Alena translate Turkish
61 parallel translation
- Alena.
- Alena.
Any friend of Alena's a good friend of mine.
Alena'nın dostu benim de dostumdur.
I'd like you to meet Alena.
Alena ile tanıştırayım.
Dad, this is Alena.
Baba, bu Alena.
Come look at them, Alena!
Gel bakalım, Alena!
Alena is my only child.
Alena benim tek çocuğum.
What does that have to do with me and Alena?
Bunların benimle ve Alena ile ne ilgisi var?
Alena is an adult.
Alena bir yetişkin.
Alena.
Alena.
Alena, this is Maja.
Alena, bu Maja.
Maja, Alena and Kristina.
Maja, Alena ve Kristina.
In English, Alena.
İngilizce, Elena.
Whatever you think he is, it's a lie, Alena, a lie.
Her ne düşünüyorsan yalan, Alena, hepsi yalan.
Damn it, Alena, I'm not gonna ask you again.
Lanet olsun, Alena, bir daha sormayacağım.
Stop, Alena.
Kes, Alena.
Alena, it's me.
Alena, benim.
Is that okay, Alena?
Bu, sorun olur mu Alena?
It is Alena, right?
Adın Alena, değil mi?
Alena Maybrook?
Alena Maybrook, değil mi?
Did you kill Richard Grossman, Alena?
Richard Grossman'ı sen mi öldürdün, Alena?
Tell me what happened, Alena.
Neler olduğunu anlat, Alena.
Maybe Alena took it when she fled?
Belki de olay yerinden kaçarken Alena yanında götürmüştür.
Still doesn't explain how Alena fits in.
Ama hala Alena'nın olaya nasıl dahil olduğunu açıklamıyor.
What, Alena?
Ne, Alena mı?
Did he give you any sense why Alena broke off the engagement?
Alena'nın nişanı neden bozduğuna dair herhangi bir fikrin var mı?
And put all that together with the defensive wounds you found on Alena, and I don't have to tell you how this looks.
Tüm bunları, Alena'da bulduğunuz savunma yaralarıyla da birleştirirseniz, olayın nasıl görünmeye başladığını anlatmama gerek kalmaz.
Meaning Alena Maybrook is guilty of nothing but self-defense.
Bu da demek oluyor ki Alena Maybrook, nefsi müdafaa dışında bir şey yapmamış.
You know, Alena, I was always taught to respect the dead, but I got to tell you. Guys like Richard Grossman make it tough.
Sen de bilirsin ki Alena, ben her zaman ölülere saygılı olunması gerektiğini düşünmüşümdür ama sana şunu söylemeliyim ki Richard Grossman gibi adamlar bu durumu zorlaştırır.
You've been through so much, Alena.
Çok şey yaşamışsın, Alena.
According to Stonefield's payroll department, starting six months ago, Alena Maybrook went from working under 40 hours a week to over 70.
Stonefield'ın muhasebe bölümüne göre, altı ay öncesinden başlayarak Alena Maybrook, haftada 40 saatten az olan çalışma saatlerini bir anda haftada... -... 70 saatten fazlaya çıkarmış.
Did Alena file one of the harassment reports against him?
Alena, adam aleyhine tek bir taciz raporu bile doldurmamış mı?
Well, it probably pissed off Alena, too.
Şey bu durum muhtemelen Alena'yı da kızdırmıştır.
If Alena did decide to kill Grossman out of vengeance, she might know more than what she told you before.
Eğer Alena, intikam almak için Grossman'ı öldürmeye karar verdiyse, sana daha önce anlattığından fazlasını biliyor olabilir.
Until Alena came to you?
Alena sana gelene kadar mı?
Alena let me leave early every night so I could put my kids to bed.
Alena, çocuklarımı kendim yatırabilmem için her gece erken çıkmama izin verirdi.
I'm 100 % certain, if Alena really did kill Richard, she absolutely had to.
Kesinlikle eminim ki eğer Richard'ı Alena öldürmüşse, buna mutlaka mecbur kalmıştır.
We already know Grossman's prints were on the connector, so if the camera belonged to him, maybe there was something else on it Alena didn't want anyone to see.
Grossman'ın parmak izlerinin, bağlantı ucunda olduğunu zaten biliyoruz yani eğer kamera ona aitse, belki de içinde, Alena'nın, kimsenin görmesini istemediği bir şeyler vardır.
Hmm. Trouble is, though, it wasn't in any of her personal belongings, you know?
Asıl sorun kameranın, Alena'nın kişisel eşyaları arasından çıkmamış olması, bunu biliyorsun.
Our pickpocket palmed the camera from Alena's coat when he bumped her in the store.
Bizim cepçi, mağazada çarpıştıkları sırada kamerayı Alena'dan yürütmüş, demek ki.
I cross-referenced Stonefield's cash register reports with Alena Maybrook's work shifts over the past six months.
Stonefield'ın kasa girdi raporları ile Alena Maybrook'un son altı aylık vardiya raporlarını karşılaştırdım.
And as an assistant manager, Alena would have overseen a lot of those registers.
Ve müdür yardımcısı olarak Alena, bu raporlardan bol miktarda görmüş olmalı.
Have flack issue a robbery warrant for Alena Maybrook.
Flack, hırsızlıktan dolayı Alena Maybrook hakkında arama emri çıkartsın.
Alena, thank you for meeting me here.
Alena, benimle burada buluştuğun için teşekkür ederim.
The registers at Stonefield's tell a different tale, Alena.
Stonefield'ın kasa kayıtları, başka bir hikaye anlatıyor, Alena.
Alena, I know why you're here, and I want to assure you, your job is still safe.
Alena, neden burada olduğunu biliyorum ve seni temin ederim ki işin güvende.
By the time they look at it, she may not be alive to prosecute.
Ama davaya bakmaya başladıklarında Alena, mahkeme sürecinde, hayatta olmayabilir.
She's Alena.
Adı Alena.
How's Alena?
Alena nasıl?
I'll get Alena to start a rumor internally that HarperCollins is also reading it, and maybe we can up them to half a mil.
Alena'ya söyleyeyim, kitabı HarperCollins'in bile yayımlamayı düşündüğüne dair bir dedikodu çıkarsın. Belki yarım milyon daha fiyat arttırırız.
Galavant - 01x05 Completely Mad... Alena.
Çeviri : myprecious @ myprecioussss _
Alena, close the window!
Alena, pencereyi kapat!