English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Abdullah

Abdullah translate Turkish

383 parallel translation
Sold to the merchant Abdullah. Quickly.
Tüccar Abdullah'a satıldı.
Eh, my men? We will ride together, and you, Abdulla, shall be his guard and protector.
Birlikte gideceğiz ve sen, Abdullah sen onun muhafızı ve...
Me, Abdullah?
-... koruyucusu olacaksın. - Ben! Abdullah!
Abdullah, the fastest rider, the greatest swordsman, the fiercest fighter!
Abdullah, en hızlı atlı! En büyük kılıç ustası! En vahşi savaşçı!
Abdullah, go with him.
Abdullah, onunla git!
Abdullah!
Abdullah!
Remember, Abdullah, you are still his nursemaid.
Abdullah, hala bakıcısısın.
Desert rats did you say, Abdullah?
- Çöl fareleri mi dedin Abdullah?
Abdullah!
- Abdullah!
We must move quickly before they have time to set a trap.
Bize tuzak kurmalarına fırsat vermeden hızlı hareket etmeliyiz. Abdullah kızı getir.
Abdullah, you'd be a favorite in any harem.
Abdullah her haremin gözdesi olursun.
Why, Abdullah of course.
- Neden? Abdullah'ı tabii ki.
He has changed from Abdullah the thief to Abdullah the thief in a turban.
Harami Abdullah'tan türbanlı harami Abdullah'a dönüşmüş.
You must. They're waiting for us at Abdullah's.
Abdullah'ın yerinde bizi bekliyorlar.
Laknan Abdullah.
Laknan Abdullah
Sheik Abdullah has been arrested...
Şeyh Abdullah tutuklandı.
Gordon Pasha is here!
Abdullah! Gordon Paşa burada!
Tell Abdullah he may make his preparations.
Abdullah'a söyle hazırlıklarına başlayabilir.
I am his first Khalifa Abdullah, and I remain here.
Abdullah et Taişi'nın ilk halifesiyim. Ve burada kalıyorum.
- S. MISHULIN Abdullah
- S. MISHULIN Abdullah
A real beast... that Black Abdullah.
Şu Kara Abdullah tam bir hayvan.
When we finally got to these parts, Abdullah decided to go abroad and shoot his harem...
Bu bölgeye ulaştığımızda, Abdullah burayı terk etmeye ve haremindekileri öldürmeye karar verdi.
No, with the women, we can't catch up with Abdullah.
Hayır, kadınlar varken Abdullah'ı yakalamamız imkansız.
Dzhavdet, is he with Black Abdullah or what?
Cevdet, o da Abdullah'la birlikte falan mı?
Abdullah is a warrior.
Abdullah ise bir savaşçı.
I waited for Abdullah to come back for his harem.
Abdullah'ın haremi için dönmesini bekledim.
- Take them, and we'll get Abdullah.
- Sen onları al biz de Abdullah'ı yakalayalım.
Abdullah will come there.
Abdullah oraya gelecektir.
Abdullah had eleven wives.
Abdullah'ın onbir karısı vardı.
You just wait, Abdullah will come and tear your tongue out.
Sen bir şey anlatma bakalım. Abdullah gelince dilini nasıl koparıyor gör.
Ride to Abdullah!
Gidip Abdullah'a haber ver!
Abdullah got a lot of men.
Abdullah'ın bir sürü adamı var.
Abdullah will kill us because of them.
Adamları yüzünden Abdullah bizi öldürür.
And tell the girls there will be no Abdullah, you got it?
Ve kızlara da söyle Abdullah'tan korkmasınlar, anladın mı?
Abdullah'll be here tomorrow.
Abdullah yarın burada olacak.
Are you waiting for Abdullah?
- Abdullah'ı mı bekliyorsun?
In short, I made peace with Abdullah.
Sözün kısası, Abdullah'la bir anlaşma yaptık.
Whether it's Abdullah, or it's you.
İster Abdullah olsun isterse sen ol.
"Abdullah, all my life I was poor, and I wish that God send you an expensive robe and a beautiful harness for your horse."
"Abdullah, ben hayatım boyunca fakir bir adamdım, ve tanrıdan dileğim sana çok değerli bir kaftan ve atın için de güzel bir koşum takımı göndermesidir."
When I was Abdullah's favorite wife, you saw him every day.
Abdullah'ın en gözde karısı benken onu her gün görürdük.
Abdullah, you may put your hands down.
Abdullah, artık ellerini indirebilirsin.
They stole Abdullah!
Abdullah'ı esir aldılar!
You'll let Abdullah free, and they'll be back.
Sen Abdullah'ı serbest bırakacaksın ve onlar da geri dönecek.
And that red-haired one who was here is said to have gotten Abdullah himself.
Ve buraya gelmiş olan kızıl saçlı olanının da Abdullah'ı tek başına hakladığı konuşuluyor.
Abdullah will kill the women.
- Abdullah kadınları öldürür.
- Abdullah will kill you.
- Abdullah asıl seni öldürecek.
Leave at least one bullet, Abdullah, to shoot ourselves with.
Abdullah, kurşunlarını boşa harcama, en azından bir kurşun bırak yoksa kendini öldürecek tek bir kurşunun bile kalmaz.
I came from Abdullah.
Beni Abdullah gönderdi.
Abdullah, your wives are very tender.
Abdullah, karıların çok sevecenmiş.
Abdullah, bring the girl.
Haydi!
Where is Abdullah?
Abdullah nerede?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]