Acts translate Turkish
3,696 parallel translation
I designed the machine to detect acts of terror, but it sees everything... violent crimes involving ordinary people.
O makineyi terörist eylemleri bulsun diye tasarladım lakin her şeyi görüyor. Mesela normal insanlarla bağlantılı şiddet içerikli suçları.
Lewd and inappropriate acts by its co-owner, Crosby braverman, who apparently couldn't even be bothered to show up tonight.
Müstehcen ve uygunsuz hareketler maliki Crosby Braverman tarafından. Açıkça görülüyor ki, görünüşte bile son derece rahatsız edici bu akşam.
She might be performing sexual acts with him and not even know it.
Farkında bile olmadan cinsel birliktelik yaşıyor olabilirler.
The hilt acts as a cypher which we'll use to decode the marks on Jeremy's tattoo when he's killed enough vampires to complete it.
Kilicin kabzasi Jeremy'nin dövmesi tamamlandiginda onu çözmemizi saglayacak.
Through these acts of religious tolerance, the Persian king became the only Gentile ever to be honoured with the title messiah.
Pers kralı bu dini hoşgörülü eylemleri sayesinde İsa tarafından kutsanmayan tek Yahudi olmayan insan olmuştur.
It's about second acts in life and how I moved here and re-invented myself.
İkinci perdem, buraya nasıl taşınmam, ve kendimi yeniden bulmamla ilgili.
Because I have been to festivals where all they show are one acts and everyone is bored.
Çünkü gösterilerin olduğu yerlerdeki festivallere gittim ve herkes sıkılmıştı.
And in the spirit of second acts, what do you say you and I start a new one? - I'd like that.
Ve ikinci perdeninin bakış açısında birlikte yenisine başlamaya ne dersin?
He's a man capable of terrible acts.
Korkunç eylemlerde bulunabilecek biridir.
Well, ketamine acts quickly.
Ketamin çabuk etki eder.
He tortured her, physically, psychologically. Forced her to perform sexual acts in front of a camera.
Ona fiziksel ve psikolojik açıdan işkence etti kamera önünde cinsel istismarda bulundu.
Uh... um... uh, some music manager keeps pushing these acts for the Savoy.
Bir müzik yapımcısı Savoy için gönderip duruyor.
I'm meant to be investigating how it acts on living tissue but my programme just crashes every single time that it starts to look bad.
Canlı dokularda nasıl hareket ettiğini araştırmam gerekiyor ama program ne zaman işler kötüye gitse her seferinde çöküyor.
I designed the machine to detect acts of terror, but it sees everything...
O makineyi terörist eylemleri bulsun diye tasarladım lakin her şeyi görüyor.
Acts of violence, sabotage, all in the name of saving the earth.
Şiddet hareketleri, sabotaj, Bunların hepsi dünyayı kurtarmak adı altında yapılıyor.
I already told you my associate, Grant Abbott, had enemies- - the type that were capable of doing such heinous acts.
Size meslektaşım Grant Abbott'un düşmanları olduğunu zaten söylemiştim. Böylesine iğrenç eylemlerse bulunabilecek tipte insanlar.
There's more to the uprising than acts of vandalism.
İsyan barbarlıktan öte bir şey.
Not like it's been only a day or two, and he still acts like that.
Bir iki gün de değil
It revealed that I have a genetic polymorphism which metabolises drugs and I have one which acts very slowly.
İlaçları metabolize eden genetik polimorfizme sahip olduğum ortaya çıktı, çok yavaş etkileyen bir şey.
Mom still acts hostile toward any guy around me today.
Şimdi bile, annem benimle olan adamlara ters ters bakar.
He sure acts the part of a songwriter.
Burada olmaman gerek. Gidecektim...
In times like this, we should get our acts together.
Böyle zamanlarda birlikte hareket etmeliyiz.
Why, when they have nothing to do with the "retribution for evil acts" message?
"Jeok Ak Yeo Ang" sloganıyla bir alakası olmazken, niye?
How can such vile terrorist acts happen in Gyeongseong? And simultaneously, at that? !
Kyong Song'un her bir yanında böyle yıkıcı faaliyetler aynı anda nasıl yaşanır, söyle!
The acts of bravery by him will make us stronger.
Onun cesur davranışları bizi daha güçlü kılacak.
Simple acts of kindness and love...
Naçizane aşkların ve nezâketin...
"You have to pick up your aunt." It begins in the basketball scene because Peter acts the way he does.
"Halanı almak zorundasın." Aslında basketbol sahnesinde başlıyor Peter'ın davranışları yüzünden.
Hello and welcome to Britain's Got Talent, the show that finds Britain's brightest new acts and changes their life forever.
Merhaba, Yetenek Sizsiniz'e hoş geldiniz, Bu yarışmada yeni yetenekler tanınacak ve hayatları ve hayatları sonsuza kadar değişecek.
Simon tossed three acts, everything's been bumped up.
Üçüde çarpıya bastı, herşey tosladı resmen.
Mr. Breslin, after ending "extraordinary rendition," the Agency is looking for alternate situations for incarcerating the sort of people who commit acts so despicable they're best...
Bay Breslin, tutuklama ve suçlu iadelerine son verdikten sonra teşkilat oldukça rezil eylemlerde bulunan bu tür insanları hapsetmek için alternatif koşullar aramaya başladı. En iyi bu adamların...
You see, the university acts in loco parentis.
Gördüğün gibi üniversitemiz ana-baba yerinde davranıyor.
I don't believe in committing violent acts in front of kids so I just need you to close your eyes, sweetheart.
Çocukların önünde şiddet sergilemekten hoşlanmam. O yüzden gözlerini kapat.
Apparently, America wants someone who looks like you, but acts like me.
Anlaşılan, Amerika senin gibi görünen..... ama benim gibi davranan birini istiyor.
Acts to delight, to thrill and to mystify!
Gözünüze ziyafet, heyecanlı ve gizemli numaralar!
She acts as if he is still alive.
O sanki kardeşi hâlâ yaşıyormuş gibi davranır.
He takes note of our acts and thoughts.
Yaptıklarımızı ve düşüncelerimizi not alır.
Those tours are just circus acts.
O turneler sirk gösterisinden ibaret.
Circus acts are fine, but i'm talking about the world title.
Sirk gösterileri falan tamam ama ben dünya şampiyonluğundan bahsediyorum.
A pretty French girl shows up out of the blue, acts like she's my partner and then she lets the bad guy go?
Birden güzel Fransız bir kız ortaya çıkar ortağımmış gibi davranır ve kötü adamın kaçmasına izin mi verir?
The real magic is taking four strong solo acts and making them all work together.
Asıl sihir dört güçlü tek kişilik oyunu alıp hepsinin birlikte çalışmasını sağlamak.
As an ex-villain, you know how a villain thinks, how a villain acts.
Eski bir kötü adam olarak, kötülerin nasıl düşünüp hareket ettiğini bilirsiniz.
It's hot, it's dirty, the people are gross, and half the acts are fucking DJs.
- Sıcak, pis, oradaki insanlar iğrenç ve fazladan djler var.
Well, we should get our acts together in about five minutes.
Pekâlâ, 5 dakika içinde faaliyete geçmeliyiz.
Look, we produce live acts.
Bak, biz canlı performans ayarlarız.
The machine room was a trove of spare parts puzzle pieces for all kinds of acts of creation and construction and engineers do love puzzles specially in the service of their friends
Makine odasında tonla yedek parça vardı. Yaratmak ve inşa etmek için her türlü bulmaca parçaları. Mühendisler bulmaca çözmeyi sever.
Now, before you are entertained by the one and only Caruso, the worlds finest tenor, we have one more of our local acts to thrill you.
Sizleri dünyanın en iyi tenoru eşsiz Caruso ile eğlendirmeye geçmeden önce bizlerden biri sizlere gösterisini sunacak.
My acts prove...
Eylemlerim göstermiştir ki...
The way he acts...
Sen sakın...
Acts should not be duplicated at home.
Gördüklerinizi evinizde denemeyin.
In the world of theater there are no second acts.
Tiyatro dünyasında ikinci kez diye bir şey yoktur.
And choose a lot of acts.
Bir sürü oyun seçeceğim.