English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Acted

Acted translate Turkish

3,165 parallel translation
The little people who acted as stepping stones on your path to success...
Sıradan insanlar başarıya giden yolunuzda size yardımcı olur gibi davranır.
I simply acted according to my principles.
Sadece prensiplerimi takip ediyodum.
At best, I acted like an idiot.
Tam bir aptal gibiydim.
Look, I acted like a jerk before.
Bak, pislik gibi davrandım.
When he responded, you acted like you were being raped.
O karşılık verdiğinde, tecavüze uğruyormuş gibi davrandınız.
"At first you acted so stubbornly."
İlkinde sen çok inatlaştın.
The full version makes it clear that Officer Acosta acted professionally and in a manner that reflects well on all of us.
Videonun tam versiyonu Memur Acosta'nın profesyonel bir şekilde davrandığını gösteriyor.
I was imprisoned 5 times, and it was all due to the people who acted like my brothers.
5 kere mahpusa düştüm. Hepsi de yüzüme kardeşimmiş gibi davranan insanlar yüzündendi.
But then I figured out that's how you wanted it, so I acted like it was okay... because I didn't want you to know how bad it hurt.
Sonra, hayatının öyle olmasını istediğini öğrendim, ben de her şey yolundaymış gibi davrandım, çünkü bunun ne kadar canımı yaktığını bilmeni istemedim.
You've acted with honor.
Sen onurunla hareket ettin.
You acted us all off the stage.
Hepimizi oynadın sahnede.
Tom Cruise acted him off the screen.
Tom Cruise onu ezip geçmişti.
I never would've acted on it.
Hiçbir zaman yapmayı düşünmedim.
I was just hurt, and I was missing you, and so I acted out a little physically.
Kalbim kırıktı, seni özlüyordum ve birazcık fiziksel şeyler yaptım.
You acted out physically?
Fiziksel şeyler mi yaptın?
She acted out physically? !
Fiziksel şeyler yapmış!
I acted out physically, too. And I, uh,
Ben de fiziksel bir şeyler yaşadım.
No, I would be happier if you would let me in on your plans before you acted on them.
Planlarını gerçekleştirmeden önce bana anlatırsan daha çok sevineceğim.
The way he acted was exactly like my brother.
Tıpkı erkek kardeşimmiş gibi davranıyordu.
I acted on impulse.
İçimden geldiği gibi davrandım.
Oh, she was wicked hot. It doesn't mean I acted on it.
Evet, seksiydi ama bu ondan etkilendim demek değildir.
He acted like he knew something was gonna happen.
Bir şeyler olacağını biliyormuş gibi hareket ediyordu.
Sorry about the way I acted at the party.
Partide davranış şeklim için özür dilerim.
We acted like we don't trust your judgement, because we don't trust your judgement.
Senin verdiğin karara güvenmiyormuş gibi davrandık. Çünkü verdiğin kararlara güvenmiyoruz.
And if you sort through all the times in your life that she drove you nuts, what she did, what she said, or how she acted...
Ve eğer hayatın boyunca, Seni çıldırttığı zamanları, yaptıklarını, söylediklerini, nasıl davrandığını sıralayacaksan...
Kept hoping if I just acted like I didn't feel it, eventually I wouldn't.
Umut edip durdum En azından hissetmiyormuş gibi yapabilmeyi. Yapamadım
I only acted like it was an idea we all came up with together.
Bu fikri hep birlikte bulmuşuz gibi davrandım.
Okay, Amy just told you some exciting news, and you acted like it was no big deal.
Tamam, az önce Amy sana önemli bir haber verdi ama sen hiçbir önemi yokmuş gibi davrandın.
Now, I don't think you acted alone, and I'd like to be able to tell the D.A. that you cooperated.
Bu işte yalnız olduğunu düşünmüyorum ve savcıya iş birliği yaptığını söylemek istiyorum.
Meletus acted as their representative, but Anytus is said to have pulled the strings from behind.
Davanın görünen yüzü Meletus'du lakin ipleri elinde tutanın Anytus olduğu söylenir.
What if I acted like the performance had been canceled?
Konser iptal edilmiş gibi yapsam?
He may have acted on his own in order to protect me.
Beni korumak için kendi başına hareket etmiş olabilir.
Mr. Huntley acted on his own there.
Bay Huntley kendi başına hareket etmiş.
He acted in a lot of capacities.
- Bir çok aktivitede görev aldı.
Tamara, you will be volunteering for the 5k run / walk because you acted like a bully, and you need to run it off.
Tamara, yaşam programında gönüllü olacaksın. çünkü bir zorba gibi davrandın, ve bundan kaçınmalısın.
But when coach came up to me, he acted like he thought I could play.
Ama koç bana geldiğinde, oynayabileceğimi düşünüyormuş gibi davrandı.
No matter how much Rohan acted as a toughie... He was a softie at heart...
Rohan kabadayı gibi görünmeye çalışıyordu ama yumuşak bir kalbi vardı.
I acted as I didn't see anything.
Görmemiş gibi davrandım.
I acted as I didn't see anything.
Hiçbir şey görmemiş gibi...
We've never considered you an... extension of the State's Attorney's Office, and you've never acted like one.
Biz seni asla Eyalet Savcılığı Ofisinin bir uzantısı olarak görmedik. Sen de asla öyle davranmadın.
How many centuries hence will this glorious scene of ours be acted over'?
Bundan böyle kaç asır bu şanlı sahnemiz üzerinde hareket edilecek?
There's a good chance this isn't the first time the son's acted out.
Büyük ihtimalle oğullarının ilk tepki gösterişi bu değil.
It's possible she could have acted alone.
Tek başına halletmesi mümkün.
This guy, Steven Kane, he acted as his own lawyer.
- Bu adam, Steven Kane, onun avukatlığını yapmış.
Neither one of them won, because they both lost track of their emotions and acted like children.
İkisi de kazanmadı, çünkü ikisi de duygularını kaybetmişti ve çocuk gibi davranıyordu.
Plagiarism is a secondary issue. She acted irresponsibly on the live show.
Çalmış olsa da olmasa da bu ikinci sırada geliyor.
Our concern is that Crowder may have not acted alone, may have had an accomplice, a fella named Tanner Dodd.
Crowder'ın yalnız yapmadığından şüpheleniyoruz bir suç ortağı olabilir, Tanner Dodd adında biri.
We're pretty confident Boyd Crowder acted alone.
- Boyd Crowder'ın yalnız yaptığına... -... oldukça eminiz.
It was an emotional time and we acted emotionally.
Duygusal bir zamandı ve duygusal davrandık.
But he acted as a bookie?
- Ama o gece bahisçi olarak mı görev aldı?
1400 hours, day 56 of the tour, this is a meeting to allow you to inform me if any member of the crew has acted towards you in a manner offensive to yourself or to the other female members of your rack,
Cortez, Reynolds, peşinizden kovalatmayın beni. Seferin 56. günü saat 2.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]