English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Accusing

Accusing translate Turkish

1,919 parallel translation
I'm not accusing you of anything.
Seni bir şeyle itham etmiyorum.
Are you accusing me of murder?
Beni cinayetle mi suçluyorsunuz?
She isn't accusing you of not doing your job.
Haylen seni görevini yapmamakla suçlamıyor ki Adam.
You're accusing Foreman, not me?
Beni değil de Foreman'ı suçluyorsun?
- I think that's too far. The yelling and pointing and accusing and saying that he's trapped and surrounded... is probably gonna be - That's gonna be great.
Bence bağırma, hedef gösterme, suçlama ve kapana kısıldığını söylemek muhtemelen harika olacak.
Mrs. Covington, no one's accusing your son of anything.
Bayan Covington, kimse oğlunuzu bir şeyle suçlamıyor.
He's the one accusing my client.
O, müvekkilimi suçlayan kişi.
I'm not accusing you of anything.
Sizi herhangi bir şeyle suçlamıyorum.
Just to be clear, you are not accusing Russia of any involvement in this?
Şunu açıklığa kavuşturalım, Rusya'yı buna bir şekilde dahil olmakla suçlamıyorsun, değil mi?
Stop accusing me of things, stop judging me...
Artık yeter! Beni suçlamayı bırak, yargılamayı bırak,...
Are you accusing Russell of something?
Russell'ı bir şeylerle mi suçluyorsunuz?
Are you accusing me of taking her?
Beni onu kaçırmakla mı suçluyorsunuz?
Did they let you down by accusing an officer of killing civilians?
Bir subayı sivilleri öldürmekle suçlayarak seni hayal kırıklığına mı uğrattılar?
You are accusing an innocent man of murder.
Masum bir adamı, cinayetle suçluyorsunuz.
Don't you ever get tired of falsely accusing people?
İnsanları haksız yere suçlamaktan yorulmaz mısın sen?
You accusing the PD of unfair bias?
Polisi adaletsiz olmakla mı suçluyorsunuz?
They both had motive, and they're both accusing each other of killing Harry.
Her ikisinin de sebebi var ve her ikisi de birbirlerini Harry'i öldürmekle itham ediyor.
Merlin, you go accusing the King's ward without proof that's exactly what you'd be doing.
Merlin, Kral'ın himayesindeki kişiyi hiç kanıtın yokken suçlarsan zaten bunu yapmış olursun.
She was accusing everyone!
Herkese sataşırdı.
Look, we need to ask around a little bit Before we starts accusing someone of kidnapping.
Bak, birini adam kaçırmadan suçlamaya başlamadan önce etrafta biraz daha soruştursak iyi olur.
I'm not accusing you of anything, I just want to know what was said.
Seni suçlamıyorum, Sadece ne dediğini bilmek istiyorum.
YOU'RE ACCUSING THE CITY OF DEPRAVED INDIFFERENCE?
Şehir yönetimini umursamızlıkla mı suçluyorsunuz?
SOME CRACKPOT ACTING AS HIS OWN ATTORNEY ACCUSING THE CITY OF DEPRAVED INDIFFERENCE.
Çılgının biri gelip, kendini savunarak şehir yönetimini umursamazlıkla suçluyor.
Are you accusing me of working with the mafia?
Beni mafya ile birlikte çalışmakla mı suçluyorsun?
Nobody's accusing you of anything right now, but.. .. it is a very strange situation, don't you think?
Şu anda kimse sizi suçlamıyor, ama çok garip bir durum, sizce de öyle değil mi?
But accusing her and her vampire boyfriend of murder, might have been what some call "bad" manners.
Ama kızını ve vampir sevgilisini cinayetle suçlamak bazılarının görgüsüzlük adı verdiği şeyden olabilirdi.
Coming here, accusing me?
Buraya gelip beni suçluyorsunuz?
who sang sweet blues to Alcatraz, who demanded sanity trials accusing the radio of hypnotism and were left with their insanity and their hands and a hung jury
Alcatraz'a tatlı tatlı blueslar düzenler, radyoyu hipnotizmayla suçlayarak akılsağlığıı davası açılmasını talep edenler... ama delilikleri ile kararları askıda bırakan... bir jürinin eline kalakalanlar..
Clinton in the whitewater affair issued a wave of white house subpoenas today, accusing the president of having sex with monica lewinsky, a 23-year-old white house intern.
Suçlama Başkan'ın 23 yaşındaki Beyaz Saray stajyeri Monica Lewinsky ile seks yapması yönünde. 23 mü?
I'm not accusing you of being violent men.
Sizi saldırganlıkla suçlamıyorum.
Yeah, we wouldn't want you accusing the LAPD of stealing anything.
LAPD, seni çalmakla suçlamak istemezdi.
... Lipton stepped up his campaign for changes at GTX. Issuing a letter to shareholders accusing executives of mismanagement.
... Lipton GTX'te değişim başlattı ve hissedarlara yöneticileri suçlayan ve yanlış yönetimden söz eden bir mektup gönderdi.
Those assholes out there are accusing me of selling excess.
O şerefsizler beni bağlantı satmakla suçluyor.
Do you feel hurt by the widow accusing you, saying you are making money off her husband's name?
Dul kalan eşinin sizi suçlaması canınızı yakıyor mu? kocasının adını kullanarak para kazandığınızı söylüyor
I'm not accusing you of anything.
Sizi hiçbir nedenle suçlamıyorum. Sadece...
Are you accusing me of nepotism?
Beni adam kayırmakla mı suçluyorsun?
Michael had a work think last night that we went to... and I was accusing him of being attracted to this woman he's working with.
Michael ile dün gece iş yemeğine gittik. İş arkadaşlarından birinden hoşlandığını düşündüm.
Then someone found our paycheck on her, and now they're accusing me, the widow, and everyone here of criminal neglect and lack of humanity.
Ve birisi onun üzerinde, bizim maaş çekimizi buldu ve bizi suçluyorlar. Kocası, buradaki herkes... Ağır ihmal ve insana önem vermemekle.
You're accusing me of having an affair.
Beni bir ilişkim olmakla suçluyorsun.
someone is accusing me.
Birisi beni suçluyordu.
I'm not accusing you of anything.
Seni hiçbir şeyle suçlamıyorum.
They're accusing us of murder.. .. that's why I am telling them the truth.
Onlar bizi cinayetle suçluyorlar bu yüzden onlara gerçeği söylüyorum.
- Are you accusing my brother - of being a mean bastard?
- Kardeşimi, cimri bir piç kurusu olmakla mı suçluyorsun?
Are you accusing me of drinking before surgery?
Beni ameliyattan önce içki içmekle mi itham ediyorsun?
jules, i'm not accusing.
Jules, onu suçladığım yok.
for accusing my brother?
Kardeşimi suçladığın için mi?
I wanna know why crackpots like you pick on the Space Agency, accusing them of lies and deception.
Neden senin gibi çılgınların Uzay Ajansı'na dadanıp onları yalan söylemek ve aldatmakla suçladığını merak ediyorum!
But accusing me of being the Magic Man?
Ama beni Sihirbaz olmakla suçlaman?
Accusing me of embezzlement.
Beni zimmetime para geçirmekle itham ediyor.
She's accusing me of killing my son.
Beni oğlumu öldürmekle suçluyor.
You have a junior associate accusing him of racism.
Sizden yeni bir avukat onu ırkçılıkla suçluyormuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]