Addresses translate Turkish
1,424 parallel translation
He's got addresses, phone numbers - information on every whale on the planet.
İçinde adresler, telefon numaraları gezegendeki tüm balinaların bilgileri var.
Tells my heart when to beat, holds all my addresses and phone numbers.
Kalbimin atma zamanını söylüyor, tüm adres ve telefonlarımı tutuyor.
I've got the addresses. I'm gonna retrace his steps.
Adreslerini aldım.Oralara gideceğim.
And Shadegirl is one of Petty Officer Horlacher's private e-mail addresses.
GölgeKız da astsubayın özel e-posta adreslerinden biri.
The times were random all throughout the day, the locations were business and residential addresses all throughout Norfolk.
- Saatlerin bir özelliği yok. Yerler de Norfolk'taki iş ve yerleşme bölgelerinde bulunuyor.
Their names, addresses, phone numbers, all their information.
İsimler, adresler, telefon numaraları, bütün bilgiler.
You gave Trevor a list of your company's client e-mail addresses.
Trevor'a şirket müşterilerinin e-posta adreslerini verdin.
Now the heat from the fire may have corrupted some of the data path addresses, but probably not all.
Yangının yol açtığı ısı, bazı dizin adreslerini bozmuş olabilir. belki de tamamı bozulmamıştır.
Phony addresses, offshore accounts, bogus P.O. boxes.
Telefon adresleri, offshore hesapları, sahte posta kutuları.
But the only addresses within 10 blocks from the place... was a bunch of warehouses. And a club called the Windgate.
Ama çevresindeki 10 sokak boyunca sadece birkaç depo ve bir klüp var.
I MapQuested these addresses, and the sooner you can get started, the better.
Adresleri haritalaştırdım ve ne kadar çabuk başlarsan o kadar iyi.
All right. I've organized the addresses from east to west, so if you just...
Pekala, adresleri doğudan batıya doğru organize ettim, sen sadece...
Colin, check out all London addresses with Achilles in the street name.
Colin, içinde "Achilles" sözcüğü geçen Londra'daki tüm adresleri bul.
Now there are still thousands of Stargate addresses left unexplored in this galaxy.
Galakside keşfedilmemiş binlerce Yıldız Geçidi adresi var.
Can you get me the last few addresses dialled from that DHD?
O kontrol konsolundan bağlanan son birkaç adresi bulabilir misiniz?
These things are not designed to store Gate addresses.
Bu şeyler geçit adresleri saklayacak şekilde dizayn edilmemiş.
Well, I've managed to mine about fifty addresses, but no idea if they're correct or what order they were dialled in.
Elli adres çıkarabildim, ama hangisinin doğrusu olduğunu ya da hangi sırayla tuşlandıklarını bilmiyorum. Elli mi?
I'm going to lose all my addresses and phone numbers, oh, my wedding invitation lists...
Tüm adres ve telefonlarım gidecek. - Düğün için davetli listem de.
Actually, I was able to get the e-mail addresses of every plebe at Annapolis.
Aslında, elimde Annapolisteki bütün deniz harp okulu çömezlerinin e-posta adresi var.
Nine times out of ten, an individual will select numbers that mean something - - birthdays, anniversaries, addresses.
Bu seçilen numaraların 10'da 9'u bir anlama sahipler- - Doğum günleri, yıldönümleri, adresler gibi anlamları var.
Well, in that case, I'll need personal info for everyone who works here... personnel files, tax returns, security access levels, email addresses, browser histories... all that.
Güzel, o halde ilk olarak burada çalışan herkesin kişisel bilgilerine ihtiyacım var. Kişisel dosyaları, vergi ödemeleri, güvenlik erişim düzeyleri e-posta adresleri, internet kayıtları... ve diğer her şey.
I'm not finding that list of the email addresses for everyone on staff that I asked you for.
Senden istediğim, içinde çalışan herkesin e - posta adresi olan kağıdı bulamıyorum.
I nearly gave the tapes back, thinking about them plastered all over the internet... until I saw Logan Echolls in the hallway, poring over a list of all the departmental e-mail addresses.
Neredeyse tüm kasetleri internette yayınlamak üzere veriyordum. Taa ki, Logan'ı, elinde tüm bölümün e-posta adresleri olan bir kağıtla görene kadar.
The US ambassador to the UN will be pushing for a unanimous resolution against Tyrgyztan when he addresses the Security Council on Monday.
Amerika'nın Birleşmiş Milletler temsilcisi pazartesi günü Güvenlik Konseyi'nde yapacağı konuşmada Tırgızistan'a karşı ortak bir karar alınmasını isteyecek.
Names and addresses of Neuville's men.
Neuville adına çalışan adamların isimleri ve adresleri.
We've looked for him at, like, three different addresses already.
Onun için üç ayrı adrese çoktan baktık.
Until the 80s, we had all our nationals'addresses on file.
80'li yıllara kadar, tüm vatandaşlarımızın adreslerini dosyalamıştık.
I want addresses.
Ve adreslerini.
But some of you, and this is the group that no one ever comes into Career Day and addresses, and it's criminal, some of you are just gonna float along, eating spicy foods, humming black people's music into your 30s.
Ama bazılarınız... ki, bu gruptan insanlar Kariyer Günlerine gelip konuşmaz... çünkü bu pek tercih edilmez... bazılarınız amaçsızca ortalıklarda dolaşıp... baharatlı yiyecekler yiyecek... ve 30'lu yaşlarına kadar zenci müziği dinleyecektir.
I'm kind of between addresses right now.
Şu an adresler arasında gidip geliyorum.
Twelve loan applications with social security numbers, - home addresses...
SSK numaralı 12 tane kredi başvurusu ev adresleri...
You know what we want. Information... names, addresses, phone numbers.
Şunu bilin : herhangi bir bilgi, isim, adres, telefon...
Explains why you're giving us bad addresses. Ones we already know. Like this one.
Bize bahsettiğin evler doğru çıkmıyor... ki biz bunlardan birini biliyoruz.
In 10 days, the secretary of state addresses the Security Council on bio-terrorism.
Dışişleri bakanı 10 gün sonra biyolojik terörizm konusunda... Güvenlik Konseyi'ne hitap edecek.
Here are the addresses.
Adresleri burada yazılı.
The tape where father addresses the graduating students!
Babamın mezunlara nutuk attığı kaseti.
I need you to write down the addresses of those houses for me.
O evlerin adreslerini yazmanı istiyorum.
Nice addresses.
Güzel adresler.
Look at the addresses.
Adreslere bak.
Previous addresses, former employers, whatever you can think of.
Önceki adresler ve patronlar, ne aklına geliyorsa.
We're picking up your boyfriend, and I need the addresses of the other blokes involved.
Erkek arkadaşını alacağız ve bu işin içindeki diğer adamların adresleri gerekli.
We give you their names, their addresses, and you know what happens most of the time?
İsimlerini, adreslerini biz veriyoruz. Çoğu zaman ne oluyor biliyor musunuz? Onları serbest bırakıyorsunuz.
- Names of employees and addresses.
- Çalışanların isim ve adreslerini.
Phone numbers, addresses, and this.
Telefon numaraları, adresler ve de bu.
Ms. Rawlings, I want those names and addresses.
Bayan Rawlings, bu isim ve adreslere ihtiyacım var.
Give me the addresses of the other drug cribs so I can stop them.
Bana diğer adresleri ver, onlara engel olayım.
I've got a perp looking at a possession with intent rap willing to trade the addresses of targets if we let him skate.
Satış amacıyla uyuşturucu bulunduran biri var. Bir kıyak yaparsak adresleri verecek.
Give up the addresses.
Adresleri ver.
This isn't one of the addresses... -...
Dunn'ın verdiği adreslerden değil.
Which are their addresses? He / she works with that. Now.
Dükkânların listesini bulun hemen.
Users can back up their files or... synchronize their computers, calendars, addresses. Browser bookmarks.
Kullanıcılar dosyalarını yedekleyebilir ya da bilgisayarını, takvim ve adres defterini sistemle eşzamanlı kullanabilir.