English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Adobe

Adobe translate Turkish

71 parallel translation
Now, with the colonel's permissión I'd like to shake some of this Mexican adobe dust and get back to the dance.
Albayın izniyle üzerimdeki Meksika kerpici tozunu atıp, dansa geçmek isterim.
As a cook, Charley, I'll bet you're a whiz at baking adobe bricks.
Bir aºçi olarak, eminim çok iyi kerpiç tugla yaparsin.
I want to go to a place called Adobe Flat.
Adobe Düzlüğü denen yere gitmek istiyorum.
- Adobe Flat?
Adobe Düzlüğü mü?
A man just got off the train and asked for Adobe Flat.
Trenden bir adam indi ve Adobe Düzlüğü'nü sordu.
I have to go to a place called Adobe Flat.
Adobe Düzlüğü denen yere gitmem gerekiyor.
What about Adobe Flat?
- Ne olmuş Adobe Düzlüğü'ne?
He wants to go to Adobe Flat.
Adobe Düzlüğü'ne gitmek istiyor.
What were you looking for in Adobe Flat?
Adobe Düzlüğü'nde ne arıyordun?
What you say about the businessmen being interested in-in Adobe Flat.
Adobe Düzlüğü'yle ilgilenmelerine.
Smith owned Adobe Flat.
Adobe Düzlüğü, Smith'indi.
There never was any water on Adobe Flat.
Adobe Düzlüğü'nde hiçbir zaman su olmamıştı.
When settlers came to this valley there was only the adobe village of Ocatilla which the Mexicans and the Indians had started to build.
Göçmenler bu vadiye geldiğinde Ocatilla, Meksikalılar ile Kızılderililer'in inşa etmeye başladığı küçük bir köydü.
- She's plain as adobe wall.
- Çok sade bir bayan.
neighbours, fellow Texicans, are holed up in a crumbling adobe church down on the Rio Bravo buying them this precious time.
Tam 185 arkadaşları,... komşuları, dost Teksaslılar,... duvarları çatlak bir kilisede, Rio Bravo'da direniyorlar,... bize zaman kazandırmak için.
They conned me out of some adobe brick and some lumber.
Bak, harç, tuğla ve kereste vermemi istediler.
Move your foot off my adobe.
Tuğlamdan ayağını çek.
- Jesus, we need more adobe all around. - Sí, señor.
Jesus'un etrafı için daha fazla tuğla lazım.
More adobe in here!
Oraya daha fazla tuğla!
Adobe.
Tuğla.
- Boss wants more adobe. - Ja.
Patron biraz daha istedi.
He's very generous - he sees we're building with adobe, he gives us bricks.
Çok cömert. Harçla yaptığımızı görmüş, gerçek tuğla getirmiş.
Further south, there are some fine, old adobe churches.
Sözgelimi güneyde kuytu kiliseler vardır.
OK, the battle of Adobe Walls.
Adobe Walls savaşı.
And I will build the adobe bridge myself.
Kerpiçten köprüyü kendim yapacağım.
You know, maybe it'll be one of those Spanish adobe houses down in Coral...
Belki de Coral'daki şu kerpiç evlerden biridir.
Make it out of adobe brick, like the Indians.
Kızılderililer gibi kerpiçten bir ev yapabilirsin.
And Pedro is working on an "adobe."
Ve Pedro da bir "kerpiç" üzerinde çalışıyor
Adobe.
Kerpiç.
He's visiting from Adobe Flats.
Adobe Plats'tan geliyor.
That's Adobe Walls there.
Duvarlar kerpiçten.
Dean Tavoularis, the production designer, is orchestrating the construction of the temple out of dried adobe blocks, each weighing 300 pounds.
Yapım tasarımcısı Dean Tavoularis her biri 135 kg ağırlığında olan kuru kerpiç blokların dışında kalan tapınağın inşasını planlıyor.
- You know this is a damn nice adobe.
- Bu ev de harika olmuş!
Adobe Inn.
Adobe Motel'de kaldım.
But Hollywood wasn't calling, so my assistant and I checked ourselves into rehab in New Mexico and... started working with clay, building miniature adobe structures.
Ama, Hollywood'un beni geri çevirdiği yıllarda New Mexico'ya kız kardeşimin yanına gittim. Ve Clay'le çalışmaya başladım.
Adobe Premiere 5.1.
Adobe Premiere 5.1.
I'm just stealing some software from Adobe and Microsoft.
Sadece Adobe ve Microsoft'tan yazılım çalıyorum.
Adobe Walls in Tirlingua, Texas.
Texas, Tirlingua'daki Adobe Walls'dan.
Footing's adobe with wood.
Bodrumda bir mahzen var.
I'm a green person I'm as green as I can be I build adobe homes, solar homes
Yeşilciyim ve elimden geldiğince de uğra - şıyorum. Kerpiç ve güneş evleri yapıyorum.
Agent Schrader, I'd like you to meet Andrew Coffman of the Adobe Hotel.
Ajan Schrader, bu da Adobe Otelleri'nden Andrew Coffman.
Red, green, blue, yellow, orange, baby blue, purple, pink, mauve, gold, brown, mocha, avocado, adobe gold!
Kırmızı, yeşil, mavi, sarı, turuncu, süt mavisi eflatun, pembe, leylak, altın rengi, kahverengi, kahve, avokado, külçe altın!
A little hot sauce for Adobe.
Biraz acı sos istermiydin?
I used Adobe Premiere.
Eskiden başka bir program kullanırdım.
Sheltered from the desolate high plains, this adobe city is home to the Zuni Indians, one of the oldest indigenous tribes in North America.
yüksekteki ıssız ovalarca korunmuş bu kerpiçten yapılan şehir Zuni yerlilerinin yurdudur, ve bunlar Kuzay Amerikadaki en eski kabilelerden biridir.
You should name it adobe.
Adını kerpiç koymalısın.
Adobe is bricks made out of clay.
Kerpiç, Clay'den ( toprak ) yapılma tuğla demek.
I like adobe better.
- Ben kerpiçi daha çok sevdim.
Most departments work off adobe 3.9 years ago anyway.
Çoğu departman 9 yıldır Adobe 3 kullanıyor.
We're not gonna sit in Mexico in an adobe talking about somebody who's not even there.
Meksika'daki o kerpiç evlerde oturup da orada bulunmayan birinden bahsedecek değildik ya anasını satayım.
Listen to that! The Software may automatically download and install updates from Adobe from time to time.
Bunu dinle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]