English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Acquired

Acquired translate Turkish

1,524 parallel translation
Some say he's acquired the taste of human meat.
Bazıları onun insan eti yediğini söylüyorlar.
It's kind of an acquired taste. I like port.
Kendine has bir tür tadı var.Portoyu severim.
I only acquired the intel.
Ben sadece istihbaratı sağladım.
Let's just say it's an acquired taste, like regurgitated lunch.
Zamanla kazanılan bir zevk bu. Tıpkı yenip kusulan yemek gibi.
I've acquired a taste for it.
Biraz tadına baktım da.
Target acquired.
Hedef belirlendi.
You're going to find that Clark's charm is an acquired taste, much like his sense of fashion.
Clark'ın çekiciliği zamanla anlaşılan bir şey moda anlayışı gibi.
He's acquired many businesses in this country.
Bu ülkede de bir çok işin sahibi.
They see the proposed system of government as a means to control and subvert their newly acquired freedom.
Çoğu, önerilen yeni yönetim sisteminin yeni özgürlüklerini kontrol etmek ve yıkmak için önerildiğini düşünüyor.
By means of these offworld missions, we've acquired advanced technology, which has helped us defend Earth against several alien attacks.
Bu dünya dışı görevlerimiz sayesinde uzaylı saldırılarına karşı kendimizi müdafaa etmemize yardımcı olan ileri teknolojiler elde ettik.
How dare you assume that I acquired those bracelets through anything but honest means?
Ne cüretle benim bilezikleri dürüst olmayan yollardan elde ettiğimi varsayabilirsin?
- I'm sure it's an acquired taste.
- Edinilen bir zevk olduğuna eminim.
- It's an acquired taste.
- Yıllanmış bu.
Waaait a minute "sea-loving traders" with suspiciously acquired merchandise... and pet reptile birds...
Dur bir dakika... Denizci tüccarlarsınız şüpheli şekillerde elde edilmiş mallarla... ve ev hayvanı sürüngen kuşlar?
Greek sculptors suddenly acquired the necessary skills to create lifesize, life-like images?
Yunan heykeltraşlar neredeyse yaşayan tanrı heykelleri yapabilecek kadar yetenekli hale geldi?
This parasitical race of beings could only survive in a host body, so they actually went to ancient Egypt and acquired a bunch of human hosts, inhabited their bodies and controlled them until they were mature enough to take on a permanent host, so basically a Jaffa is an incubator for the larval form of the Goa'uld.
Bu parazitler, ancak kendilerine bir konukçu bularak kurtulabilirlerdi bu nedenle Eski Mısır'a gittiler ve buradaki insanların bedenlerine girerek, onları kontrol altına aldılar. Jaffalar da temelde, Goa'uld larvalarını muhafaza eden bir çeşit küvöz gibidir.
The Armitage is about to lose important resources in Tyrgyztan, property'which, incidentally, I originally acquired.
Armitage, Tırgızistan'daki büyük kazanımlarını yitirmek üzere, bu arada temelini benim attığım kazanımlardan söz ediyorum.
Because talent means next to nothing, while experience acquired in humility and hard work means everything.
Çünkü yetenek burada beş para etmez! Sadece tevazu ve çok çalışmakla kazanılan tecrübe, bir anlam ifade eder.
My recently acquired house, since she thinks I just moved to town.
Benim yeni alınmış evime, çünkü şehre yeni taşınmıştım.
We've been acquired by the largest direct marketing firm within the United States.
Şirketimiz, Birleşik Devletlerdeki en büyük doğrudan pazarlama firması tarafından satın alındı.
Guess that's an acquired taste, huh?
Çok belirgin bir tat sanırım, öyle değil mi?
Maybe it's an acquired taste.
Belki de biz alışmadığımızdan.
Target acquired.
Hedef görüldü.
Um, I've recently acquired a taste for modern art, and now I'm a sculptor.
Um, Modern sanatlarla ilgilenmeye başladım ve artık bir heykeltıraşım.
"Dear team, as a big thank you for the last few weeks on the road, George and I invite you to join us on a team-building weekend in Palisade's newly acquired luxury lodge."
" Sevgili takım, yollarda geçen şu son birkaç hafta için bir teşekkür etmek istedik ve George ve ben sizi bir takım oluşturma hafta sonu çerçevesinde Palisade'in yeni yapılan lüks misafirhanesine davet etmeye karar verdik.
I haven't acquired a taste.
- Bir tad alamadım
It's an acquired taste.
Bu edinilmiş bir tat.
One of the many skills I've acquired lately.
Birçok marifetimden sadece biri.
You know, it must be an acquired taste. I...
Galiba bu, sonradan edinilen bir tat.
For example, art dealer Allan Stone... acquired a Jackson Pollock that was in a garbage dump.
Örneğin sanat simsarı Allan Stone, çöplükte bir Jackson Pollock tablosu bulmuş.
Once acquired, it's a talent that will serve you for life.
Bir kere edindin mi hayatın boyunca işine yarayacak bir yetenektir.
It's a possibility that they may have acquired a vial prior to Berlin.
Berlin öncesinde bir tüp ele geçirmiş olmaları mümkün.
Over three years they've acquired over 100 pounds of raw strontium isotope, used to create Sentox nerve gas.
Son üç yılda... 45 kilodan fazla ham stronsiyum izotopu satın alıp... Sentoks sinir gazı üretmek için kullanmışlar.
You want me to believe you acquired information and didn't know the specifics?
Bir terörist örgütüne bilgi temin ettiğini ve detaylarını bilmediğine inanmamı mı bekliyorsun?
Well, we acquired a timber lease.
Kereste çıkarma hakkı elde ettik.
Target acquired.
Hedef tespit edildi.
How did you acquired her body?
Bayanın cesedini nereden buldunuz?
Suspect's acquired.
- Şüpheli bulundu.
If they knew how the kidney was acquired, that would make them an accessory to murder.
Eğer böbreğin nasıl çıkarıldığından haberleri varsa, bu onları cinayetten suçlanmaya kadar götürebilir.
Clark, in the last quarter alone... LuthorCorp has sold or acquired over a hundred small ventures.
Clark, son yirmi beş senede Luthorcorp yüzden fazla küçük şirketi sattı yada bünyesine kattı.
Target acquired.
Hedef ele geçirildi.
Well, I am, because we defeated him and in defeating him, we acquired the treasures he had hidden away on our world.
Buradayım, çünkü onu yendik. Onu yenince dünyamızda gizli hazineleri bulduk.
- Target has been acquired, Sir.
Hedefe kilitlendik, efendim.
Look at all these small biotech firms Lorentech acquired.
Lorentech'e bağlı bu kadar biyotek firması var baksana.
Launch the moment the target is acquired.
Hedef alındığı anda fırlatın.
Sloane told me he acquired the cure in Barcelona, where Prophet Five is based.
Sloane bana ilacı Barcelona'dan temin ettiğini söyledi. Burası da Kahin Beş'in üssü.
Target acquired.
Hedefi görüyorum.
I say again, target is acquired,
Tekrar ediyorum, hedefi görüyorum.
Jack Bauer's acquired evidence implicating President Logan in David Palmer's death.
Jack Bauer, Başkan Logan'ın David Palmer'ın ölümüyle... bağlantılı olduğunu gösteren kanıt ele geçirmiş. Sen kanıtı gördün mü?
Uh, that'll be the furnace in your newly-acquired home.
Bu yeni sahibi olduğun evin kalorifer kazanı olmalı.
I had searched the information I had acquired at Zzyzx, hoping for a clue.
İyi misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]