English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Albino

Albino translate Turkish

350 parallel translation
- You and that albino of yours.
- Sen ve albinon.
- Evangeline's no albino.
- Evangeline albino değil.
My mother was one albino.
Annem bir albino idi.
He's the fourth man, the albino.
Dördüncü O, albino hastası.
As I entered the bedroom, there were 2 elderly albino women, robed entirely in black, standing watchfully over her.
Odaya girdiğimde yaşlıca iki albino hanım oradaydı tamamıyla siyah giyinmişler ve onu seyrediyorlardı.
He was like an albino.
Albino gibiydi.
Not Dirty Bad Bob, the New Mexican... but the original Bad Bob, the mean one, the albino.
New Meksico'lu Dirty Bad Bob değil asıl Bad Bob, zalim olan albino.
It's the albino turd himself.
Hayır. O Minnie Fare.
Tell the Albino he can trust me.
Abraş'a bana güvenebileceğini söyle.
- This is the Albino.
- Ben Abraş.
Now the Albino's corpse is a cannonball that could drown you.
Şimdi Abraş'ın cesedi seni dağıtabilecek bir top mermisi.
The Albino's record might push the investigation in the right direction.
Abraş'ın kaydı soruşturmayı doğru yöne itebilir.
There's more : the Albino sang to the cops at Customs that day and gave them Guido's name.
Abraş o gün Gümrük'teki polislere Guido'nun ismini vermiş oldu.
She was with him when he blew the Albino away.
Abraş'ı vururken kız da yanındaydı.
Oh, the impatient albino!
Sabırsız albino!
A total albino.
Tam bir albinoyum.
Now they got a sewage system swarming with blind, albino, shit-eating alligators.
Şimdi tüm kanalizasyon sistemi kör, albino, dışkı yiyen timsahlarla dolu.
- The albino?
- Akşın olan adam mı?
See, the albino tried to kill me earlier, - but I smashed him with my umbrella. - Your umbrella?
Akşın beni daha önce öldürmeye çalışmıştı ama şemsiyemle onu etkisiz hâle getirdim.
The albino must have wanted the cigarettes too.
- Akşın da sigaraları istemiş olmalı.
The albino is working for the dwarf.
Akşın olan adam cüce için çalışıyor.
I'm pouring you a nice, warm albino martini.
Sana çok güzel sıcak bir beyaz martini getireyim.
OK, now, when we get inside, I want you to point out the albino.
İçeri girdikten sonra senin akşını teşhis etmeni istiyorum.
You look whiter than an albino.
Yüzün kireç kesilmiş.
We even got ourselves an albino Bramlette. [Chuckles]
Hatta bizim bir tane albino Bramlette'imiz bile var.
- They're almost albino.
- Neredeyse albinolar.
You bang albino?
Bir albinoyla yatar mısın?
The same albino jackrabbit son of a bitch that did Hunsaker. - You sure?
Hunsaker'ı vuran, renksiz herif.
Where did we put the wheelbarrow the albino had?
O albinonun elindeki el arabasını nereye koyduk?
Over the albino, I think.
Sanırım, albinonun üstüne.
Exposing your skin to sunlight will make you old before your time and eventually you'll look like an albino raising.
Vücudunun güneş ışığına maruzu sonucunda zamanından önce yaşlanacaksın ve kurumuş bir üzüme benzeyeceksin.
Today I shall immolate an albino man and a red dog for my magic post.
Bugün tılsımlı sırığımla sana bir albino ve kızıl bir köpek kurban edeceğim.
Nobody will believe I'm an albino!
Kimse benim albino olduğuma inanmaz!
And now, without further ado, I bring to you Albino Red!
Ve şimdi başka söze gerek olmadan size Albino Red'i takdim ediyorum!
Mr. Albino?
Bay Albino.
On the direction given by a dentist.. german, albino, junkie, homosexual and by his lover who's a jail-bird...
Yol tarifini verenin de Alman, albino, keş, ibne bir dişçi olduğunu ve müebbetlik bir sevgilisi olduğunu da unutmayalım.
In grade 5, he was put into a class of retards with schizophrenics, psychopaths, a set of epileptic twins, a transvestite and an albino.
5. sınıfta şizofrenikler, psikopatlar, epileptik ikizler, travestiler ve bir albinoyla birlikte özürlüler sınıfına kondu.
The carriage they escaped in was driven by an albino.
Kaçtıkları arabanın sürücüsü bir albinoymuş.
Other guy was like an albino.
Oteki adam bir akkoyun gibiydi.
I'm what you call a partial ocular albino, but I'm fine with it.
Bende yarı oküler albino durumu var, ama beni rahatsız etmiyor.
That's a true albino pigeon.
Bu bir Albino Güvercini.
I ended up living with this albino guy who was cleaning windshields.
Araba camlarını silen bir albino adamla yaşamaya başlamıştım.
I have found the Albino.
Albino'yu buldum.
Where did you find the Albino?
Albino nerede? Onu nerede buldun?
Seven years ago, on Dayos iv, I met one of the Albino's discarded wives.
Yedi yıl önce, Dayos IV'de,... Albino'nun kovduğu eşlerinden biriyle karşılaştım.
In it was the location of the Albino's sanctuary.
İçinde, Albino'nun sığınağının nerede olduğu yazılıydı.
An albino.
Bir albino hastası.
I want you to meet my fiancée, Sylvia Albino.
Nişanlım, Sylvia Albino ile tanışmanı istiyorum.
It must have been the albino.
Akşın yapmış olmalı.
Who's the albino?
- Akşın da kim?
- That's the albino.
- Bu da akşın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]