English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Against my wishes

Against my wishes translate Turkish

84 parallel translation
Now, you came here against my wishes.
İstemememe rağmen buraya geldiniz.
And, if he were to marry against my wishes, I should not hesitate in carrying out my power.
Ve bana rağmen onunla evlenirseniz... inanın bana bu gücü kullanmaktan çekinmem.
You're here against my wishes.
BUrada, benim arzım hilafına bulunuyorsunuz.
Why do you marry against my wishes?
Neden benim isteklerime karşı evlendin?
Well, I see you've gone ahead, against my wishes.
Anladığım kadarıyla, istemememe rağmen burnunun doğrusuna gitmişsin.
This matter ended up in court against my wishes, and our prospect now is a jailhouse wedding.
Bu mesele ben hiç arzu etmediğim halde mahkeme salonuna düştü. İnsanlar hapisten kurtulmak için bu evlilik yapıldı diyeceklerdir.
But totally against my wishes.
Tamamen isteğim dışında.
DID YOU GO AGAINST MY WISHES AND GET US A GIFT?
Evlat, sakın bana dediklerime karşı gelip bize hediye falan aldığınızı söyleme.
And he prints my portrait on postcards... against my wishes!
istemedigim halde portremi kartpostallara bastirir!
I am here against my wishes.
Burada isteğim dışında bulunuyorum.
Hey, we sent Inga all our money, against my wishes, by the way.
Inga'ya bütün paramızı gönderdik. Ki ben bunu istemiyordum.
Captain, did you perform an autopsy against my wishes?
Kaptan, isteklerime karşı gelerek otopsi mi yaptınız?
Against my wishes.
İstemeyerek.
And when you joined Earthforce against my wishes...
Karşı çıkmama rağmen Dünya Gücü'ne katıldığında- -
I ordered him placed far from the fighting... but he plunged in against my wishes.
Onun savaştan uzak tutulmasını emretmiştim ama öne atılmış, benim isteklerime karşı gelmiş.
I guess I owe you my thanks for going against my wishes.
İsteğime karşı geldiğiniz için size teşekkürlerimi borçluyum sanırım.
First, you had Samuel Gougeon beaten, now Padraig Connolly, both against my wishes.
İlk olarak Samuel Gougeon'u dövdürdün, şimdi de Padraig Connolly, ikisi de isteğim dışında.
Now I'd like to see her, please. Because you have no right to hold her against my wishes.
Şimdi, onu görmek istiyorum çünkü onu burada benim rızam olmadan tutmaya hakkınız yok!
Against my wishes!
Benim düşüncelerime aykırı!
They are when they keep me here against my wishes!
Onlar benim isteklerine karşı beni burada devam zaman var!
Against my wishes.
İtirazlarıma rağmen.
Against my wishes, my son drove out and picked her up.
Karşı gelmeme rağmen oğlum arabayla gidip aldı onu.
Last year, the owner sold off the most valuable pieces, against my wishes.
Geçen yıl mal sahibi benim isteğim dışında en değerli parçaları sattı.
Yes, I'm sure you are, but you submitted yesterday's boards against my wishes.
- Tabii sevinmişsindir. Ama dünkü taslakları bana rağmen sundun.
You have gone against my wishes and shown contempt repeatedly.
İsteklerime karşı geldiniz ve isteklerimi sürekli küçümsediniz.
And Charlie would never do anything against my wishes.
Charlie benim isteğim dışında bir şeyi asla yapmaz.
You promised. Grandpa, I... You went directly against my wishes.
İsteklerime ve daha da önemlisi söylediklerime karşı çıktın.
Against my wishes, I don't mind telling you. If you didn't invite him, then who did?
Size söylemekte sakınca görmüyorum ama onu burada istemiyordum.
Twenty-four years ago you married Cora, against my wishes, for her money.
24 yıl önce, istemememe rağmen parası için Cora'yla evlendin.
You brought elisa here against my wishes.
- onu gözlem altında tutmak istiyorum.
You involved Kal-El against my wishes.
Benim isteklerime karşı gelerek Kal-El'e karıştın.
My body reacted against my wishes.
Vücudum isteklerime karşı gelirdi.
But, Your Honor, you ordered me to admit it, against my wishes.
Ama Sayın Hakim, benim isteğim dışında bunu açmamı istediniz.
Fighting me at every turn, your ambition the bolt hurled against my wishes.
Her fırsatta benimle zıtlaştın. Hırsın adeta isteklerimin önüne düşen bir yıldırım.
He's a guy who sucks, who was forced down my throat against my wishes.
Berbat ötesi biri. İstemediğim her şeyi zorla yapıyor.
I go against my conscience, and if I act according to your wishes I am a rebel.
sizin arzularınız doğrultusunda davranırsam da, asi olurum.
I am going to pass the amnesty even against my Ministers'wishes.
Bakanlarımın arzusu hilâfına da olsa, Affı yürürlüğe koyacağım.
"He persistently and cruelly ignored my personal wishes and my rights,..... and resorted on several occasions to physical violence against me."
"Kendisi sürekli ve kabaca, kişisel istek ve haklarımı görmezden geliyor ve arasıra bana karşı fiziksel şiddete başvuruyordu."
I have been imprisoned by my father... who wishes me to marry against my will.
Beni isteğim dışında evlendirmek..... isteyen babam tarafından hapsedildim.
We'd just got married, against the wishes of my parents, I might add.
Daha yeni evliydik. Sanırım bunu isteyen de babamdı.
It made her a little nervous. And against her father's wishes she used some stuff that was cooked up by my idiot wife's idiot relatives and, well, there were some mild side effects.
Bu onu biraz gerdi ve babasının isteği dışında salak karımın salak akrabaları tarafından yapılmış bir şey kullandı.
- I never do anything... against my father's wishes.
- Ben şimdiye kadar... - Babamın dileklerine ters düşen hiçbir şey yapmadım.
In declaring myself thus I'm aware that I will be going expressly against the wishes of my family, my friends, and, I hardly need add, my own better judgement.
Bunları söylerken ailemin isteklerine tamamıyla karşı geldiğimin farkındayım. Arkadaşlarımın ve eklemeliyim ki kendi iradem de buna dahil.
You know you're going against my father's wishes.
Babamın istediği gibi bir yaşam sürmüyorsun.
Against her wishes, I... I cut off my hair.
Onun isteklerini dinlemeyip saçımı kestim.
We were married against my parents'wishes.
Biz ailemizden gizli evlendik.
A hunch got me to drop out of law school against my family's wishes.
Ailemin isteklerine karşı çıkıp hukuk okulundan çıkmamı sağlayan önseziydi.
Against my express wishes.
- Benim isteğimin dışında.
Against my grandfather's wishes.
Büyük babam karşı çıksa da...
It was against my family's wishes.
Ailem polis olmamı istemiyordu.
You're in a foreign country against my expressed wishes, and you decide to pull a gun in a public place.
Bunu istemediğimi belirttiğim halde yabancı bir ülkedesin ve halka açık bir yerde silah çekmeye karar veriyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]