English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Agathe

Agathe translate Turkish

99 parallel translation
Agathe
Akik.
Doesn't he look like Agathe, Paul?
Aynı sana benziyor. Aynı ona benziyor, değil mi?
Suddenly, Elisabeth realized that the boxers, detectives and stars pinned up by Paul on the walls all resembled Agathe and Dargelos / Athalie
Elisabeth birdenbire Paul'un duvarlara astığı boksörlerin, detektiflerin ve Amerikalı film yıldızlarının Agathe ve Dargelos'a benzediğini fark etmişti.
You worked pretty fast
Çok hızlı hallettin. Agathe'ye, annemin odasına taşınmasına izin verdim diye mi?
Agathe deserves better than some poxy hotel
Köhne bir otel ona uygun değil.
Agathe being here bothers me
Agathe'nin evde olmasından hoşlanmıyorum.
He's just an ill-mannered bear, Agathe
Sadece onu tanımıyorsun. - O bir mağara adamı, bir hödük. - Gitsem iyi olur.
You're no match for me, so you play strong man with poor Agathe
Bana rakip olamıyorsun bu yüzden de zayıf ve küçük Agathe'ye dayılık yapıyorsun.
I won't let Agathe become your victim
- Agathe'yi sana kurban etmeyeceğim. - Ya bu durum onun hoşuna giderse?
Go to bed and stop crying, Agathe.
Paul ile konuşmam gerekiyor.
You and Gérard led Agathe astray
İkisi de azgın birer fahişe, ve suçlanması gereken de sensin! Bırak atıp tutsun.
You should be ashamed, leading Agathe astray ; to sell her, I suppose?
Bu zavallı kızı ayarttınız. Onu şu Yahudiye satmaya mı çalışıyorsunuz?
Come, Agathe
Gel gidelim Agathe.
Gérard could take Agathe's room
Amcan uzaklara gittiğinde, bizim evdeki Agathe'nin odasını kullanabilirsin. - Annemin odası.
Mum's room
- Artık Agathe'nin odası.
Agathe, dear, be good enough not to count out loud
Sevgili Agathe, rica etsem böyle yüksek sesle saymayı keser misin? Özür dilerim.
Dominated by Agathe, his pride suffered
Onuru ağır bir şekilde zedelenmişti. Agathe onun fethetmişti.
After a visit or two, Elisabeth, Agathe and Gérard moved in, unable to resist Paul's exciting new artificial room scape
Elisabeth, Agathe ve Gérard, önceleri sadece burayı ziyaret edebiliyorlardı ama bu harika mobilya manzarası dışında yaşayamaz duruma geldiklerinden hızlı bir şekilde Paul'un yanına göç etmişlerdi.
You have Agathe and Gérard with you
Yalnız değilsin ki. Agathe ve Gérard odanda kamp kurmuş durumdalar.
Alone, they feel free to talk
Agathe seni sinir ettiğini düşünüyor. Birbirleriyle konuşmakta tamamen özgürler.
" Agathe, I'm mailing this because I dare not leave it in your room
Agathe, bunu sana postalıyorum çünkü elden verecek cesareti kendimde bulamadım.
Unfortunately, instead of putting Agathe's name on the envelope Paul wrote his own
Ama aksiliktir ki, kederinin yarattığı basiretsizlik sebebiyle Paul, zarfın üzerine Agathe yerine kendi ismini yazmıştı.
I've come to see how you are.
Nasıl olduğuna bakmaya geldim. - Agathe hasta.
Agathe is ill
- Hasta mı?
I'm mad about Agathe
Agathe'ye deliler gibi aşığım.
Agathe says she had no letter but it can't have flown away
Bana bir mektuptan bahsetmedi, ama durduk yere yok olacak değil ya. Onu bulmamız gerekiyor.
Agathe's asleep, but there's an envelope on her dresser
Agathe'nin odasına gittim. Uyuyor. Mektup da şifonyerinin üstünde.
What? Agathe is in love with someone else
Agathe birisinden bahsetti ama senden değil.
Agathe wants to forget the letter Let her think it was a whim.
Önemsiz bir dürtü olarak mektubu görmezden gelmek ve herhangi bir kin tutmamak istediği açık.
Marry Agathe, and keep my role in all this from her
Agathe ile evlen ve benim yaptıklarımdan hiç bahsetme. Bunun için beni zorluyorsun ama.
I'll tell Agathe you love her and have shed your delusions of grandeur
Gidip ona güzel haberi vereceğim. Onu seviyorsun ama kendini biraz büyük görme durumlarındaydın. Uyan ve mutlu ol.
Are Agathe and Gérard back?
- Agathe ve Gérard döndüler mi? - Yarın öğle yemeğine gelecekler.
You'd swear he's Agathe's brother
Agathe'nin kardeşi olduğuna yemin edebilirdin. Artık o kadar kaba da değil.
Give it to Gérard to throw in the Seine Paul and I don't care for petty minds
Agathe, ne Paul ne de ben böyle küçük işlerle uğraşanlara katlanamayız.
It's your fault, Agathe
Benim mi?
- You must live - Too late, Agathe
Artık çok geç Agathe.
I couldn't let Agathe take you from me
Seni elimden almasına izin veremezdim.
Thank you. Agathe.
Teşekkürler Agathe.
Goodbye. Agathe.
Hoşça kal Agathe.
Agathe can't cope on her own.
Agathe kendi tek başına yapamaz.
Agathe's taking care of everything.
Agathe her şeyin başında.
- Thanks. Agathe.
- Sağol Agathe.
Agathe!
Agathe!
I want Agathe's room
Agathe'nin odasına gittim çünkü kendi odamdan nefret ediyorum.
- I'll see Agathe
- Ben gidip Agathe'yi göreceğim.
- How's the invalid?
Agathe ne durumda? - Yalnız kalmak istiyor.
Agathe is no Queen Athalie
Agathe Athalie değil.
What are you doing about Agathe?
Agathe hakkında ne yapmayı planlıyorsun? Yapmak mı?
Agathe listened, stunned
Agathe ise hiç soluk almaksızın dinlemişti.
Maybe, but I'm no coward
Belki bir canavarım ama korkak hiç değilim. Seni kaybetmek istemedim. Agathe'den nefret ediyorum.
It's not Agathe?
Agathe olamaz.
agatha 150

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]