Alana translate Turkish
4,774 parallel translation
Blame Alana and Mel, and now Carrie.
Alana ve Mel'i suçla ve tabi şimdi de Carrie'yi.
Mr. Portarena comes with me in the red zone...
Mr. Portarena, benle beraber kırmızı alana gelin...
Um, I'm actually thinking about transitioning into another field.
Aslında başka bir alana geçmeyi düşünüyorum.
Sarah, can you handle the isolation unit until Doreen checks in?
Sarah, Doreen'den haber alana kadar tecrit konusuyla sen ilgilenebilir misin?
It has plenty of room.
Biz yeterli alana sahip beri.
I'll make you a two for one deal, chuckles.
Senin için bir alana bir bedava yapacağım, sersem.
You make your own hours.
Kendi evini alana kadar.
- Yes, I moved it to a commercial zone,
Evet, onu ticari alana götürdüm.
Until you get that stone, you're stuck with me.
Sen taşı alana kadar seninleyim.
Probably was just a cheap TV prop until Kelly's grandmother got it.
Muhtemelen Kelly'nin büyük annesi alana kadar ucuz bir şeydi.
No matter what you hear, don't move until I come back and get you.
Ne duyarsan duy... -... ben gelip seni alana kadar kıpırdama. - Seni kaybedemem!
Shuman is hoping to use the Sun's power to irrigate the desert and turn it green.
Shuman, Güneş'in enerjisini çölü sulayarak yeşil bir alana çevirmek için kullanmayı umuyordu.
In a letter to Scientific American, he calculated that his solar power plants, if deployed in an area of the Sahara Desert only 150 miles on a side, could supply as much power as consumed by all the industries of the world.
Scientific American'a yazdığı bir mektupta kendi güneş enerjisi tesislerinin Büyük Sahra büyüklüğündeki bir alana yayılması durumunda yalnızca 240 kilometrelik bir bölümün Dünya'daki tüm sanayilerin tükettiği kadar enerji üretebileceğini hesaplamıştı.
Spector, I need you to hit this area, again. - Already checked it.
Spector, tekrar bu alana gitmeni istiyorum.
I'm not leavin until you take it.
Bunu alana kadar bir yere gitmiyorum.
He and the Atrian seven have been invited to the ship for the commemoration.
O ve yedi Atrian kutlamalar için geminin olduğu alana davet edildi.
Well, until we get the CPS to agree to terms on Prasad's immunity, we're stuck.
CPS'ten Prasad'ın dokunulmazlığı için kabul alana kadar, sıkışıp kaldık.
Then the riot squad, the helmeted policemen with their plastic shields were deployed after smoke bombs were thrown.
Ve sonra Kasklı ve plastik kalkanlı Çevik kuvvet biber gazları atıldıktan sonra alana sevk edildi.
- No bullets until you aim straight.
- Nerede? Düzgün nişan alana kadar sana mermi yok.
When I learnt that she's pregnant I was as happy as a person gets on knowing about a buy 1 get 1 free offer.
Onun hamile olduğunu öğrendiğimde 1 alana 1 bedava kampanyasını yakalamış gibi.. ... mutlu oldum.
Buy a shampoo and get a soap bar free.
Bir şampuan alana sabun ücretsiz.
Crowley is only useful to us until we have the Blade.
Crowley sadece biz bıçağı alana kadar yararlı.
Listen, you said Crowley was only useful till we got the Blade.
Crowley'in bıçağı alana kadar işe yaradığını söylemiştin.
So I won't talk to the press until I get instructions.
- Senden talimat alana kadar basınla konuşmayacağım, değil mi?
Sarah, can you handle the Isolation unit until Doreen checks in?
Sarah, Doreen'den haber alana kadar tecrit konusuyla sen ilgilenebilir misin?
Two for one.
"Bir alana bir bedava" kampanyası var.
Dendi will TP ( teleport ) back to safety.
Dendi güvenli bir alana ışınlanacak.
As soon as I get my Christmas card, so get in there.
Yılbaşı kartımı alana kadar olmaz, hadi geçin.
You keep calling him till we get those signatures. All right? All right.
İmzayı alana kadar ara, imzayı alınca da bana haber ver.
Right until the day I took his life.
Evet, ben onun canını alana kadar.
Wouldn't want Alana Bloom to worry about you dwelling on anything morbid in what's to be a time of recovery.
Alana Bloom'un iyileşmen gereken zamanda hastalıklı bir şeyle ilgilenmen konusunda endişelenmesini istemem.
The defense calls Dr. Alana Bloom.
Savunma, Dr. Alana Bloom'u çağırıyor.
- I brought him to the field to die.
Onu ölmesi için açık alana götürdüm.
He couldn't bear being touched by her.
Alana'nın kendisine dokunmasına dayanamıyor.
That's where I asked him if he was the Chesapeake Ripper, and he avoided the question and suggested I kill Alana Bloom.
Tam orada ona Chesapeake Matadoru olup olmadığını sordum o sorudan kaçtı ve Alana Bloom'u öldürmemi önerdi.
That's where I asked him if he was the Chesapeake Ripper and he avoided the question and suggested I kill Alana Bloom.
Tam orada ona Chesapeake Matadoru olup olmadığını sordum o sorudan kaçtı ve Alana Bloom'u öldürmemi önerdi.
I'll give Alana Bloom your best.
Alana Bloom'a selamını söylerim.
No, you're wrong about him, Alana.
Hayır, yanılan sensin Alana.
He's dangerous, Alana.
O tehlikeli, Alana.
Alana, you've given more than blood.
Alana, kandan fazlasını verdin.
What's changed, Alana?
Değişen ne, Alana?
Alana Bloom isn't harbouring any doubts.
Alana Bloom'un kuşkusu bile yok.
Feed your dogs, leave a note for Alana and never see her or Jack again.
Köpeklerini besle Alana'ya bir not bırak ve ne onu, ne de Jack'i bir daha görme.
It's Alana.
Ben Alana.
Goodbye, Alana.
Hoşçakal, Alana.
Be blind, Alana. Don't be brave.
Kör ol, Alana ; cesur olma.
You saw to it that I alienated Alana, alienated Jack.
Alana'yı, Jack'i uzaklaştırmamı sağladın.
To get his stripe back so he can leave again.
Rütbesini alana kadar burada, sonra da tekrar terk edecek.
Not until I have Nina and my wife.
- Nina'yı ve karımı alana kadar olmaz.
- Dig, I'm on site.
Dig, alana geldim.
Hello, Alana.
- Merhaba, Alana.