English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Adem

Adem translate Turkish

979 parallel translation
And indeed, the first attempts to estimate the age of the Earth came from scholars who went to the Bible and took the descendants of Adam with their different ages and simply added them up, and came out with the authoritative statement that the Earth had been created in 4004 BC, which meant that it was just under 6,000 years old.
Ve elbette, Dünya'nın yaşını hesaplamaya dair ilk çabalar İncil'e bakıp burada verilen Adem'in farklı yaşlardaki torunlarının yaşlarını alt alta yazıp toplayan ve... böylelikle de Dünya'nın M.Ö. 4004 yılında ; ki bu Dünya'nın 6,000 yaşından biraz daha genç olduğunu gösteriyordu yaratıldığı şeklindeki amirane sonuçla çıkagelen din bilimciler tarafından gösterildi.
the fruit that made Adam so wise
# Adem'i hikmet sahibi yapan meyve
Why should I? I don't know you from Adam.
Adem'den bu yana sizi tanımıyorum ki!
Who is this him? - Who?
Adı, Adem.
His name is Adam.
Bırak şu Adem'i.
Beddini. "
Bırak şu Adem'i.
Marry him. But, as Mrs. Adam, what would you wear?
Ama, bayan Adem olarak, nasıl örtüneceksin?
So, this snake in the grass, this Adam... already he has eaten the apple?
Bu sinsi düşman, bu Adem elmayı çoktan yemiş desene!
Is it Adam again?
Adem mi yine?
If you don't let me kiss you, mind if I bite your adam's apple?
Öpmeme izin vermezsen, adem elmanı ısırabilir miyim?
If that's his Adam's apple, he's got yellow fever.
Bu Adem elmasiysa, sarihumma olmus.
Adam and Eve!
Adem ile Havva!
He says, "The woman called the man Adam."
Adam diyor ki, "Kadın, adama Adem diyordu."
- Adam?
- Adem.
- Adam.
- Adem.
Adam and Eve.
Adem ve Havva.
- No, dreaming about Adam, I suppose.
- Hayır, Adem'i düşünüyorsun herhalde.
- Adam?
- Adem?
Yes, Adam!
Evet. Adem!
Adam!
Adem!
Adam and Eve!
Adem ve Havva!
That's why you're picking on poor Adam.
Bu yüzden, zavallı Adem'e kafayı taktın.
- Oh, Adam.
- Hee, Adem.
Adam.
Adem.
Jealous of poor Adam.
Zavallı Adem'i kıskanıyorsun.
Gentle, harmless Adam.
Kibar, zararsız Adem'i.
Now, sit down, Adam.
Otur bakalım, Adem.
- Goodbye, Adam.
- Güle güle, Adem.
Adam and Eve?
Adem ile Havva mı yoksa?
If I was you, Judge, I wouldn't set foot in Fort Davis to see Adam and Eve.
Senin yerinde olsam, Yargıç, Adem ve Havva'yı görmek için bile Fort Davis'e adımımı dahi atmazdım.
Way back in history Old Adam didn't give a care
Çok eskiden Adem'in umurunda değildi
Adam and Eve on a raft. Hit me hard.
Adem'le Havva geliyor.
There hasn't been a new man since Adam.
Adem'den sonra yeni bir adam gelmedi.
I think Adam said it when he opened his eyes and saw Eve.
Sanırım Adem gözlerini açıp Havva'yı görünce böyle demiş.
I guess not, and I hope she gets a worm in her Adam's apple.
Sanırım öyle. Umarım Adem elmasında kurt çıkar.
Yes, but a Garden of Eden without Eve and Adam is bored.
Ama cennet bahçemizde, Havva olmadan Adem sıkılıyordu.
Paris's, Eve's.
Adem ile Havva.
- I have not got an Adam's apple like that.
Adem elmam bu kadar büyük değil.
But not with my Adam's apple.
Benim adem elmam konusunda yok.
- I leave it to anybody. Have I got an Adam's apple like that?
Benim adem elmamın böyle büyük olup olmadığını başkalarına soracağım.
- Come on, Adam, where are you?
- Adem, neredesin?
And you, Adam, for your disobedience will have to support them with your breath and sweat.
Ve sen Adem, itaatsizliğinin karşılığını nefesin ve terinle ödeyeceksin.
You see the flesh of Eve that man since Adam has profaned.
Erkeğin, Adem'den beri saygısızlık ettiği eti görüyorsun.
As though I were Adam... staggering under the piled centuries... since paradise.
Sanki ben Adem'im ve cennetten beri yaşadığım yüzlerce yılın ağırlığı altında sersemlemişim.
Give me a chance to lubricate my Adam's apple.
İzin ver de adem elmamı yağlayayım.
All we got is it and each other... like Adam and Eve.
Sadece bu ada ve biz varız. Adem ve Havva gibi...
"Like one that on a lonesome road doth walk in fear and dread..." because he knows a frightful fiend... "... doth close behind him tread. "
"Ipıssız bir yolda peşinden gelen dehşet ifriti bildiğinden korku ve dehşet içinde yürüyen bir adem misaliyim ben."
I sometimes wonder if that apple that got stuck in Adam's throat wasn't a rolled-up $ 50 bill.
Bazan merak ediyorum, acaba Adem'in boğazına duran şu elma bir tomar 50 dolarlık banknot olmasın.
But like good old Adam, my weakness is Eves.
Ama Adem gibi benim de en zayıf yanım Havvalar.
Your Adam's apple'll turn to mush.
Adem elman ezilir.
I did not mean to interfere.
Durma git, şu Adem'e aşık ol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]