English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Adored

Adored translate Turkish

603 parallel translation
- But I thought you adored Karenin.
- Ama Karenin'i çok sevdiğini sanırdım.
As for me, I was in my uniform and already adored my profession.
Ben ise üniformamın içindeydim ve yaptığım işe bayılıyordum.
In one night and a few days... I learned what gambling truly was and I adored it.
Bir gece ve birkaç günde kumarın gerçekte ne olduğunu kavramış ve buna bayılır bir duruma gelmiştim.
I've always adored him since he took control in the pestilence days... when everyone else lost heart.
Herkesin sağduyusunu kaybettiği o salgın günlerinde kontrolü aldığından beri ona hep hayran oldum.
He just adored it.
Oraya bayılırdı.
An actor must be adored by his public Only then can he shine
Bir oyuncu halk tarafından tapılmalı ki bir yıldız olabilsin.
They say he simply adored her.
Dediklerine göre, ona hayranmış.
She simply adored Rebecca.
O, Rebecca'ya son derece hayrandı.
You have no idea how they adored me.
Beni cok sevmislerdi.
Thou would'st still be adored As this moment thou art...
#... daha fazla tapılası olamayacağım... # #... bu andan itibaren... #
Why, I adored her.
- Tabi, onu delicesine seviyordum.
She adored the house, and we've cast her out.
Eve tapıyordu, biz ise onu dışarı attık.
Mind you, I never really cared for her much, but still, Tony did. Tony adored her.
İnan ki, ben değil, ama Tony ona tapıyordu.
I'm adored by belles But not by their beaus
Kızlar bana bayılır Ama sevgilileri asla
If I were looking for that type, Dr. Fleurot, I would have adored you. ( DOORBELL BUZZING )
Eğer öyle bir tipi arasaydım çok önceden sana tapardım.
And madly adored?
Peki delice sevilmek?
I see a woman who's adored.
Kendisine tapılan bir kadın görüyorum.
You're adored by half the children in the world.
Dünyadaki çocukların yarısı size tapıyor.
- Yes, I adored it.
- Evet ona bayıldım.
I adored it.
Bayıldım o filme.
He's 18 years old and adored by all.
18 yaşında ve herkes ona tapıyor.
The Spaniards adored the fare, but they missed the fowl!
İspanyollar yolluğa bayıldı ama asıl tavuğu kaçırdılar.
The countess had a son, but he died. She adored him.
Kontes'in bir oğlu vardı ama öldü, Kontes onu taparcasına severdi.
Audiences everywhere adored us.
Heryerde seyirciler bize hayran oldular.
Brenda adored these books as a little girl.
Brenda kücükken bu kitapIara bayıIırdı.
I adored him.
- Ona tapardım.
I want you to know I just adored your last novel.
Bilmenizi isterim ki, son romanınıza tapıyorum.
Above all, my mother adored me.
Her şey bir yana annem beni çok severdi.
She adored Daddy, and of course she was his favourite.
Babama tapardı, ve tabii ki o da babamın gözdesiydi.
Well, my father was a real ugly man, but my mother adored him.
Mesela babam çok çirkin biriydi ama annem ona hayrandı.
A teacher I adored died.
Çok sevdiğim öğretmenim ölmüştü.
She said how much she adored silver.
Gümüşten ne denli hoşlandığını söyledi.
If you really adored me, you would have moved the sun.
Eğer beni gerçekten sevseydin, güneşi uzaklaştırırdın.
When I was a child, you were the world and I adored you.
Ben çocukken, sen herşeyimdin sana hayrandım.
- A cheerful person, full of love and attention for the family he adored.
Neşeli, ailesini çok seven biri olarak tanınıyordu.
He is a good man, Mr. Barnard a kind and gentle man and I know that he adored your sister.
O iyi bir insan, Bay Barnard kibar ve nazik biri ve Tanrı şahidimdir, kız kardeşinizi de taparcasına seviyordu.
I thought he adored you
Seni delicesine sevdiğini sanıyordum.
I adored his play, The Lady Who Loved Lightning.
Yıldırımı Seven Kadın oyununa bayılmıştım.
But, you know, I adored Harold.
Ama Harold'a tapardım.
I know, dear, that you adored her please try to understand wherever I go, her eyes seem to follow me, watching my every move.
Biliyorum canım, ona hayrandın, ama lütfen anlamaya çalış, nereye gidersem gideyim, gözleriyle beni takip ediyor, her hareketimi izliyor.
Aunt Enrica, his wife, adored him!
Karısı Enrica yengem ona tapardı!
Claire asked me 3 times a week, she must have adored me.
Claire, aynı soruları bana haftada üç kez sorardı.
Whores have always adored animals.
Fahişeler hayvanlara bayılırlar.
Her husband adored her, her children were growing up strong and hard-working.
Kocası onu çok severmiş. Çocukları büyüyüp güçlü, çalışkan gençler olmuşlar.
I adored the man, Frances, you know I did.
Ona hayrandım, Frances. Sen de biliyorsun.
I've always adored it.
Bayılıyorum.
She was a saint, yet she adored us!
SEN BİR MELEKTİN.
To save his honour, I abandoned my husband, whom I adored.
Onurunu korumak için, çok sevdiğim kocamı terkettim.
I adored her. I feasted on her! I devoured her!
Ben ona taptım, onunla beslendim, onu sindirdim, onu içtim, onu tırmaladım, onu parçaladım.
And you adored her.
- Ve ona hayrandın.
Adoring someone is better than being adored.
Birisine hayranlık duymak, birisinin size hayranlık duymasından iyidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]