English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Adamson

Adamson translate Turkish

122 parallel translation
"Adamson." Never heard of him.
"Adamson." Hiç duymadım.
I am Joy Adamson and for many years my home has been in the northern province of Kenya where my husband, George, was senior game warden.
Ben Joy Adamson evim, uzun yıllardır, hilekar bekçi kocam George'un yaşadığı yer olan Kenya'nın kuzey bölgesinde yer alır.
I'm sorry, Mrs. Adamson, I didn't know.
Üzgünüm, Bayan Adamson, gerçekten bilmiyordum.
And you, Adam Adamson?
Ya sen, Adam Adamson?
Find Adam Adamson in Hood Mountains.
Hood dağlarında Adam Adamson'ı bul.
Certainly, Mr. Adamson.
Elbette Bay Adamson.
If it's all the same to you, I prefer Arthur Adamson.
Eğer senin için hepsi aynı manadaysa Arthur Adamson'ı kullanmanı tercih ederim.. Şimdi.
Arthur Adamson.
Ben Arthur Adamson.
Sorry to bother you, Mr. Adamson.
Size rahatsızlık verdiğimiz için üzgünüz Bay Adamson.
Well, just so you don't feel discriminated against, Mr. Adamson, we're routinely covering every gem dealer and jewelry store in the city.
Şey, size ayrımcılık yapılıyormuş gibi hissedilebilir diye şehirdeki mücevherlerle ilgilenen herkesi düzenli olarak kontrol ediyoruz Bay Adamson.
Have you, by any chance, noticed anything out of the ordinary, Mr. Adamson?
Yolunda gitmeyen bir şeye rastladınız mı Bay Adamson?
That's already being done, Mr. Adamson.
Bunu zaten yaptık Bay Adamson.
Oh. I think we've taken up enough of Mr. Adamson's time.
Bence Bay Adamson'ın vaktini yeterince aldık.
He calls himself Arthur Adamson.
Kendine Arthur Adamson diyor.
Arthur Adamson?
Arthur Adamson mı?
Yeah, but the phone book is full of Arthur Adamsons. Look at them.
Ama telefon rehberi Arthur Adamson'larla dolu.
You wouldn't be Arthur Adamson, would you?
Siz Arthur Adamson değilsiniz, değil mi?
Hello. Are you Arthur Adamson?
Merhaba, siz Arthur Adamson mısınız?
Is Mr. Adamson around?
Bay Adamson burada mı?
But just to be sure I have the right Mr. Adamson, he is a gentleman of about 40, I trust?
Ama doğru Bay Adamson'ı bulduğumdan emin olmak istiyorum. Sanırım kendisi 40'ına yakın bir beyefendi?
Instead of leaving this note here, it might be better if I sent Mr. Adamson a telegram tonight.
Buraya not bırakmaktansa bu gece bir telgraf yollamam daha iyi olabilir.
I know. Mr. Adamson?
- Bay Adamson?
Oh, Mr. Adamson. How lucky I am not to have missed you.
Bay Adamson, sizi yakalayabildiğim için ne şanslıyım.
Yes, when you hear why I've come, Mr. Adamson.
- Evet. Geliş sebebimi duyunca gecikmeyi hiç sorun etmeyeceksiniz Bay Adamson...
I had no idea, Mr. Adamson.
Hiç bilmiyordum Bay Adamson.
No demands, Mr. Adamson.
Hiçbir isteğim yok Bay Adamson. Hayır, hayır, hayır!
Oh, Mr. Adamson, you've given George and me the devil's own time of it.
Bay Adamson, George ve beni çok uğraştırdınız.
Tracing you from a foundling baby to a young boy named Shoebridge to a man named Adamson.
Yeni doğmuş bir bebekken ki halinizden Shoebridge adlı bir delikanlıdan Adamson adlı bir adama dek izinizi sürdük.
Oh, but, Mr. Adamson, here you are.
Ama Bay Adamson, işte buradayız.
You have nothing to worry about, Mr. Adamson.
Endişelenecek bir şey yok Bay Adamson.
- Adamowlsky, Adamson
- Adamowlsky, Adamson.
Poor Mr Adamson had no idea we were having a ball at the beginning of his visit.
Zavallı Bay Adamson'ın ziyaretinin başında bir balo olacağından haberi yoktu.
Your father thought more of his eagerness to see Mr Adamson's specimens than he did of our own projected entertainment.
Babanız, bizim planlanmış davetimiz yerine Bay Adamson'ın numunelerini görmeye daha çok heves gösterdi.
What will you do, Mr Adamson?
Ne yapacaksınız Bay Adamson?
Everyone seems to be taking an interest in the natural sciences since your arrival here, Mr Adamson.
Buraya geldiğinizden beri Bay Adamson herkes doğa bilimleri ile ilgileniyor gibi.
Mr Adamson is here, Lady Alabaster.
Bay Adamson geldi, Bayan Alabaster.
Well said, William Adamson.
İyi söylediniz William Adamson.
My son is not an Alabaster, my son's an Adamson.
Benim oğlum bir Alabaster değil, benim oğlum bir Adamson.
No, I don't see myself as a writer, but as an assistant, Mr Adamson.
Hayır, kendimi bir yazar gibi değil, bir asistan gibi görüyorum Bay Adamson.
I'm quite all right, Mr Adamson.
Çok iyiyim Bay Adamson.
The servants in this house are none of your concern, Mr Adamson.
Bu evdeki hizmetliler sizi ilgilendirmiyor Bay Adamson.
You know nothing, Adamson.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz Adamson.
"Dear Mr Adamson, you are to be heartily congratulated upon your ingenious natural history, just the kind of book of which the world of letters cannot have enough."
"Sayın Bay Adamson, dâhiyane tabiat tarihi kitabınızdan dolayı canı gönülden tebrik edilmeyi hak ediyorsunuz. Öyle bir kitap ki, edebiyat dünyasında her zaman yeri vardır."
- Mr Adamson! - Whoa, whoa.
Bay Adamson!
Virgil Adamson, massage therapist.
Virgil Adamson, masaj terapisti.
But now, just weeks after surgery, Mr. Adamson has mastered the ability to define shape and distance, giving him confidence to move about his environment.
Ama şimdi, ameliyattan bir kaç hafta sonra, Bay Adamson şekiller ve perspektif yeteneğine hakim olmayı başardı ve bu da ona etrafıyla ilgili güven sağlıyor.
Mr. Adamson, Christie Evans from NYN.
Bay Adamson, ben Christie Evans.
In Pinecrest, New York, for a Jennie Adamson.
Pinecrest, New York, Jennie Adamson.
Mr. and Mrs. Adamson?
Bay ve Bayan Adamson?
I'm sorry to disturb you, Mr. Adamson.
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm Bay Adamson.
Mr Adamson, sir.
Bay Adamson, efendim.
adams 247

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]