English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Aguilar

Aguilar translate Turkish

154 parallel translation
The testimony of DEA Bureau Chief Peter Paul Aguilar is expected to break one of Central City's major conduits for hard narcotics.
Uyuşturucu İnfaz Amirliği'nin büro şefliğine delillerini sunacak olan Peter Paul Aguilar'ın, Central City'nin büyük uyuşturucu hatlarından birine fena halde darbe vurması bekleniyor.
Aguilar infiltrated a ruthless East Coast drug cartel....
Aguilar, doğu yakasına ait acımasız bir uyuşturucu şebekesine sızmış ve...
Aguilar testifies, and years of my work is destroyed.
Aguilar şahitliğini sunarsa yıllarımı verdiğim iş yok olacak.
You make him find Aguilar's daughter now.
Ona derhal Aguilar'ın kızını buldur.
Three days until Aguilar testifies, and we know nothing about this girl!
Aguilar'ın tanıklık yapmasına üç gün var ve biz bu kız hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
The only thing that Aguilar loves.
Aguilar'ın önemsediği tek şey.
Peter Aguilar.
Peter Aguilar.
- lt's you for the girl, Aguilar.
- Kız senin şerefine Aguilar.
Well, certain legal motions have been put before the court- - ls it true that Peter Paul Aguilar will not testify, and thereby the case falls apart?
Mahkemede bazı yasal önergeler arz edildi. Peter Paul Aguilar şahitlik yapmayacağı ve davanın düşeceği doğru mu?
Mr. Aguilar will withhold his testimony until he has a chance to review his evidence.
Bay Aguilar'ın elindeki kanıtı gözden geçirmek için bir şansı var, o ana dek şahitlik işleminde bulunmayacak.
Calderon has a relative of Aguilar's.
Calderon, Aguilar'ın bir yakınına sahip.
Aguilar wants to make the switch at midnight.
Aguilar takası gece yarısı yapmak istiyor.
Well, Trachmann won't let Paloma or Aguilar live past morning.
Trachmann, ne Paloma'nın ne de Aguilar'ın sabaha kadar canlı çıkmasına müsaade etmez.
Well, he's exchanging Paloma for Aguilar at midnight.
Paloma'yla Aguilar'ı takasını gece yarısı gerçekleştiriyor.
I know, Senor Aguilar.
Biliyorum Bay Aguilar.
Aguilar, how should I kill you?
Aguilar, seni nasıl öldürsem ki?
Following incriminating testimony from DEA Agent Peter Aguilar East Coast drug lord Reuben Calderon stunned the court with a three-hour-long confession of criminal activity dating to the early'80s.
Uyuşturucu İnfaz Amirliği Ajanı Peter Aguilar'dan gelen suç delillerini takiben, doğu yakasının uyuşturucu kralı Reuben Calderon 80'lerden beri süre gelen, suç faaliyetlerini içeren üç saatlik itirafıyla mahkemeyi şaşkına çevirdi.
- Detective Aguilar.
- Dedektif Aguilar.
Detective Aguilar?
Dedektif Aguilar mı?
- Hey, Aguilar!
- Hey, Aguilar!
Hey, Aguilar, that, uh, that con you blasted just got out of surgery.
Hey, Aguilar, şu, uh, vurduğun mahkum ameliyattan çıkmış.
Aguilar!
Aguilar!
- Aguilar.
- Aguilar.
Aguilar?
Aguilar?
- Detective Paco Aguilar.
- Dedektif Paco Aguilar.
Trevor Aguilar.
Trevor Aguilar.
Prisoner Aguilar, what are you doing?
Mahkum Aguilar, ne yapıyorsun?
I discussed the regulations on saluting with Aguilar, did I not?
Selamlama konusundaki kuralları Aguilar'a anlatmıştım, değil mi?
- Prisoner Aguilar, resume your punishment.
- Cezana devam et. - Ceza bitti.
This prisoner was interfering with the corporal punishment of prisoner Aguilar.
Bu mahkum, mahkum Aguilar'ın cezalandırılmasına müdahale etti.
Aguilar was saluting.
Aguilar selam veriyordu.
Your new friend, Aguilar, he took a claw hammer to his platoon leader.
Yeni arkadaşınız Aguilar müfreze liderine keserle saldırmıştı.
Aguilar placed a bet for you.
Aguilar sizin üzerinize bahis oynadı.
Corporal Aguilar.
Onbaşı Aguilar.
Why don't you ask pri- - Ask Aguilar.
Neden Aguilar'a sormuyorsunuz?
All right, Aguilar. I'll bite.
Pekala Aguilar, ben varım.
Mr. Aguilar?
Bay Aguilar, bu iyi görünüyor.
Every castle has one. Aguilar?
Her kalenin kapısı olur.
Aguilar, come here a minute.
Aguilar biraz gelsene.
Come on!
Haydi. Aguilar!
Aguilar, damn it!
Aguilar, lanet olsun!
- Get down! - All inmates remain on the ground- - - Aguilar, get down!
Bütün mahkumlar yüzükoyun yere yatsın.
Get down, Aguilar.
Yat aşağı!
Gentlemen, Corporal Ramon Aguilar,
Beyler... Onbaşı Ramon Aguilar...
So, tell me again. Why is it Aguilar had to die?
Söylesenize, Aguilar'ın ölmesine ne gerek vardı?
It was unfortunate about... Aguilar.
Aguilar'a... yazık oldu.
- Punishment is over. Aguilar, I'm warning you- -
Seni uyarıyorum!
Four in favor, Aguilar.
- Aguilar dört koyuyor.
What's up, Aguilar?
Ne haber Aguilar?
- Aguilar, get the hell down! - Zamorro.
Zamorro.
Now you've got yourself a castle. " Where the years have gone I have years to go
"İşte sana bir kale." ER AJ BECK AGUILAR

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]