English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A movie

A movie translate Turkish

12,981 parallel translation
I'm supposed to meet a friend to see a movie, and I love answering those movie trivia questions they put up before the show, so I'm just gonna head out, I think.
Bir arkadaşımla sinemaya gitmem lazım ve filmden önce sordukları bilgi yarışması sorularını cevaplamayı seviyorum, o yüzden şimdi çıkacağım sanırım.
I'm meeting a friend to see a movie, and I like answering those movie trivia questions they put up before the show, so I think I'm just gonna head out.
Bir arkadaşımla sinemaya gitmem lazım ve filmden önce sordukları bilgi yarışması sorularını cevaplamayı seviyorum, o yüzden şimdi çıkacağım sanırım.
In the first verse, he's rapping as the character B-Rabbit, and there is a movie- - I'll grant you that.
İlk kısımda B-Rabbit karakteri olarak rap yapıyor ve film var yani. Sana katılıyorum.
Well, I've got this idea for a movie, and I need somebody to bounce ideas off of.
Bir film fikrim var da, fikir teatisinde bulunacağım biri gerek.
So I do a movie where I am a car.
Ben de araba olduğum bir film çekiyorum.
Dev's not the first actor to get cut from a movie.
Dev bir filmden çıkarılan ilk aktör değil.
No, if there's a movie on Rotten Tomatoes and it has a 70 %, people say it has mixed reviews, and I definitely don't go see it.
Hayır, Rotten Tomatoes'ta % 70 oy almış bir film olsa insanlar yorumların karışık olduğunu söylerdi ve kesinlikle izlemezdim.
So you're saying that if our relationship was a movie, you wouldn't go see it.
Yani diyorsun ki, ilişkimiz bir film olsaydı izlemeye gitmezdin.
She just said she's going to become a movie star.
Film yıldızı olacağım dedi sadece.
CRAIG THINKS THIS IS BECAUSE OUR BRAINS ARE STRINGING TOGETHER INDIVIDUAL SLICES OF NOW, LIKE FRAMES OF A MOVIE.
Craig'e göre bunun nedeni beyinlerimizin bir film şeridi gibi bulunduğumuz dilimlerde hapsolmasıdır.
I-I don't know, I-I was thinking we'd write a movie where something that's not supposed to be scary becomes scary.
Bilemiyorum, ben korkutucu olmayan, korkutucu bir hâle bürünen bir film yazarız diyordum. Şeytani bir oyuncak bebek gibi.
♪ They went up there to write a movie ♪
# Bir film senaryosu yazmak için Gittiler oraya #
Yeah, I guess writing a movie isn't as easy as Joseph Gordon-Levitt makes it look.
- Evet, sanırım bir film senaryosu yazmak Joseph Gordon-Levitt'in gösterdiği gibi çocuk işi değil.
"The Crash of the Byzantium." Didn't they make a movie of that?
"Byzantium Enkazı." Onun filmi çıkmamış mıydı?
Remember how expensive we used to think it would be to make a movie?
Hatırlasana film çekmeyi ne kadar pahalı bir iş sanırdık?
Yeah, every Friday night, I watch a movie at home with Mom.
Her cuma gecesi annemle beraber film izleriz.
So, I thought after dinner, we could watch a movie.
Düşündüm de yemekten sonra film izleyebiliriz.
Ugh, Rick, you said we were going to a movie.
- Rick, sinemaya gideceğiz demiştin. - Gideceğiz Morty.
Oh, wow, you guys have a movie night here?
Burada film gecesi mi düzenliyorsunuz?
Carolyn, you are the star of a movie.
Carolyn, sen bir filmin yıldızısın.
IN THE MOVIE "THE MATRIX," THERE WAS ONE WAY TO SEE THE TRUTH BEHIND A FAKE REALITY.
"Matrix" filminde sahte dünyanın ardını görmenin bir yolu vardı.
So is this, like, a black virus movie?
Peki bu kara virüs filmi gibi bir şey mi?
Hey, so I got a callback on that black virus movie.
Şu kara virüs filmi için geri çağırıldım.
This is a huge movie.
Çok büyük bir film.
But it is a movie.
Ama o bir film işte.
But in this movie, I don't have a car.
- Ama bu filmde, bende araba yok.
- Yeah! It's a great movie.
- Harika bir film.
- You know, I can't wait until they make a Lifetime movie of your life called : "How I Stalked and Killed Scott Foley"
- Hayatını konu alan filmi... sabırsızlıkla bekliyorum. "Scott Foley'i nasıl takip ettim ve öldürdüm."
Man, this is a lot of pomp and circumstance for an empty special effects movie with cardboard characters and no plot.
Yapay karakterli ve olay örgüsüz boş bir özel efekt filmi için çok şatafatlı bir tören.
Your friend's in his first role in a big movie, and you're excited about a free $ 4 thing of popcorn?
Arkadaşın büyük bir filmde ilk rolünü kapmış ama sen 4 $'lık mısırın bedava olmasına mı heyecan yaptın?
Hey, actually, by the way, it was a piece of shit, the movie.
- Hatta var ya bok gibiydi. Filmin.
I'm producing a new Chuck Norris movie, and I was watching "The Love Boat" the other night.
Yeni bir Chuck Norris filmi yapıyorum ve geçen gece Love Boat'u izledim.
Yeah, I mean, we could write a better horror movie than t Th.
- Evet, biz bundan daha iyi bir korku filmi senaryosu yazarız.
All right, I got a horror movie idea.
Pekâlâ, benim bir korku filmi fikrim var. Adı :
If we want to write a scary movie, we need to do it somewhere scary.
Bir korku filmi senaryosu yazmak istiyorsak korkutucu bir yere gitmemiz gerekiyor.
Are you kidding? It's the perfect place to write a horror movie.
Burası korku filmi senaryosu yazmak için biçilmiş kaftan.
But while he's watching that movie, I'm seeing reality, which is that tomorrow, you're gonna go back to Quantico for three more months, and he'll be undercover with me for up to a year...
Ama o bu filmi izlerken ben gerçeği görüyorum. O gerçek de yarın yine üç aylığına Quantico'ya gideceksin. Bir yıl boyunca benimle gizli görevde yine seni konuşacak.
It's like a spy movie.
Tıpkı bir casus filmi gibi.
- Looks like a horror movie.
Korku filmi gibi.
I mean, this is like the beginning of a James Bond movie.
Yani, bu sanki bir James Bond filminin başlangıcı gibi.
We'll do "Harold and Maude." It's a good date movie, I think.
"Harold ve Maude" u izleyelim. Randevular için uygun bir film bence.
Sounds like a bad sci-fi movie.
- Kötü bilim kurgu filmi gibi geldi bana.
Ah, watching a horror movie could help too.
Korku filmi izlemek de yardımcı olabilir.
We missed the entire movie because you have to take a selfie with everybody who asks.
Bütün filmi seninle selfie çekmek isteyen herkesle selfie çektirdiğin için kaçırdık.
But he's got a lobster in one hand, the movie tickets in the other, he's like, "I'm ready!"
Bir elinde ıstakoz diğerinde sinema biletleri, "Ben hazırım!" diyor.
Geez, I can't believe we found a version of Earth with a "Ball Fondlers" movie franchise.
Dünyanın, "Taşak Avuçlayıcılar" ın film serisi olan bir versiyonunu bulduğumuza inanamıyorum.
Why the [Bleep] would he name himself after a famous vampire movie?
Ne sikime adını ünlü bir vampir filminden almış ki?
Like Natalie Portman in that movie where she was a professional.
Natalie Portman'ın bir profesyoneli oynadığı filmdeki gibi.
How do you respond to allegations that factory farming is "torture," or "cruel," or "like a terrifying movie about some strange dystopian society, but in this monster story, the horrifying monsters are us"?
Fabrika çiftçiliğinin acımasızlık olduğuna ya da distopik bir toplumu konu alan korkunç bir filme benzediğine ama bu canavar hikâyesinde canavarların biz olduğumuz iddialarına ne diyorsunuz?
This is my one shot at a big studio movie.
Bu benim tek stüdyo filmi şansım.
You paid 50 grand to a bunch of kindergartners for the movie rights to the game "tag."
"Elim sende" oyununun film haklarını satın almak için anaokulu öğrencilerine 50 bin dolar ödemişsiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]