English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Adelle

Adelle translate Turkish

123 parallel translation
Speaking of which... tell him what he's won, Adelle.
Söz bundan açılmışken, haydi Adell, söyle ona ne kazandığını. Büyük kapılı, özel odalı, yüksek güvenlikli bir mekanda hem de. Yeni tip bir üyelik kazandınız.
I'm Adelle.
Ben Adelle.
So, Adelle,
Peki öyleyse, Adelle,
Dad, this is Adelle Childs, my father, Martin.
Baba Adelle'le tanış. Childs, işte babam Martin.
This is Adelle Childs.
Adelle Childs'la tanış.
And Adelle does make you very happy, doesn't she?
Ve Adelle seni çok mutlu ediyor değil mi?
Adelle could very well be the path to your happiness.
Adelle mutluluğa giden yolun olabilir.
Adelle is a wonderful, affectionate woman.
Adelle müthiş bir kadın.
Hello, Adelle.
Merhaba Adelle.
- So am I, Adelle.
- Ben de öyle Adelle.
Adelle.
Adelle.
Well, you know, I can't really blame Adelle.
Aslında Adelle'i pek suçlayamam.
If you ask me, you were too good for that Adelle.
Bana sorarsanız o Adelle sizi haketmiyordu.
I was sitting here when I met Adelle.
Ben de Adelle'le tanıştığımda burada oturuyordum.
Can I ask you something, Adelle? Is it ever bother you that no one else in the moon believe?
Günde iki kere, gece de üç kere kimsenin şu hikâyene inanmaması seni rahatsız etmiyor mu?
Adelle, you take those pills still in?
Affedersin Adelle. İlacını içebilir miyim?
I took the road less traveled, Adelle.
- Dikensiz yolu tercih ettim.
Frank, you won't believe what's been happening to me.
Frank, burada neler oluyor? Adelle burada mı?
Is Adelle here yet? - Hold it right there.
- Hey bekle dostum nereye?
Everybody's here. - Adelle?
Herkes seni bekliyor.
- You're a half an hour late.
- Adelle? - Yarım saat geciktin.
Dafydd, would you mind giving us a hand with Adelle's car later?
Dafydd, araba konusunda bize yardımın olur muydu?
She's fine, Adelle.
Tamam Adelle.
- Adelle!
- Adelle!
- Adelle.
- Adelle!
Adelle.
Adelle!
I can't stay here, Adelle.
Burada duramam Adelle.
Adelle... We'll find her.
Adelle onu bulacağız.
- Adelle.
- Adelle.
- Adelle, you saw Sarah?
- Adelle, Sarah'ı gördün mü?
- Please, Adelle. You saw Sarah?
- Lütfen Adelle, Sarah'ı gördün mü?
She loves you, Adelle.
Seni seviyor Adelle.
I don't know who she is, Adelle.
Bilmiyorum Adelle.
Adelle, we didn't find her.
Adelle, onu bulamadık.
I'm down there, Adelle.
Aşağıdayım Adelle.
- Adelle, please.
- Adelle, lütfen.
- Jesus, Adelle, it's over.
- Adelle, bitti.
Oh, Jesus Christ, Adelle.
Allah aşkına Adelle!
Adelle?
Adelle?
- Adelle. Don't let her.
- Adelle, bırakma onu!
Please, Adelle.
Lütfen, Adelle.
You brought your daughter back, Adelle.
Kızını geri getirdin Adelle.
- I'm Adelle.
- Ben Adelle.
Thank you, Adelle.
Teşekkürler, Adelle.
Adelle, these flowers are a pale comparison to you, love Bob.
Adelle, bu çiçekler sana olan tutkumun bir göstergesi, sevgiler Bob.
Don't let her out of your sight.
Adelle'i gözünüzün önünden ayırmayın.
Adelle!
Adelle! "Ellroy Otel'de görüşürüz..."
- Are you Adelle?
- Sen Adelle misin?
Adelle.
- Teşekkürler, Carl.
Hell's bells, Adelle!
Vay kaltak, Adele! Durdurun her şeyi!
Thanks, Adelle.
- Teşekkürler Adelle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]