada olursa teşekkür etmek için arayacaktır.
- You know, we can't find the miracle if we got a rope attached to us, you know what I'm saying?
Eğer o kadar tedbirli davranırsak mucizeyi bulamayız ne demek istediğimi anlıyor musun?
- Mm-hmm. You're a right miracle worker, aren't you?
Mucize yaratan biri olduğunu bilmiyordum.
Like a fucking miracle.
Lanet olası bir mucizeydi.
Doctors said it was a minor miracle.
Doktorlar küçük bir mucize olduğunu söylüyor.
Once I have performed this little miracle, you are going to disappear and we are not going to see or hear from your punk ass again because if you show up a second time looking for a handout because you fucked up again,
Bu küçük mucizeyi gerçekleştirdikten sonra ortalıktan toz olacaksın. Boklu götünü bir daha buralarda görmeyeceğiz zira olur da yine sıçıp batırdığın için seni buralarda yardım ararken bulursam bizzat kalkar kaşlarının arasına kurşunu sıkarım.
Ship purloined, captain and crew a distant memory, no prospects at all, except for this shithole of a brothel, which by some miracle of economics seems incapable of turning a profit.
Gemi gitti, kaptanla tayfa uzak birer anı oldu bu rezil kerhane dışında elde avuçta bir şey yok ama o da nasıl bir ekonomi mucizesiyse, bir türlü kâr yapamıyor.
It's a minor miracle that more kids didn't come looking for you.
Allahtan daha fazla çocuk seni aramaya gelmiyor.
- It's a Christmas miracle.
Noel mucizesi.