English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Aggression

Aggression translate Turkish

1,097 parallel translation
Yet if you project weakness, you draw aggression.
Zayıflık gösterirsen saldırganlık alırsın.
Any failure to obey that command will be considered an act of aggression against us.
Bu emri çiğnemeniz bize karşı bir saldırı olarak kabul edilecektir.
Deploying an invasion fleet along our border is an act of aggression.
Sınırlarımız çevresinde bir işgal filosu oluşturmak saldırı hareketidir.
Captain, would you be prepared to consider the creation of a non-aggression pact between our two peoples, possibly leading to a trade agreement and cultural interchange?
Kaptan, kültürel alışverişe ve ticaret anlaşmasına doğru bizi yönlendirebilecek, 2 halk arasında agresif olmayan bir pakt yaratmayı düşünmeğe hazır mısınız?
And they signed a treaty of non-aggression.
Ve bir saldırmazlık anlaşması imzaladılar.
We could see that even surveillance might be interpreted as an act of aggression.
Bu gözetleme işinin bile saldırgan bir hareket olarak anlaşılması bunu gösteriyor.
Aggression factor is irrelevant.
Bu tartışma, konumuz dışında.
It is proved the most resistant in nearly every test scenario and has a very high aggression factor.
Neredeyse bütün testlerde dayanıklı çıktılar.. ve saldırganlık katsayıları da oldukça yüksek.
I won't increase the dosage of aggression drugs.
İlaçların dozajını daha fazla arttırmayacağım.
Listen, I've warned you about the aggression factors.
Dinle, seni saldırganlık faktörleri konusunda uyarmıştım.
But I've totally reconfigured... both the nootropic and the cyberlearning programs... without aggression factors.
Ama ilaçları ve siber öğreme programlarını... saldırganlık faktörleri olmadan... tamamıyla yeniden düzenledim.
Mr. Director, the aggression vectors in Project 5 caused...
Sayın Direktör, hatırlarsanız orijinal Proje 5 saldırganlık vektörleri...
to raise the domestic cost of American aggression overseas through non-participation, and support for those who are refusing to take part, in particular, drat resistance throughout the country.
Aslında ona verdiğim tek destek, onun ifade özgürlüğü olduğunu söylememdir. Hiç şüphem yok ki bu günlerde, soykırımın olmadığıyla ilgili iddialar tipik... Amerikan basınının ne kadarı Forizon'un söyleyecek bir şeyleri olduğunu söyledi?
"man of fantastic principle", you know. The invader of Panama, the only head of state who stands condemned for aggression in the world, the guy who was head of the CIA during the Timor aggression, he says, "Aggressors can't be rewarded", the media just applaud it.
Daha çok küçük başarı hikayelerinin olduğu doğru,... çünkü insanlar inanılmaz bir çaba sarfetmek istiyor.
"A wondrous sea change", The New York Times told us. The only wondrous sea change was that for once the United States didn't veto a Security Council Resolution against aggression.
Bizim istediğimiz, mevcut dergilerin sağlayamadığı şey ona gerçek bir aktivist bakış açısı vermek.
This Council must consider Indonesian aggression against East Timor as the main issue of the discussion. When the Indonesians invaded, the UN reacted as it always does, calling for sanctions and condemnation and so on.
Bu dönem ; baskı ve zorlama olmaksızın yoksul işçi kesimin kendi işlerini başarıyla organize edip, özel yaşamlarını sürdüreceklerini kanıtladıkları bir dönemdi.
( LAUGHING ) Aggression, a new scent for men.
Aggression, erkeğin yeni kokusu.
You haven't the reflexes or the aggression.
Reflekslerin ve ataklığın zayıf.
That's a lot of aggression. A lot of anger, a lot of rage.
Bu çok fazla saldırganlık içeriyor.
We're fighting against naked aggression!
Almanlar nedensiz saldırıyor.
You can channel your feelings of aggression in other ways.
Saldırganlık duygularını başka şeylere yönlendirebilirsin.
You have to learn restraint. Learn how to live peacefully among other races regardless of how you may feel. Learn to contain your feelings of aggression and violence.
Kendini dizginlemeyi, ne hissedersen hisset,... diğer ırklar arasında mutlak suretle barışçıl bir şekilde nasıl yaşayabileceğini öğrenmelisin.
Sustained wakefulness dulls fear, heightens aggression.
Uzun süreli uykusuzluk korkuyu ve hırçınlığı arttırır.
Punish them for their aggression!
Bu yaptıklarını onlara ödetelim!
Advise him there will be no further aggression on our part.
Bir daha böyle bir tavır takınmayacağımızı da ekleyin.
You're an obnoxious twerp who likes to hide fear behind aggression.
Saldırganlığının arkasında korkusunu saklamayı seven ahmak bir veletsin.
This was an independent act of aggression.
Hayır, bağımsız bir şiddet gösterisiydi.
Now that Earth has wisely signed a non - aggression treaty with my government it is only natural that they begin to do to you what they have been doing to us all this time.
Dünya'nın zekice bir hareketle hükümetimle saldırmazlık anlaşması imzalaması sonucunda, zamanında bize yaptıkları şeyleri şimdi size yapmaya başlamaları son derece normal.
I'm here to sign a non-aggression treaty with the Centauri.
Centauriler'le saldırmazlık anlaşması imzalamak üzere gönderildim.
A non-aggression treaty with the Centauri?
Centauriler'le saldırmazlık anlaşmasıymış.
He crossed his T's downwards, indicating aggression.
T'nin aşağısına doğru olan hareketi, saldırganlık göstergesiydi.
I'm getting out all my aggression till I go to law school.
Hukuk fakültesine gidene kadar tüm saldırganlığımı atacağım.
Major... you're the perfect choice for my aggression.
Binbaşı, sen benim saldırganlığım için mükemmel bir seçimsin.
Given our limited numbers, we shall need an inventive strategy with which to dissuade Cain from his aggression.
Sayimiz az oldugundan, Cain'in öfkesini azaltmak için yaratici bir stratejiye ihtiyacimiz var.
Mr President, the Cuban aggression remains mobile.
Bay Başkan, Küba güçleri ilerliyor.
You wanna see aggression?
Saldırganlık mı istiyorsun?
It happened while he was painting guernica, that great human cry against aggression and hate between man and man... And woman and woman.
Bu olay "Guernica"'yı, yani "Erkek erkeğe ve kadın kadına mücadelelerinde ki kin ve şiddete karşı haykırış" resmini çizerken olmuştu.
I will take an act of violence against my companion as an act of aggression against myself and my house.
Yoldaşıma yapılacak bir şiddet eylemini, kendime ve aileme yapılmış bir tecavüz olarak kabul edeceğim.
Ah, ah, ah, ah! This is wonderful. Playful sibling aggression.
Bu harika, kardeşler arasında oyun.
I will strive to understand other life-forms. I will avoid aggression and make peace with all those who piss me off.
Diğer yaşam formlarını anlamaya çalışacağım Ve tüm öfkemi görmezden gelip beni sinirlendiren herkesle barışacağım.
And that is why this unfocused aggression worries me.
Dağınık saldırı düzenimiz bu yüzden beni endişelendiriyor.
He would test their villages and find out which populations... had the greatest tendency toward aggression.
Kasabaları gezerek hangi toplulukların saldırganlığa daha meyilli olduğunu araştırıyordu.
You cure future aggression by cutting out that part of the gene pool.
Gelecekteki saldırıları genetik havuzun o bölümünü yok ederek önlüyoruz.
Sometimes we'd find whole villages... where the aggression was just too deeply rooted... and we had to take it all out.
Saldırganlığın çok derinlere kök salmış olduğu kasabalara da rastladık ve tamamen yok etmek zorunda kaldık.
Your abduction of our crew member is a clear act of aggression.
Mürettebatımızı alı koymanız, düşmanca bir hareket olarak algılanmaktadır.
- ln the pen, it's a sign of aggression.
- Kapalı alanda olmak, kavga sebebidir.
I mean, taming unchecked aggression, that was my personal favorite.
Benim şahsi favorim, kontrolsüz saldırganlığı ehlileştirmek.
Later on, they wanted me to sign something condemning the American aggression in Vietnam.
Sonra bana, Amerika'nın Vietnam'a saldırısını kınayan birşey imzalatmak istediler.
The other races could see this as an act of aggression.
Diğer ırklar bunu saldırgan bir tutum olarak algılayabilir.
There is no western concern for issues of aggression, atrocities, human rights abuses and so on if there's a profit to be made from them.
Örneğin ; burada şunun ayrımını gözetlemeliyiz ; yani profesyonel olarak çalıştığım alanda 10 yıl önceki inandığım şeye bugün de inanıyorsam, bu alan ölmüş demektir.
( HUSKY voice ) Aggression, by Calvin Clone.
Aggression, Calvin Clone'dan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]