English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Aibileen

Aibileen translate Turkish

47 parallel translation
Aibileen, bridge club is in an hour.
Aibileen, briç partisi bir saat sonra.
Aibileen, the girls are pulling up, and the table isn't set.
Aibileen, kızlar gelmek üzere ve masa hâlâ hazır değil.
Oh. Minny. Will you see if Aibileen has some of that ambrosia?
Minny, Aibileen yiyecek bir şeyler yapmış mı, bakar mısın?
Forgive me, Lord, but I'm gonna have to kill that woman, Aibileen.
Tanrı affetsin ama o kadını öldüreceğim bir gün, Aibileen.
Elizabeth, can I talk to Aibileen?
Elizabeth, Aibileen'le konuşabilir miyim?
My Aibileen?
Bizim Aibileen mi?
I'm still working on it, Aibileen.
Devam ediyorum, Aibileen.
Thank you, Aibileen.
Teşekkür ederim, Aibileen.
Aibileen, go check on Mae Mobley.
Aibileen, git Mae Mobley'i kontrol et.
If Aibileen uses the guest bath, I'm sure she uses yours, too.
Aibileen misafir tuvaletini kullandığına göre sizinkini de kullanıyordur.
- Aibileen?
- Aibileen?
I'll be back tomorrow, Aibileen, to get started on those Miss Myrna letters.
Yarın geleceğim, Aibileen. Bayan Myrna'nın mektuplarına başlarız.
Aibileen.
Aibileen.
Fix me a sandwich, Aibileen.
Bana bir sandviç hazırla, Aibileen.
Aibileen, Mae Mobley's crying her eyes out.
Aibileen, Mae Mobley deli gibi ağlıyor.
And this Miss Myrna thing isn't going to work out with Aibileen.
Aibileen, Bayan Myrna konusunda yardımcı olamayacak.
Hurry, Aibileen!
Acele et, Aibileen!
Isn't it so nice to have your own, Aibileen?
Kendi tuvaletinin olması iyi olmadı mı, Aibileen?
Hey, Aibileen!
Selam, Aibileen!
I'd really like to interview you, Aibileen.
Seninle röportaj yapmayı çok istiyorum, Aibileen.
Aibileen, I done went and did it now.
Aibileen, kötü bir şey yaptım.
She got what she deserved, Aibileen.
Hak ettiğini buldu, Aibileen.
Aibileen said you'd be on time.
Aibileen tam vaktinde geleceğini söylemişti.
Aibileen, Aibileen.
Aibileen, Aibileen.
Maybe you just want to get Aibileen in trouble.
Belki de Aibileen'in başını belaya sokmaya çalışıyorsundur.
Ain't that right, Aibileen?
Haksız mıyım, Aibileen?
Me and Aibileen done asked everybody we know. Thirty-one maids.
Ben de Aibileen de tanıdığımız 31 hizmetçiye de sorduk.
Aibileen, are you enjoying your new bathroom over at Elizabeth's'?
Aibileen, Elizabeth'in evindeki yeni tuvaletini beğendin mi?
Nice to have your own. Isn't it, Aibileen?
Sana özel olması ne güzel, değil mi Aibileen?
Minny and Aibileen already did.
Minny'le Aibileen söyledi zaten.
Aibileen!
Aibileen!
Right in front of his children, Aibileen.
Çocuklarının gözlerinin önünde, Aibileen.
Miss Skeeter, you best head on over to Miss Aibileen's house.
Bayan Skeeter, Bayan Aibileen'in evine gitseniz iyi olur.
Aibileen?
Aibileen?
You tell Aibileen the next time she wants to write about my dear friend Elizabeth...
Aibileen'e de ki, bir daha sevgili arkadaşım Elizabeth hakkında bir şeyler yazmak isterse...
Let's just say Aibileen ought to have been a little bit smarter before putting in about that L - shaped scratch in poor Elizabeth's dining table.
Keşke Aibileen, zavallı Elizabeth'in yemek masasındaki L şeklindeki çiziği yazmayacak kadar akıllı olsaymış.
I'm gonna take care of Aibileen.
Aibileen'e göz kulak olurum ben.
Aibileen, can you come in here, please?
Aibileen, buraya gelebilir misin lütfen?
Aibileen, the silver I lent Elizabeth last week.
Aibileen, geçen hafta Elizabeth'e ödünç verdiğim gümüşler var ya hani?
Then it behooves me to inform you that you are Tired, Aibileen.
O hâlde kovulduğunu bildirmek bana düştü, Aibileen.
Aibileen, stop!
Aibileen, sus!
Aibileen, you have to go now.
Aibileen, git artık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]